Son günlerde öyle geziler yaptım, öyle toplantılara katıldım ki bir insan olarak kendimden utandım desem yalan olmaz!
Birileriyle sanki aynı dünyada, aynı coğrafyada yaşamıyoruz.
Kimi ille de ekonomi ve teknoloji diyor, kimi de ille de güç istiyor!
Peki, insana ve doğaya saygı bunun neresinde?
Eğer her şey insan için ve yaşadığımız topraklar için ise bu yağmalama ve bu aşağılama niye?..
İnsan odaklı olmayan eğitimin, bilimin, teknolojinin, ekonominin, siyasetin, hukukun, medyanın, yani kısacası hiçbir şeyin hiçbir anlamı yok!
Yine aynı şekilde binlerce yıldır kuşaktan kuşağa miras kalan denize, ormana, tarlaya, çiçeğe, böceğe, havaya yani kısacası doğaya saygı yoksa gerisi teferruattır.
Peki ya insani ve ahlaki değerler?
Sanki birer birer onlar da yok olup gidiyor...
Bu durum bizde böyle de başkalarında farklı mı?
Alın birimizi, vurun diğerimize!
El birliğiyle dünyayı ve insani değerlerimizi yok ediyoruz!..
Dünyaca ünlü bir firmanın, çok önemli bir üst düzey yetkilisi aynen şunları söyledi:
Teknoloji adına her ne varsa, pek çoğunu biz bulduk, biz ürettik, biz geliştirdik. Hedefimiz, daha çok büyümek ve daha çok kazanmaktı. Dünyanın en büyük firmalarından biriyken, bugün en ufaklardan biri haline geldik. Çünkü insanı unutmuştuk! Bunu farkına, ancak, küçüldüğümüzde vardık ama iş işten geçmişti!..
Günah çıkartmak
Söz konusu başarı, kazanç ve güç olduğunda, dur durak bilmiyoruz!
Dünyanın her yerinde bu böyle!
İnsanoğlunun genlerinde var.
Bu yüzden, hiç kimseyi ne suçluyor ne de kızıyoruz! Ama keşke yaşananlardan biraz ders alsak!
Güçlü ve zenginler, mutsuz ve yalnızlar!
İnsan ve doğa odaklı olmadığı için de pek çoğunun başarı destanı kalıcı değil.
Peki, ne zaman olayın farkına varılıyor?
Şapka düşüp, kel göründüğünde!
Her şey elde edildiğinde, hele hele geriye dönüp bakıldığında, pişmanlıklar için artık çok geçtir.
Bu nedenle, dünyanın da ülkemizin de en zenginleri, yaşları kemale erince, eğitime, doğaya, hayır işlerine daha fazla gönül veriyor, para ve zamanlarının en büyüğünü, belki de bir ömür hiç kale almadıkları insanlar için harcıyorlar...
Bill Gates’e bakın, dünyanın en zengini oldu ama servetinin yüzde 98’ni, çocuklarına değil, vakıflara bağışladı!
Çünkü para ve gücün, kendisi gibi, çocuklarının yaşamını da esir almasını istemedi!..
Doğa yok oluyor!
Doğa ve insan Allah’ın yarattığı en yüce varlıktır. Hiçbir şeye inanmıyorsak, bari ona inanalım. Onun yarattıklarına saygı duyalım.
Eğitim, bilim, teknoloji, ekonomi, siyaset ve adına her ne diyorsak, her ne yapıyorsak, elbette her şey önemli. Zamana göre, biri öne çıkar, diğeri arkada kalır. Ama eğer insani değerlerimizi ve doğayı tahrip edersek, gelecek kuşaklara söyleyecek sözümüz kalmaz!
Gelecek kuşaklar dediğimizde de başkaları değil, çocuklarımız, torunlarımız ve onların devamı aklımıza gelmeli.
Yani bir anlamda, enkaza çevirdiğimiz her şey, kendi hayatımız, kendi geleceğimiz ve kendi değerlerimiz!..
Özetin özeti: Şikâyet ettiğimiz ne varsa, çuvaldızı önce kendimize batırmalıyız!..