Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       GİRİŞ sınavları öğrenciler için hayati önem taşıyor. Yapacakları en ufak bir yanlış, yaşamlarının bundan sonraki bölümünü önemli ölçüde etkileyebiliyor. Örneğin bir soru eksik yapsalar en az 3 - 5 puan eksik alıp, hayallerindeki okullara girebilme şansını yitirebiliyorlar. Bir puanda ortalama 10 bin kişinin yer değiştirdiği göz önünde bulundurulursa, bir soruyu doğru ya da yanlış cevaplamalarının önemi çok daha iyi anlaşılır...
İşte böyle bir ortamda, öğrenciler için bir sorunun bile hayati önem taşıdığı bir süreçte, üniversite birinci basamak sınavı ÖSS'de 2, Anadolu liseleri, fen liseleri ve meslekleri sınavında da bir soru yanlış olduğu için iptal edildi.
Öğrencilere sınavda soru başına 1 ila 1.5 dakika süre veriliyor ve bu kadar kısa süre içerisinde soruyu hem okuması, hem de doğru cevaplandırması isteniyor. Bir başkasından yardım alması ya da kitabını açıp takıldığı yerlere bakması mümkün değil.
Oysa soruları hazırlayan anlı, şanlı uzman öğretmenlerin ve onları kontrolle görevlendirilen profesörlerin böyle bir sorunu yok. Oturup bir soruyu saatlerce tartışabiliyorlar. O da yetmezse konuyla ilgili bütün kitapları açıp defalarca bakabiliyorlar. Zaman sorunları da yok. Ama bütün bunlara rağmen yanlışsız sınav yapmaları mümkün olmuyor. Her sınavda en az birkaç soru iptal ediliyor.
Yani konusunda uzmanların bile her şeye rağmen hata yapabildikleri bir ortamda öğrencilerin en ufak bir hatası çok pahalıya mal olabiliyor.
Astığı, astık, kestiği kestik sınav uzmanlarına Eskişehir İdare Mahkemesi anlamlı bir cevap verdi.
Başta ÖSYM ve ÖDYM olmak üzere birçok sınav kurumu her yıl çok sayıda öğrencinin sınavını, bilgisayar verilerine bakarak "toplu kopya" gerekçesiyle iptal ediyordu. Öğrenciler daha sonra, kopya çekmediklerini, kimseye bakmadıklarını dileri döndüğünce anlatsalar da, iptal kararından kurtulamıyorlardı. Onlara göre insanlar yalan söyler, ama bilgisayarlar yalan söylemezdi.
Kopya çekmediği halde, kopyacı muamelesi görerek sınavı iptal edilen Açıköğretim öğrencisi, polis memuru Hüseyin Yücel, konuyu onur meselesi haline getirerek Anadolu Üniversitesi'ni mahkemeye verdi ve davayı kazandı. İşte mahkemenin kararı:
"Aynı sınava giren öğrencilerin cevap anahtarlarının büyük ölçüde örtüşmesi durumunda kopya çekildiğinin kabulü için örtüşmenin büyük ölçüde yanlış cevaplarda olması gerekir. Çünkü her başarılı öğrenci büyük ölçüde doğru cevap şıklarını işaretleyeceğinden doğru cevaplarda örtüşme olmasının bu öğrencilerin kopya çektiği anlamına gelmez. Salt doğru cevaplara bakılarak öğrencilerin toplu kopya çektiğinden bahisle, sınavlarının geçersiz sayılarak sıfır puan verilmesi hukuka aykırıdır..."
Sınavlarla ilgili alınan tüm karaların mahkemeden dönmesi, her sınavda yanlış soruların sorulması tesadüf mü, yoksa beceriksizlik mi?..



Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr