Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ortalık toz duman.

Rus- ya’yı çoktan unuttuk, kendi derdimize düştük.

Eş, dost tanıdık kim varsa, herkes arıyor.

Aman dikkat diye başlayan uzun uzun cümleler kuruyor, uyarıda bulunuyor, yazarken on kere düşün diyorlar.

Konu elbette gazetecilik, Cumhuriyet, Can Dündar ve Erdem Gül...

Hemen her olaya bakıldığı gibi bu konuya da şaşı bakılıyor.

İktidardan yana olanlar, fazlasıyla hak ettiler diye oh çekiyor.

Karşı olanlar ise sadece Can ve Erdem’in başına gelenlerle yetinmeyip anlattıkça, anlatıyor.

Her konudaki parçalanma ve öfke selini iktidar-medya gerginliğinde de görüyoruz.

Haberin Devamı

Peki, haklıya haksıza kim karar verecek?

Sakın ha, yargı demeyin!

Çünkü en büyük tepki, son yıllardaki çelişkili kararları nedeniyle onlara geliyor. Özellikle de barolardan.

Özetin özeti: 2015 Türkiye’si böylesi bir tabloyu hiç hak etmiyor.


Çok vahim bir durum!

GA da milyonlarca genç gibi ÖSYM’nin yaptığı sınavlara girdi.

Öğretmendi ve bir an önce atanmak istiyordu.

Çok çalıştı, zor sınavlardan geçti ama puanlar açıklandığında, her aday gibi o da derin hayal kırıklığı yaşadı. Çünkü net sayılarında çelişkiler vardı.

Kesinlikle bir yanlışlık var diye ÖSYM’ye başvurdu ve ÖSYM belki de ilk kez, “Cevap kartınız incelendi ve hiçbir olumsuz durumla karşılanmadı” şeklindeki matbu bir kâğıtla değil, ciddi ciddi cevap verdi.

Yaptığı takdire şayan bir durum.

Ama yazılanları okuyunca dehşete düşmemek mümkün değil.

Gelin isterseniz önce Başkan adına Prof. Dr. Mehmet Ali Yıldız imzasıyla gönderilen şu mektuba bir göz atalım:

“2015 Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS A Grubu ve Öğretmenlik) sonucuna yaptığınız itiraz üzerine, cevap kâğıdı/kâğıtlarınız yeniden incelenmiş ve cevap kâğıdı üzerindeki bazı silme işlemlerinin optik okuyucular tarafından işaret olarak okunduğu, bazı işaretlerin ise optik okuyucu tarafından okunmadığı itiraz inceleme komisyonunca tespit edilmiştir.

Bu sonuçla, ilgili cevap kâğıtlarınız yeniden değerlendirilmiş, puan hesaplama işlemleri yeniden yapılmış ve yeni sonucunuz Merkezimizin internet sitesinde yer alan sonuç açıklama sayfasına yansıtılmıştır...”

Haberin Devamı


Eyvah, eyvah!..

Görünen o ki olaylara şaşı bakış açımız bilgisayarlara da nüksetmiş!

Baksanıza, cevapların yanlış okunduğunu ÖSYM’nin bizzat kendisi kabul ediyor.

Demek ki yaz aylarında on binlerce adayın doğru-yanlış sayılarımızda çelişkiler var demesi boşuna değilmiş!

Peki, bu durumda, hangi sınavda, kaç aday var?

İtiraz etmeyenlerin cevap kartlarında da aynı çelişki söz konusuysa, onların haklarını kim koruyacak, mağduriyetleri nasıl giderilecek?

Çok daha önemlisi, gençlerin geleceğine karar veren bu bilgisayarlar, daha ne kadar ve nereye kadar şaşı bakmaya devam edecekler?..


Güven erozyonu!

Tartışmasız olması gereken pek çok kurum ve kişi gibi ÖSYM’nin aldığı kararların da hiçbir şekilde sorgulanmayacak kadar güvenilir olması gerekir. Çünkü onların aldığı kararlar da sorgulanıyorsa, tuz kokmuş demektir.

Tuz da kokarsa, lafın bittiği noktaya geliriz ki hiçbirimiz bunu hak etmiyoruz.

Peki, öyleyse ne yapmak gerekiyor?

Hemen her konuda sınırları çok doğru belirleyip sisteme duyulan güveni tazelemek zorundayız.

Haberin Devamı

Yoksa hiçbir konuda sağlıklı ölçümler de yapamayız, sağlıklı kararlar da alamayız...

Bu olmadığı sürece de kimsenin kimseye güveni kalmaz ki bunun adı da kaos olur!

Özetin özeti: Bu kadarını hak etmiyoruz!..