Abbas GÜÇLÜ
TÜRKİYE, hemen hemen her konuda, bugünkü tartışmalı noktaya nasıl geldi?
Darbe ve
irtica tartışmalarını bir kenara bırakalım. Eğitimi, enflasyonu, terörü, hemen her yanımızı bir ağ gibi saran şiddeti, çeteleri, her alandaki kirliliği, trafiği, kısacası kafanızı döndürüp çevrenize baktığınızda sizi rahatsız eden her şeyi bir bir ele alalım. Tüm bu rahatsızlıkların kaynağı ne?
Bir okuyucumuz, Türkiye'yi henüz olgunlaşmamış ham bir karpuza, sorunları da bu ham karpuzdan kesilmiş dilimlere benzetti. "Karpuz kelekse, dilimlerin olgun olmasını beklemek hayal. Alın birimizi, vurun diğerimize. Onun için polisler, hakimler, gazeteciler, trafik canavarına dönüşen sürücüler neyse, politikacılarımız da o" dedi ve son noktayı koydu: "Eğer öyle olmasa, kandırıldığımızı bile bile hala yalana prim verir miydik." Haklıydı. Öylesine kelek bir karpuzdu ki, bir türlü olgunlaşamıyoruz. Güneş gören bazı dilimler, olgunlaşmış izlenimini verse de, değişen sadece koyuya çalan renk. Oysa tat hala kelek tadı...
Bir başka okur ise Türkiye'nin son 50 yılını güneş tutulmasına benzetti. Griye dönüşen fulu bir hava ve bir türlü açmayan güneş...
İşte tam bu aşamada sözü Ankara Tabip Odası Başkanı Dr.
Mehmet Altınoku'na bırakıyorum. Umarım, güneş tutulması bir an önce biter ve karpuz, artık olgunlaşmaya başlar:
"Cumhurbaşkanı Demirel, 14 Mart Tıp Bayramı'nda "Ülkemizdeki tıp fakültelerinin sayısının 47'ye çıkmasının ve her yıl bu fakültelerden 6 bine yakın hekimin mezun edilmesinin bile yeterli olmadığını savunarak 70 bin olan hekim sayısını kısa süre içerisinde 140 bine çıkartmamız gerektiğini" söyledi. Böylece "Başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere yeterli düzeyde hekim istihdamı sağlanamayan bölgelerdeki sağlık sorunlarını çözeceğimizi" ifade etti.
Sağlık hizmetlerinin bir ekip hizmeti olduğunu, düzeyinin yükseltilmesi için çevre, eğitim, konut sağlıklı kentleşme, koruyucu sağlık hizmetleri örgütlenmesi, altyapı hizmetleri gibi birçok faktörün düzeltilmesinin gerektiğini gözardı eden bu yaklaşım, yıllardır yanlızca hekim sayısının artması ile sağlık sorunlarımızın çözüleceğini iddia eden popülist politikanın ısrarla sürdürüldüğünün göstergesidir.
Tıp eğitiminde niteliği niceliğe feda eden, hiçbir standart getirmeksizin art arda tıp fakültesi açan bu politik yaklaşım, ülkemiz tıbbını uçurumun eşiğine sürüklemektedir. Yüksek Sağlık Şurası'nın gündemine giren tıbbi hataların baş müsebbibi bu anlayıştır.
Hekim sayısının nitelik gözardı edilerek birkaç katına çıkması ile sağlık sorunlarının çözüleceğini iddia etmek. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan ve milletvekili sayısının birkaç katına çıkması ile ülke sorunlarının çözüleceğini iddia etmek kadar büyük bir tutarsızlık örneğidir."
Yorumu size...
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr