21. yüzyıla çok az kaldı. Bilgi Çağı olacağı konusunda herkes hemfikir. Üzerinde uzlaşma sağlanamayan konu ise yeni yüzyıla kimlerin damga vuracağı. Bilimadamları mı, yoksa ekonomistler, bilgisayarcılar, siyasetçiler, genetikçiler, tıpçılar ya da başkaları mı?..
Tercihler konusunda son kararların verildiği şu dakikalarda, Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erçin Kasapoğlu'nun derlediği 21. Yüzyılda Mühendislik ismini taşıyan kitaptan aktarmalar yapmak istiyorum. Sanıyorum ufkunuzu önemli ölçü de açacak...
Kasapoğlu, kitabını şu sözlere tamamlıyor:
"21. yüzyıl mühendisliği araştırma, geliştirme, tasarım, yapım, üretim, işletme ve yönetim halkalarından oluşan bir zincir olacaktır. 21. yüzyılda sanayide müşteri taleplerini de mühendisler çözümleyecek, hatta bazı sanayi dallarında sermayenin nasıl kullanılacağına da mühendisler karar verecektir.
Bu "eş zamanlı mühendislik" kavramının bir gereği olarak 21. yüzyılda mühendisler, pazarlamadan hukuka, işletmeden yönetim ve organizasyona, psikolojiye ve müziğe kadar her dalda söz sahibi olacaklardır. Sonuç olarak 21. yüzyıl mühendislerin yüzyılı olacaktır."
Prof. Kasapoğlu, mühendislik nedir, ne iş yapar tipi soruların önünü kesmek için de kitabının başına R. L. Sloane'den bir alıntı yapmış: "Mühendislik, herhangi bir budalanın iki dolara yaptığı bir işi, bir dolara yapmaktır."
İlginç bir tespit. Oysa, bizim mühendis Özal, Körfez Savaşı'nda bir koyup 5 alacaktı. Ama nedense 5 koyup bir alamadı. Her neyse. Mühendis Özal'ı ve demokrasi kahramanı(!) mühendis Demirel'i hiç karıştırmadan yazımıza kaldığımız yerden devam edelim.
Prof. Kasapoğlu, 21. yüzyıla damgasını vuracak değişim fırtınasının, dünyanın en eski mesleklerinden biri olan mühendisliği de önemli ölçüde değiştireceğini ve bu hıza ayak uyuduramayan üniversitelerin yok olup gideceğine işaret ediyor.
21. yüzyılın mühendislerini yetiştirebilmek için, mühendislik eğitiminin 4 yıldan 40 yıla çıkartılması gereğini de vurgulayan Kasapoğlu, bu mesleği seçecek olanlara geleceklerini "yaşam boyu eğitim" modeli üzerine oturtmalarını öneriyor.
Kasapoğlu, Türkiye'de halen 70 bin mühendisin çalıştığına da dikkati çekerek bir gerçeğin altını çiziyor:
"Bu mühendislerin büyük çoğunluğu, sosyal bir mühendislik sürecinin tamamen dışına itilmiş gizli işsizler olarak hiçbir şey üretmeden oturmaktadır. Eskiden anne babalar kızlarını mühendislerle evlendirmek için can atarlardı, bugün rantiyecileri tercih ediyorlar. Çünkü 20 yıllık bir mühendisin aylığı 400 dolar civarındadır."
Her köşe başına bir mühendislik fakültesi açılırsa, olacağı buydu. Ama Türkiye'de her şeye rağmen çok iyi mühendis yetiştiren üniversiteler var. İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi, Hacettepe, Bilkent, Yıldız bunlardan sadece birkaçı...
Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr