Olası Büyük İstanbul Depremi’ne yönelik bir seferberlik için daha neyi bekliyoruz?
Alınması gereken önlemler konusunda, son 30 yılda, en az 30 rapor hazırlandı. Hazırlanmaya da devam ediyor.
Sonuç: En iyimser tahminle, on binlerce bina enkaza dönüşecek, on binlerce yurttaşımız can verecek!
Hiçbir şey yapılmadı mı? Elbette çok şeyler yapıldı ama bu kadarı yetmedi. Fazlası gerek!
Ülkemizde aynı riski taşıyan daha pek çok kentimiz var. Hepsi için topyekûn seferberlik gerekir.
İstanbul için atılacak adım, onlar için de örnek ve kurtarıcı olacaktır.
Halkımız, tasada ve kederde olduğu gibi önlemler konusunda da taşın altına elini koyacaktır.
Yeter ki sorunu ve çözüm yollarını el birliğiyle çözmeye talip olalım.
Bu kampanya bunun için başlatıldı ve eminiz ki çığ gibi büyüyecektir.
İlk dakikadan itibaren gelen samimi mesajlar bunun en önemli göstergesi. Sadece bir kıvılcım bekliyorlar.
Haydi Ankara!..
Tek yürek
Abbas Bey, öncelikle insanların kentsel dönüşüme karşı gelmeyi bırakması gerek. Üç kuruş daha fazla para almak için kentsel dönüşüme direnmemeleri gerek. Allah korusun büyük bir depremde Türk halkı yine tek yürek olur, İstanbul’un yaralarını da sarar.
Günlerdir aynı şeyi soruyorum Sayın Güçlü. Neden yıkılması gereken binaları yıkmak için depremin can almasını bekliyoruz? Yoksa bu bir devlet politikası mı? İnsanların ölmelerini devlet mi istiyor? Bu bir ekonomi ve nüfus politikası mı?
Tamam hak veriyorum Abbas Bey çok haklısınız ama bizler deprem vergisi veriyoruz. Bir de ÖTV var, onu da yıllardır deprem için vermeye başlamıştık, sürekli oldu. Ayrıca toplanacak bir yardım deprem sonrası insanlara gitmesi için kullanılacak mı?
Çözüm tek katlı prefabrik evler. Ben depreme uygun yapıldığına güvenmiyorum yeni binaların. Ülkemiz deprem kuşağı, gökdelen gibi evlerin hepsi betonarme. Kesinlikle herkes müstakil evlerde otursun ve evler prefabrik olsun.
Devletin politikası ‘Maliyeti ne olursa olsun, bir can dahil ölmemeli’ olmalı. Bir can bile gözden çıkarılmamalı, bırakın binleri. İstanbul depremi olmadan ‘yastayız’, bu nasıl bir öğrenilmiş çaresizliktir?
Bina dayanıklılık testlerini kim yapıyor? İBB bu testleri yapmak için önayak olamaz mı, halkı bilinçlendiremez mi? Belediye bütçesini bina testleri için harcayamaz mı? Önce binaların durumu netleşsin sonra hızlıca aksiyon alınsın.
Binalar kadar kurtarma ekipmanları ve eğitimli can kurtaranlara ağırlık vermemiz şart. Nereden başlasak diye herkes birbirine bakıyor. İşimizi Allah’a havale ettik. Sesinizi duyan duyarlı biri olur inşallah.
Başlamak için 20 yıl kadar geç kalınsa da başlanmalı.
İstanbul’a gezmeye gidemiyorum, orada yaşayanların psikolojilerine hayranım.
Biz Güngören Merter’de oturuyoruz. 20 yılda bir çivi bile çakılmadı.
Önce okullar!
İstanbul’da 7’nin üzerinde bir deprem olursa 1999 depreminden daha fazla bina çökecek, daha fazla insanımız ölecek. Kepçelerle devasa çukurlara gömülen kefenlenmiş naaş görüntülerini hatırlıyor musunuz? Herkes yakınlarına ulaşmak için yolları tıkayacak, hatlar yoğun olduğundan yine kimse kimseye ulaşamayacak. Ekonomimiz büyük darbe yiyecek, İstanbul’daki organize suç örgütleri, buldukları her şeyi yağmalayacak ve bizler, İstanbul dışındakiler yedi tepeli, dünyanın en güzel şehri İstanbul’un nasıl mahvolduğunu yine televizyonlarımızdan izleyeceğiz. Neler olacağını anlamak için başrolünde Başak Köklükaya’nın olduğu Küçük Kıyamet filmini izleyebilirsiniz!
İş işten geçtikten sonra hayatını kaybedenler maalesef geri gelmiyor!
Ciddi bir seferberlik ilan edilmeli ve ilçe bazında, tüm riskli binalar devlet desteğiyle yenilenmeli ve bu hemen yapılmalı!
Kentsel dönüşümü artık kimse rant olarak görmemeli, 1 daire, 1 dükkân fazla alırım düşüncesi olmamalı.
Okullarımız acilen elden geçmeli.
Asıl felaket deprem değil, olası felaketlere duyarsızlıktır!
Deprem bölgesindeyiz ve ülkemizin yerini değiştirme şansımız yok. O halde tek tek binaların denetimi yapılacak, vatandaşa belli bir süre verilecek, yıkmayanı, devlet yıkıp, yenisini yapacak!
Yıkılmaya yıkılsın da yenisini yapacak parası olmayan ne yapacak?..
Özetin özeti: Yapacak çok iş var ve gelin kahramanlarımızı uzaklarda aramayalım, o kahraman hepimiz olalım.