Sizin tercihiniz ne olur?..

21 Şubat 2025

Akademik donanımları birbirinin aynı olan birini seçmeniz gerekirse artı özellik olarak önceliğiniz ne olur?

Örneğin pratik zekası mı, sorun çözme yeteneği mi, ekonomiye olan ilgisi mi, sportmen olması mı, sanata duyduğu ilgi mi, doğaya saygısı mı, insanları sevmesi mi?..

Bu konuda yapacağımız seçimin özelliğine ya da aradığımız kriterlere göre yüzlerce madde daha sıralayabiliriz. Önemli olan belirlenen kriterler dışında sizi en çok etkileyen ya da etkileyecek olan ne? ”Temel bilimlerde, örneğin fizikte araştırma yapacak bir grup öğrenci seçmeye kalksam (hepsinin okuma ve matematik yeteneği testleri eşit düzeyde olduğu takdirde) kesinlikle rock müzik dinleyenleri seçerdim, klasik müzik değil!”

Yukarıdaki paragraf ilginç hem de çok ilginç.

Müzik dinliyor olması yetmiyor. Daha da detaya giriyor ve ille de “rock müzik” diyor.

Benzer yaklaşım hemen her alanda söz konusu. Sporun her türlüsü değil kimileri için takım sporları, kimileri için bireysel sporlar, kimileri için de doğa sporları

Yazının Devamı

Çok kutuplu eğitim ve biz

19 Şubat 2025

Çok kutuplu yeni bir dünya düzeni söz konusu. 

Uluslararası ilişkilerden siyasete, ticaretten ideolojilere, dinden bölgesel farklılıklara kadar hemen her alanda dayatmacı kültür yerini yeni ortak değerlere ve yeni paydaşlara bırakıyor. Eğitimin de bu rüzgardan etkilenmemesi mümkün değil. 

Dün ne söyleniyorsa bugün tersinin söylenmesi, dün kime en çok kızılıyorsa bugün onunla kol kola girilmesi, dün neye karşı ise bugün onun taraftarı olunması biraz da bu yüzden. Geneli bir tarafa bırakıp eğitime yöneldiğimizde de çok kutuplu eğitim anlayışının da zamanının geldi de geçtiğini görüyoruz. 

MEB sınav odaklı eğitimden asla vazgeçmiyor. Okula başlayan her öğrenciyi üniversite önüne yığıyor, YÖK de her birini üniversiteye almak için kapıları sonuna kadar açıyor. Kuralları MEB, YÖK belirliyor, ÖSYM de taşeronluğunu yapıyor. Her üçü de “Biz ne dersek o olur” diyor ve kendilerini asla yenilemiyorlar. Daha da önemlisi diğer paydaşları, eleştirileri,

Yazının Devamı

Emniyet şeridi!

16 Şubat 2025

Otoyollarda ya da şehir içi ana güzergahlarda emniyet şeridine girmek en önemli trafik suçlarından birisi!. Zorunlu haller dışında emniyet şeridine girilmez! Girilirse de ağır cezalara çarptırılır.

Arabanız arızalandığında trafiği altüst etmemek için emniyet şeridine girersiniz ya da cankurtaranla acile hasta yetiştirmeye çalışıyorsanız emniyet şeridini kullanmanıza müsamaha gösterilir! Suçlu takibindeki emniyet ve yangına yetişmeye çalışan itfaiye araçları için de emniyet şeritleri cankurtaran simidi gibidir.

Bu yüzden emniyet şeritlerinin gereksiz yere işgal edilmesi asla kabul edilemez!…

Peki emniyet şeridi ihlalinden daha büyük bir suç ve çok daha önemlisi vicdani sorumluluk ne olabilir?

Uzun uzadıya farklı kural ihlalleri aramanıza gerek yok. Başta İstanbul olmak üzere pek çok kentte rastladığımız emniyet şeritlerinin en önemli güzergahlarda kaldırılması asla kabul edilemez. Bundan daha büyük bir suç da olamaz!.

Peki bunu yapanlar kim?

Kamu otoritesini koruması gerekenler, kural ihlallerine herkesten önce karşı

Yazının Devamı

Hayaller yıkılmasın!

14 Şubat 2025

“Hayalin kadar güçlüsün” derler. 

Kimi bunu tiye alır kimi de başarıya giden yolun altın anahtarı olarak görür… 

Gençlerimizin hayalleri büyük hem de çok büyüktü. Örselene, örselene 

öylesine sıradanlaştırıldı ki moral ve motivasyon açısından dibe vurdular. 

Buna rağmen asla pes etmediler. 

“Onun ölüsü, diğerinin dirisinden daha güçlü” atasözü, sanki bizim gençlerimiz için söylenmiş. 

Zoru seviyoruz, son dakikaya kadar direniyoruz ve her defasında küllerimizden yeniden doğuyoruz. Başta Milli Mücadele olmak üzere tarihimiz böylesi örneklerle dolu… 

Eskiden de güçlüydük ama şimdi kızlarımızla çok daha güçlüyüz. Hayatın her aşamasında ve özellikle de eğitimde erkeklerden hep bir adım daha öndeler. 

Yazının Devamı

Üniversite macerası!

12 Şubat 2025

21-22 Haziran’da yapılacak YKS başvuruları devam ediyor. 3 Mart’ta sona erecek. 

Peki 10 milyona yakın üniversite mezunu işsiz ya da öğrenim gördüğü alanla hiç ilgisi olmayan işlerde çalışanın olduğu bir dönemde yine başvuru rekoru kırılır mı? 

Son yıllarda yoldan geçen hemen herkese üniversiteli olma şansı tanındığı için bir rekor beklenmiyor ama yine de 2.5, 3 milyon arası bir başvuru gerçekleşirse hiç şaşırtıcı olmaz! 

Neden mi? 

Lise mezunlarına başka hiçbir seçenek sunmuyoruz da ondan. 

Bırakın fen ve sosyal bilimler liseleri ile Anadolu liseleri ve kolejlerini, meslek lisesi ve imam hatip mezunlarının öncelikli hedefi de yine üniversite! 

Böylesine bir yanlış yönlendirme dünyanın hiçbir yerinde yok ama biz bu yanlışı ısrarla devam ettiriyoruz. 

Üstelik meslek lisesi mezunların hem çok daha kolay iş bulduğu hem de üniversite mezunlarına göre çok daha yüksek maaş alma şansı yakaladığı bir dönemde!.. 

Yazının Devamı

Halkın gündemi?

9 Şubat 2025

Gazetelere göz attığınızda, ana haber bültenlerini izlediğinizde, sosyal medyada sörf yaptığınızda ya da siyasi tartışmaları izlediğinizde eğitimle, çocuklarla, gençlerle ya da öğretmenlerle ilgili olan bir habere, arada bir de olsa denk geldiğiniz oluyor mu? Oysa “Her şeyin başı eğitim” demeyenimiz yok gibi.

Her sorunun kökeninde eğitimsizliğin ya da eksik veya yanlış eğitim olduğunu da herkes dile getiriyor ama arkası gelmiyor.

Eğitim Ailesi, 50 milyonluk devasa bir aile.

Evinde ya da yakınında öğrenci olmayan yok gibi. Çok daha enteresanı, evinde öğrenci olup da mutlu olanı bulmak hiç de kolay değil!

Yani halkımızın en önemli üç sorunundan birisi, dünden bugüne mutlaka eğitim olmuştur.

Peki o zaman halkımız için bu denli önemli olan eğitim nereden siyasetin, medyanın, üniversitelerin ya sivil toplum örgütlerinin gündeminde değil?

Güncel tartışmalara göz attığınızda eğitimin iyileştirilmesine yönelik herhangi bir tartışmaya şahit oldunuz mu?

Muhalefetle iktidar sabah akşam erken seçim, anayasa, kabahatli arama ya da beceriksizlik tar

Yazının Devamı

Felaketler kader mi?

7 Şubat 2025

Katılırsınız, katılmazsınız “Yaşadığınız coğrafya kaderinizdir” diye bir söz var. Genellikle negatif anlamda kullanılır ve tüm felaketler doğaya yüklenir. Oysa bizleri asıl üzen yaşanan doğal felaketlerden daha çok ihmallerden, denetimsizlikten ve açgözlülükten kaynaklanan acılar. Onlar da yaşadığımız coğrafyadan daha çok bizlerle ilintili!

Uzmanlar, içinde bulunduğumuz yüzyılın “Felaketler Yüzyılı” olacağını ısrarla hatırlatıyor. Hem de çok uzun zamandır!

Bu yüzden başta depremler olmak üzere felaketlerle yaşamayı öğrenmek zorundayız.

Rahmetli Ahmet Mete Işıkara’nın sık sık altını çizdiği bir söz vardı:

”Depremler değil, ihmaller öldürür!..”

Deprem ve diğer felaketler, dünyanın her yerinde yaşanıyor. Yaşanmaya da devam edecek.

Felaketlerin boyutları aynı olmasına rağmen, yaşattığı yıkım ve acılar onlarda daha az, bizde çok daha fazla ise bir değil bin defa düşünmek zorundayız…

Felaketler Anayasası!

Yazının Devamı

Verimlilik?

5 Şubat 2025

Her çağın, o çağa damgasını vuran  sihirli kelimeleri vardır. Örneğin inovasyon, örneğin, bilişim, örneğin yapay zeka! Bir de hemen her çağın olmazsa olmazı olan kavramlar ve kelimeler var ki onlar hiç eskimezler, her daim güncelliklerini korurlar. Örneğin planlama, örneğin, farkındalık, örneğin kalite, örneğin üretim… 

İşte o önemini hiç kaybetmeyen ve rekabetin kaderini belirleyen sihirli kelimelerden birisi de “verimlilik”tir. 

Verimliliğiniz ne denli yüksekse, ne kadar hızlıysa, ne kadar kaliteliyse, ne kadar ekonomikse ve en önemlisi de ilgili tüm tarafları ne kadar memnun edici ise verilen hizmet, yapılan iş ya da üretim o denli başarılı oluyor. 

Eğitimin altın kurallarından birisi de yine verimliliğe dayanıyor: Başarıya giden yol çok çalışmaktan değil, verimli çalışmaktan geçer!.. 

İşte bu yüzdendir ki, herhangi bir alanda zirveye tırmanan herhangi birine başarısının sırrını sorduğunuzda, azim, sevgi ve disiplin gibi kelimeden sonra size söyleyeceği ilk birkaç kelimeden birisi de mutlaka

Yazının Devamı