TeknolojiTürkiye'den çıkan internet girişimi Armut şimdi de ABD yolunda!

Türkiye'den çıkan internet girişimi Armut şimdi de ABD yolunda!

28.08.2017 - 11:57 | Son Güncellenme:

Hizmet ihtiyacı olanları ve hizmet verenleri alanında uzman kişiler ve kuruluşlarla buluşturan internet girişimi Armut.com, şimdi de ABD yolunda. Şirketin kurucularından Başak Taşpınar Değim ile şirketi nasıl kurup bu zamana kadar getirdiklerini ve ABD’ye açıldıkları yeni girişimlerini konuştuk.

Türkiyeden çıkan internet girişimi Armut şimdi de ABD yolunda

Onur Binay/milliyet.com.tr

Haberin Devamı

Başak Taşpınar Değim’in liderliğinde 2011’de 50 bin TL ile kurulan Armut.com, boyacıdan fotoğrafçıya, nakliyeciden bilgisayar programcısına kadar 2 binden fazla kategoride 100 binden fazla hizmet vereniyle kullanıcılara büyük kolaylık sunuyor. Armut, Taşpınar’ın da dediği gibi “hızlı, güvenilir ve kaliteli” hizmet vermek için çalışıyor. Bu yüzden de Türkiye’nin en başarılı girişimleri arasında yer alıyor.

Üçüncü yılında Hummingbird’den yatırım alan Armut.com, geçtiğimiz yıl ise 3,2 milyon dolarlık yeni bir yatırım alarak toplam yatırımını 4,2 milyon dolara yükseltti. Şimdiki hedefleri ise Armut.com ile Türk kullanıcılarına sundukları kaliteli, hızlı ve güvenilir hizmetini aynısını ABD’de “ HomeRun” adıyla vermek. Hatta bu alanda ABD’deki ilk işlerini bile almışlar.

Haberin Devamı

“Arkadaş tavsiyesini bir nevi internete taşıdık”

Başak Taşpınar Değim’in girişim öyküsü de oldukça ilgi çekici. Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden 2000’de mezun olduktan sonra ABD’de eğitimine devam etmek ve iyi bir şirkette kariyerine başlamak istiyor.

Aslında istediği gibi de oluyor. Koç Üniversitesi’nde burslu olarak MBA yaptıktan sonra ABD’ye giderek Loyola Üniversitesi’nde “Integrated Marketing Commuations” alanında yeni bir master programına başlıyor. Daha sonra ABD’de araştırma şirketi Nielsen’da görev alıyor. ABD'de Revlon, Türkiye’de ise Coca-Cola ile Tat ve Sek markaların da önemli roller üstlenmiş.

Armut.com’la ilgili “Dışarıda yaratılan kulaktan kulağa, arkadaş tavsiyesini bir nevi internete taşıdık.” diyen Taşpınar ile şirketin kuruluşu, aldıkları ilk yatırım, bu zamana nasıl geldikleri ve ABD planlarını konuştuk.

Armut.com fikri nasıl ortaya çıktı?

Amerika’da yaşarken oğlumun dünyaya gelmesiyle manevi olarak Türkiye’ye dönme kararı aldık. Döndüğümüz zaman ise eve yerleşme aşamasında birçok sıkıntılar yaşadık. Eşyaların taşınması, boyası, badanası, temizliği gibi. Hiçbir şey de bilmiyordum. Boyacı ve nakliyeci bulma konusunda çektiğim zorlukların yanında, bulduğum şirketlerin verdiği hizmetten de memnun kalmadım. Amerika’dayken bu tip işleri internetten araştırarak bulmaya çok alışmıştık. Örneğin yemek, tatil gibi şeyleri internetten hallediyorduk ama burada benim yaşadığım tipte bir problem için bu tarz bir imkan bulamadık. Arkadaşlara sorunca da “Siz çok Amerikalı olmuşsunuz bu işler Türkiye’de öyle internetten olmuyor” dediler.

Haberin Devamı

Daha sonra bir gün küçük oğlum hastalandı ve hastanedeyken kendime dedim ki “Hayat kısa. Yarın ne olacağımız belli değil. Fikir vardı. Problemlerimi çözebilir miyim? En azından deneyebilirim.” deyip ertesi gün istifa ettim. Daha sonra da taşınma esnasında oluşan fikir üzerinde çalışmaya başladım.

Armut fikri de neden olmasın hareketiyle başlayan bir fikir. Amacımız da hizmet almak isteyen insanlarla vermek isteyenleri kolay ve güvenilir bir şekilde bir araya getirmek.

Fikri nasıl hayata geçirdiniz?

İşten ayrıldıktan sonra buna odaklanmak daha kolay oldu. İşte kendime göre akışlar hazırlıyordum ama ben de işi tam bilmiyordum. Çünkü böyle bir şey de yapmadım. Evet daha önce ürün ve markalar yönettim, yöneticilik tecrübem var ama startup ortamını bilmiyoruz. Zamanla öğrendik. ABD’deki startupları takip ederek, okuyarak vs.

Haberin Devamı

Eşim ve ortağım Erol, teknolojiye benden daha fazla hakimdi. Teknoloji kısmında o destek verdi. Onlardan fikir aldım. Daha sonra bir geliştirici (developer) arkadaşımız geldi. Kasım 2015’te de Armut’un ilk versiyonunu açtık.

İlk gün neler yaşandı?

İlk gün o zamanlar ben de blog yazıyorum. Blogger arkadaşlara söyledim, Erol’un mail listesini aldım derken 500-600 kişilik bir liste yaptık ve onlara “biz artık açtık” diye mail attık.

Açıldığımız gün siteye 2400 kişi ve 90 adet talep geldi. Çoğu denemelik ama gerçekten ihtiyacı olup da yardım isteyen kişiler de vardı. Biz de doğru yoldayız diyerek devam ettik.

Daha sonra yavaş yavaş ürün geliştirme sürecine girdik. Orada ki amacımız da “Biz para kazanmaya odaklı değiliz aksine biz şu anda müşterilerin ihtiyaçlarını doğru şekilde çözebilen bir ürün geliştirebilecek miyiz?” oldu.

Haberin Devamı

Bu yüzden de başarılı oldunuz diyebiliriz o halde...

Bu büyümeye gelmek 2.5 yıl aldı. 2013’tü. Pazar yeri Türkiye olan ve hizmet sektöründe daha önce hiç yapılmayan bir şeyi yaptık. O yüzden epey zordu.

Demek ki müşterilerin ihtiyaçlarını çok güzel okumuş ve dinlemişiz. Ben telefonda birebir müşterilerin sorunlarını da dinledim. Zaten ilk başta iki kişiydik ve eşimle danışmanlık vererek bu yola başladık.

Armut.com nasıl çalışıyor?

Bunu bir örnekle anlatayım. Diyelim ki evinizi boyatmak istiyorsunuz ve boyacıya ihtiyacınız var. Armut’a gelip bir talep yapıyorsunuz. Bu taleple ilgili birkaç soru var, bunları dolduruyorsunuz. Biz de bu talebi alıp ilk önce gerçekliğini kontrol ediyoruz ardından hizmet verenlere teklifi gönderiyoruz.

Google’da arama yaptığınızda sayfaların aramanıza en uygun olanlarını bir sıraya dizerek getirmesi gibi biz de hizmet verenleri o şekilde sıralıyoruz. Belirli bir kalite ve uygunluğa göre. Daha sonra size dört taneye kadar teklif geliyor. Siz de müşteri olarak bakıyorsunuz; birinci kişi bin lira dedi ama 4.9 yıldızı var, ikinci kişi 1000 lira dedi ama 4.7 yıldızı var, üçüncü kişi 800 lira dedi gibi. Hangisi sizin daha uygun karar veriyorsunuz. Kalitesine, yaptığı işe ve sayısına göre istediğinizi seçip ve pazarlık edebiliyorsunuz.

Usta eve gelip işi yaptıktan sonra sisteme kişi ve şirketle ilgili iyi veya kötü değerlendirme yapıyorsunuz. İyi ve kaliteli iş yapan ustalar için mutfağın arkasında “şampiyonlar ligi” diye bir şey geliştirdik. Bunlar sıralamada yukarıda çıkıyor. Bu sayede kaliteli olan veya iş yapanlar Armut’ta daha çok kalıyor.

Aslında böylece hizmet sektörüne bir kalite standardı da getirmiş oluyorsunuz...

Aynen öyle. Eskiden bir boyacı evi boyadıktan sonra hizmet verdiği kişiyi bir daha görmeyeceği için bazen ihmalkar davranabiliyordu. Şimdiyse o iş yapıldıktan sonra, o işin kalitesiyle ilgili ilk defa birileri onları sorgulamaya başladı. Bu da iyi işlerin parlamasına ve kötü olmaması için de motivasyona neden oluyor.

Peki hizmet alacaklar, hizmet alanlarla iletişime geçebiliyor mu?

Geçmiyor. Çünkü hizmet alanların bu sefer telefonları susmaz. Tek bir değerlendirme yapıyorsunuz o kadar. Belki ileride en beğenilen yorum gibi bir şey yapabiliriz.

Yorumlar anonim mi yapılıyor yoksa ad soyad belli mi?

Bunlar belli ancak bazen olumsuz bir şey söylemek isteyenler olduğunda anonim yorum bırakma hakkına da sahipler. Bu arada dışarıdan yorum da almıyoruz.

Biz de müşteri memnuniyet oranı yüzde 98. Dolayısıyla gelen yorumların çoğu olumlu olduğu için de pek sorun olmuyor.

Armut ismi nereden geldi?

Armut ismi “Armut piş, ağzıma düş”ten geliyor. Ama biz bu ismi öyle aydınlanıp da bulmadık. Eşim Erol, Almanya’da bir domain almış, Armut da Almancada fakir demek.

Erol, tesadüfen bir domain satıcısında bu ismi görmüş. Daha sonra bana sordu, “5 bin dolar alayım mı?” diye. Ben de dedim ki “Bu ismi alıp da ne yapacağız? Manav mı açacağız?” O dönem almadık ancak satıcılar birkaç ay sonra, bize gelip “Bugün domain’ı alırsanız yarı fiyatına veriyoruz.” dedi. O ara beş harfli Türkçe bir domain bulmak da oldukça zordu, biz de hemen satın aldık.

İlk yatırım alma sürecinde neler yaşadınız? Ne zaman hazırım dediniz?

Biz başlarda yatırım almak istemedik. Kendi birikimlerimizle bir şey yapalım dedik. Çünkü başkasının parasını alıp yakmak bana göre değildi. Önce fikri ispatlamayı tercih ettik.

2013’ün ortasına doğru artık işler oturmaya başladı. Her ay yüzde 25 büyüyorduk. Böyle giderken yatırım almanın doğru zaman olduğuna karar verdik. O zaman kadar yatırımcıların büyük bir kısmıyla zaten tanışıklığımız vardı. 2014’ün şubat ayında ise ilk yatırımımızı aldık.

Yatırımcınızı neye göre seçtiniz?

Görüştüğümüz yatırımcı adayları içerisinde baktığımız şeyler, bu işe ne kadar analitik yaklaşabilecekler -çünkü biz çok veri odaklı bir ekibiz-, konuya bizim gibi bakabilecekler mi ve stratejik anlamda konuşabilecek miyiz oldu. Bu arada kimya uyuşması da önemli. Çünkü yatırım almak evlilik gibi bir şey.

Biz ise Hummingbird Ventures ile ilerlemeye karar verdik.

Ya yatırım alamasaydınız? Çünkü yatırım alamayan girişimlerin vazgeçtiklerini ya da vazgeçmek zorunda kaldıklarını görüyoruz.

Yatırım almasaydık da devam ederdik. Ancak yatırım almak aslında size zaman satın aldırıyor. Şirketini beş yılda getireceğin yere o yatırımla bir yılda geliyorsun. Bizim için de o yatırımı, o zaman alıp hızlıca büyümek önemliydi.

Boyacı, nakliyeci, fotoğrafçı ve üstüne de müşteri ilişkileri derken, ilk tepkiler nasıl oldu? Zor muydu?

Bir yandan zor olan şey aslında girişimciye fırsat. Biz Armut’u kurduğumuz dönemde fırsat furyası, fırsat siteleri revaçtaydı. Yaklaşık böyle 70 tane girişimin olduğu bir dönemde o kadar ilgi çekici olmayan boya, badana gibi işlere yönelik bir iş kurmaya çalıştık.

Bu aslında bir maraton. İhtiyacın olduğunu ve çözülmesi gerektiğini biliyoruz. Ancak bunun internet ortamında ne zaman ve nasıl olacağı belirsiz. Biz de onun öncülüğünü yapmak için bu işe girdik.

Normal koşullarda bu kişilerin çoğu çevrim dışı olarak hizmet veren kişiler. Onları çevrim içi ortamda rekabet etmeye nasıl ikna ettiniz?

Çok kısa bir sürede buradan kazanç sağlayabildiğini görenler buranın onların faydasına olduğunu hemen kavradı. Onu kavrayan ise belki de rakibini getirmedi ama arkadaşını getirdi. Daha sonra para kazanıp, iş yaptıkça daha çok işin/fırsatın geldiğini gören de platformda kaldı.

Sektöre yeni girenler Armut’ta tutunabiliyor mu peki?

Armut aynı zamanda işe yeni başlayan, sektörde henüz yer edinmemiş ve nereden başlayacağını tam bilmeyen ancak işini gerçekten iyi yapanlar için bir fırsat kapısı. Çünkü yeni başlayanlar için belki de müşteri bulma kısmı onların zorluk çektikleri yerlerden biri. Biz de onlara bu imkanı sunuyoruz.

Türkiyeden çıkan internet girişimi Armut şimdi de ABD yolunda

Ayda kaç talep geliyor?

Her ay 100 binin üzerinde talep geliyor. Bunlar ağırlıklı olarak ev içi tadilat, nakliye ve temizlik.

Aylık trafiğiniz nasıl?

Aylık trafiğimiz ise 2 milyonun üzerinde. Bunların da 100 binden fazlası talebe dönüyor. Hizmet veren sayımız ise 100 bin. Dedektifinden tutun da köpek gezdiricisine kadar birçok türde hizmet verenimiz var.

Bu tarz büyük bir pazar yerinin zorlukları neler?

İlk başta müşteriyi iyi anlamak ve güven duygusu yaratmak için bir şeyler yapmak çok kritikti. Bunun sonucu da müşteri memnuniyet sonucumuz diyebilirim. Hızlı bir şekilde ve insan kaybetmeden büyüyoruz.

Biz kendimize ölçeklenebilir bir girişim olma hedefi koyduk. Bu ne demek? Teknolojiyi kullanarak güven yaratmak ve daha büyük kitlelere çok da fazla enerji harcamadan ulaşabileceğimiz bir yöntem geliştirmekti. En zoru ise doğru insanları birbirleriyle eşleştirip o güveni sağlayabilmek oldu. Aynı zamanda bunu müşterilerin kolayca kullanabileceği şekilde yapmamız lazımdı.

Kullanıcılarınız talep girerken daha çok mobili mi yoksa internet sayfanızı kullanıyor?

Yaklaşık yüzde 80’lik kullanım mobil tarafta. Çünkü insanlar Android veya iOS’taki uygulamamızla kolayca taleplerini oluşturabiliyor. Sonuçta tüm dünya mobilize olmaya başladı. Hatta biz akıllı telefon kullanmayan ustalarımıza bile bir tane almaları konusunda ısrar ediyoruz.

Armut.com’un ekibi kaç kişiden oluşuyor?

Ofiste toplamda 71 kişi çalışıyor. Kesinlikle hiyerarşik bir düzen yok, aksine herkesin bilgileriyle konuşup paylaştıkları ve geribildirim yapabildikleri açık bir şirket ortamımız var.

Ekibimiz içinde beyin göçü de çok var. Örneğin Booking.com Londra ve Barselona, Twitter ve Linkedln İrlanda gibi yerlerden gelip ekibimizin üyesi olan arkadaşlarımız var.

Bu kadar hızlı ve sağlam adımlarla büyüyen bir girişimin başındasınız. Girişimcilik fikrini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Girişimcilik para için yapılacak veya ünlü olmak için yapılacak bir iş değil. Elon Musk ya da Nevzat Aydın ünlü olmak için girişimci olmadı, yaptıkları işlerle o insan olup tanınır hale geldiler. İkisinin de amacı dünyayı değiştirmek ve var olan bir problemi bir çözmekti. Onu yaptığın zaman zaten başarılı oluyorsun.

Girişimci olmak için sermaye veya yatırımcı bulmak önemli mi?

Birisinin girişimci olması için para bir problem değil. Para bir şekilde bulunuyor. Doğru ürün ve uygulama önemli. Doğru problemi doğru şekilde çözmek çok önemli. Aynı zamanda girişimi sürekli geliştirmek gerek.

Türkiyeden çıkan internet girişimi Armut şimdi de ABD yolunda

Peki Armut.com olarak bundan sonraki planlarınız, hedefleriniz nedir?

Yurt dışına açılmak. Baktık biz geliştirdiğimiz teknolojiyle iyi hizmet veriyoruz şimdi de bunu yurt dışına taşıyacağız. Aslında teknoloji ihraç edeceğiz.

Ürünümüzle pazar liderliği alabileceğimiz ve bazı yerlede de büyük firmalarla rekabet edebileceğimiz ülkeleri seçtik. Bunlardan birisi de ABD. Hatta geçen hafta yeni ürünümüz “HomeRun”ı ABD’de servise açtık ve ilk işimizi aldık.

Türkiye’de başarılı oldunuz. Peki ABD’de nasıl ilerlemeyi düşünüyorsunuz?

Belli piyasa, bölge ve sektörlerde güçlenebilme ihtimalimiz var. Biz de rekabetin insanı bileyen ve güçlü yapan olduğuna inanıyoruz.

Türkiye’de bu sektöre ilk girdiğimizde bizimle rekabet edebilecek, yatırım almış şirketlerin olduğunu biliyorduk. Böyle bir piyasanın içine girdik. Çok zor bir sektörde yarışıyorduk. Ancak sürekli bir devinim vardı. Biz de sürekli büyüyorduk. Şu an Türkiye’de kendi alanımızda rakibimiz yok. ABD ile bize rekabet ruhu tekrardan gelecek ki biz bunu seviyoruz. ABD gibi oturmuş bir piyasada çok öğrenim kazanacağımıza inanıyoruz.

ABD dışında başka ülkelere açılma planınız var mı?

Önümüzdeki dönemde daha yakın bölgede ve rakibimiz olmayan ülkelere girmek için altyapı hazırlıklarına başladık. Bu sene içerisinde hedefimiz yedi ülkeye daha adım adım girmek. Bunlardan biri Romanya. Geri kalanları da gelecek.

Şu an geliştirme ekibi globalde çalışabilecek bir altyapı oturttu. Sistemimiz oldukça basit, stratejiyi öğren, uygulamayı yap, sonra diğer ülkeye geç.

Piyasaların hepsini domine etme gibi fikriniz var mı?

Bu mümkün değil ama içine girdiğimiz ülkelerde başarılı olma ihtimalimiz yüksek olan ülkeleri seçtik.

ABD’den ilk talep gelince neler hissettiniz?

Çok heyecanlandık. Hatta kişinin adı da May Gibson. Biz ilk başta Mel Gibson sandık, ofiste bir çalkalanma oldu.

“HomeRun” ismi nereden geliyor?

Home run beyzbol kökenli bir kelime ve İngilizce’de etkileyici başarı anlamında bir tabire dönüşmüş durumda. Biz de “make every service a home run” sloganı ve "aHomeRun" domain'iyle ABD’ye girdik.