17.06.2015 - 11:21 | Son Güncellenme:
Eğer Sicilya’yı bir yerlerden anlatmaya başlayacaksanız söze mutlaka Palermo’dan başlamanız gerekiyor. Zira Palermo, Sicilya adasının en önemli, en büyük ve ada için merkez nokta kabul edilen şehri. Üniversiteli genç nüfusu, turkuaz renkli denizi ve deniz ürünlerinden oluşan muhteşem mutfağı ile Palermo, bir rivayete göre Türklerin kendini en çok evinde hissettiği İtalyan şehriymiş. “İtalya’da ne kadar güneye inersen Türkiye’ye o kadar yaklaşırsın” sözünü doğrular nitelikteki misafirperver halkıyla Palermo, mutlaka ama mutlaka zaman geçirilip deneyim edilmesi gereken bir şehir.
Ayrıca hem taraftarıyla hem muhteşem futboluyla dünya futbol tarihine damga vurmuş Palermo takımının o meşhur pembe formaları da şehri özel kılan bir başka ayrıntı. Misafirperver olduğu kadar rahatına ve keyfine düşkünlüğüyle tanınan Palermo sakinlerinin bu özelliğini günün neredeyse yarısına yayılan siestalardan anlamak mümkün. Adadaki turist yoğunluğunun en az olduğu yer de Palermo. Biraz huzur, lezzetli yemekler ve ilginç hikayeler aradığınız şeyse Palermo’ya mutlaka uğrayın.
Sicilya’nın en büyük ikinci kenti olan Katanya, aynı zamanda bölgenin en turistik şehirlerinden biri olma özelliği taşıyor. Etna yanardağının eteğinde bir liman kenti olarak kurulan Katanya, konumu itibariyle muhteşem bir Etna manzarasına sahip. Bu turistik şehirden Etna’ya günübirlik turlar düzenleniyor. Eğer gününüzü Katanya’da geçirip Etna’nın sadece muhteşem manzarasıyla yetinmek isterseniz, kent içinde gezip görebileceğiniz çeşitli yerler mevcut. Katanya’nın kent içinde yer alan en turistik yer ve yapılarını Duomo Meydanı, Sant’ Agata Katedrali, Biscari Sarayı, Etna Caddesi, Antik Roman Anfitiyatrosu, Mangalenni Sarayı ve Giardino Bellini Müzesi olarak sıralanabilir. Türk Hava Yolları, İstanbul’dan Katanya’ya direk uçuşlar düzenliyor.
Antik dönemde Akdeniz bölgesinde bulunan ve dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan Agrigento, tam da bu özelliğiyle Sicilya’nın en önemli turistik şehirlerinden biri. Şehir, dünyanın çeşitli bölgelerinden gelerek burayı ziyaret eden turistler tarafından tapınaklar şehri olarak biliniyor. Nedeni ise çok sayıda tapınağın şehrin çeşitli bölgelerinde yer alması. Hatta şehrin en çok turist çeken bölgelerinden biri çok sayıda tapınağı bir arada bünyesinden barındıran Tapınaklar Vadisi. UNESCO tarafından dünya mirasları listesine alınmış olan bu şehirde görülmesi gereken bir başka önemli yer ise Antik Akrapas kenti kalıntıları. Tapınaklar Vadisi ve Akrapas Antik kenti dışında zaman kalırsa görülebilecek bir başka yerde Nobel Ödüllü Sicilyalı yazar Luigi Pirandello’nun doğup büyüdüğü evdir.
Hazır Akdeniz’e inmişken hatta tam olarak Sicilya’nın göbeğindeyken içinizden şöyle bir Kaş havası almak geçerse, sakın İtalya’da olduğunu ve bunun mümkün olmadığını düşünmeyin. Palermo ve Messina arasında bulunan Cefalu’da tam olarak bir Kaş atmosferi var. Cefalu, nereye doğru yürürseniz yürüyün sahile çıkan sokakları, deniz kıyısında bulunan salaş balıkçı restoranları ve bunlarla birlikte bir balıkçı kasabasında olması gereken tüm ayrıntılarla Sicilya turunun en romantik duraklarından biri. Coğrafi güzelliğinin insan neşesini katladığı bu güzel kasabada dar sokaklarda dolaşmaktan, birbirinden lezzetli pizzaların, makarnaların ve deniz ürünlerinin envai çeşidinin tadına bakmaktan kendinizi biraz olsun alıkoyabilirseniz, Cefalu Katedrali’ne de zaman ayırabilirsiniz.
Sicilya’nın en büyük üçüncü şehri olan Messina, Messina Boğazı’nın batısında yer alıyor. Bir liman kenti olmasından kaynaklı ilk olarak göze çarpanlar sayıca fazla olan tersaneler olsa da şehrin içine girince bambaşka bir dünyayla karşılaşmak mümkün. Tabloyu andıran sokakları ve karakteristik kafeleri nedeniyle dünyaca ünlü edebiyatçıların satırlarına konu olan bu şehirde, boğazdan İtalya anakarasını bir manzara olarak seyretmek kesinlikle unutulmaz bir deneyim olacaktır.
Sicilya’nın inicisi olarak anılan ve estetiğiyle göz dolduran bu ortaçağ kasabası biraz yüksekten bakıldığında tam bir butik şehri andırıyor. Merkezi araç trafiğine kapalı bu turistik kasabada, Sicilya’nın en romantik yüzünü göreceğinizden asla şüpheniz olmasın. Daracık sokakları, balkonları çiçeklerle süslü tipik İtalyan evleri, romantizmi duvarlarına sinmiş kafe ve restoranlarıyla Taormina, mutlaka ama mutlaka görülmesi gereken bir kasaba.