Fenerbahçe"Herkes suçlu siz değil!"

"Herkes suçlu siz değil!"

01.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

"Fenerbahçe Başkanı ve yönetimi samimi ve gerçekçi biçimde, hakkını vererek bir özeleştiri yapabilirse, inanıyorum ki, başarıya giden yola doğru hızlı bir dönüş olabilir. Herkesi hedef alıp, herkesi suçlayacaklarına, hiç olmazsa bir defalığına bir de bu yolu denesinler."

Herkes suçlu siz değil

ŞANSAL BÜYÜKA ile DOBRA DOBRA

Haberin Devamı

Fenerbahçe her başarısız sonuçta, her başarısız sezonda, Futbol Federasyonu’nu, MHK’yi, hakemleri, rakipleri, spor müdürlerini, spor programlarını, yayıncıyı, kendinden başka kim varsa herkesi suçluyor, herkesi hedef gösteriyor. Fenerbahçe’de son yılların en büyük yönetim alışkanlığı bu...

Oysa Kayserispor karşısında alınan son yılların en ağır yenilgisinde, kimin ne yanlışı, kimin ne suçu vardı? Kimsenin yoktu. Diğer çoğu maçta, diğer çoğu kötü sonuç ve sezonda olduğu gibi...

Kaldı ki, bu söylemler gözü kara fanatiklerin dışında prim yapmıyor, inandırıcı bulunmuyor. Aslında Fenerbahçe’nin sayın başkanı ve yönetiminin samimi, radikal bir özeleştiri yapmasının zamanıdır.

Örneğin;

1) Fenerbahçe tarihinin en yüksek transfer paralarını harcamasına, genellikle rakiplerine oranla çok daha kapsamlı transferler yapmasına rağmen Şampiyonlar Ligi’ne tam 10 yıldır niye gidemiyor? Bu 10 yılda Fenerbahçe’nin maddi-manevi kaybı nedir?

Haberin Devamı

2) Galatasaray’ın Muslera, Sneijder, hatta Podolski gibi, Beşiktaş’ın Atiba, Demba Ba, Quaresma gibi sembol isimleri varken, Fenerbahçe, Alex sonrasında böyle sembol bir ismi niye yaratamadı, ya da bulamadı?

3) Beşiktaş’a gelenler değerlerine değer katarken, Fenerbahçe’ye gelenlerin değeri neden düşüyor? Fenerbahçe takımına gelenler, performans olarak ileriye gideceklerine, hangi gerekçelerle geriye gidiyorlar?

4) Fenerbahçe çalıştırdığı teknik direktörlerde niye istikrar sağlayamıyor? Özellikle son yıllarda niye bu kadar sık hoca değiştiriyor? Hocaları bulup getirirken, hangi kriterleri, hangi futbol akıllarını kullanarak bu hocalarla anlaşma sağlıyor? Basketbolda bu kadar başarı sağlanırken, futbol niye bu kadar kötü gidiyor?

5) Transferleri kim yapıyor? Hocalar mı bulup getiriyor, yönetim onay veriyor; yoksa yönetim bulup hocalara mı onaylatıyor? Teknik direktör Advocaat’ın sürekli “orta sahada hep aynı tipte oyuncular var” diye dertlenmesi, transfer yanlışını ve iyi takım kurma konusundaki eksikleri ortaya koymuyor mu?

6) Beşiktaş, Türkiye standartlarının üstünde futbol oynarken, Galatasaray hiç olmazsa arada sırada parlak maçlar çıkartırken, Başakşehir kısıtlı kadrosuyla müthiş bir takım oyunu ortaya koyarken, Fenerbahçe ısrarla neden bu kadar kötü futbol oynuyor?

Haberin Devamı

7) Dünyaya örnek gösterilen, adından “muhteşem koro” diye söz edilen Fenerbahçe seyircisi tribünlerden niye çekildi? Bu konuda gerçek bir araştırma var mı? Seyirci ile ilgili “bir ayrışma, bir ötekileştirme” söz konusu mu?

8) Fenerbahçe çok uzun yıllardan beri gelmiş geçmiş ne kadar Futbol Federasyonu varsa niye hep kavga ediyor? Bu kavgaların Fenerbahçe’ye en ufak bir şey kazandırmadığı artık çok açık anlaşılmışken, bu konuda bir başka yol, barışcıl bir yöntem denenemez mi? Toplumla barışık yaşanamaz mı? Futbol dünyasıyla sağlıklı bir diyalog kurulamaz mı?

9) Mali tablo niye bu kadar bozuldu, UEFA kıskacı, kontrolü ve sınırlaması gelene kadar önlem alınamaz mıydı?

10) Galatasaray ve Beşiktaş taraftarları maçlarda “Aziz Başkan bizi bırakma“ diye niye bağırıyor?

Fenerbahçe Başkanı ve yönetimi samimi ve gerçekçi biçimde, hakkını vererek bir özeleştiri yapabilirse, inanıyorum ki, başarıya giden yola doğru hızlı bir dönüş olabilir. Herkesi hedef alıp, herkesi suçlayacaklarına, hiç olmazsa bir defalığına bir de bu yolu denesinler. Bana göre bu gerçekçi özeleştiri ve yöntem değişikliği, Fenerbahçe’yi başarıya götürecek yolun ilk adımı olabilir.

Haberin Devamı

Bir haftada ne değişti?

Fenerbahçeli Şener bir hafta önce takımın en iyisiydi. Bir hafta sonra Kayserispor maçında takımın en kötüsü... Ne oldu sana Şener? Bir haftada bu kadar ne değişti?

Herkes suçlu siz değil

Cim-Bom’un kare ası Bruma-Podolski-Yasin-Sneijder

Galatasaray son haftaya kadar şampiyonluk hesapları yapmak ve şampiyon olmak istiyorsa, bu yarışın sonuna kadar, “kare ası”nı diri, istekli ve formda tutmak zorunda...

Galatasaray’da farklı Akhisar galibiyeti sonrasında şu gerçek belli oldu. Galatasaray son haftaya kadar şampiyonluk hesapları yapmak ve şampiyon olmak istiyorsa, bu yarışın sonuna kadar, “kare ası”nı diri, istekli ve formda tutmak zorunda...

Haberin Devamı

Kimler var bu kare asında? Muslera’yı bunun dışında tutuyorum. Zaten kendisi bir başarı klasiği... Galatasaray’ın olmazsa olmazı dört isim var: İki kenar adamı Bruma ile Yasin, önde merkezde Podolski, hemen arkalarında Snejider...

Bugün henüz ligin yarısı oynanırken, iki kenar adamıyla 16 gol atmak kolay iş değil... Kenar adamları genellikle merkez golcüye top getirecek, pas verecek adamlar olarak tanımlanırken, Bruma ile Yasin, bu tanımlamaya değişik ve çarpıcı bir boyut kazandırdı. Hızlılar, hırslılar, dikine oynuyorlar, iyi adam eksiltiyorlar, isabetli vuruyorlar ve skor üretiyorlar. Bugün itibariyle bu özellik hiçbir lig takımında yok.

Podolski kaldığına göre, mutlu olması, formda olması konusunda özel bir çaba harcanmalı... İyi vuran, asist yapan, oynadığı zaman skora ve oyuna çok ciddi katkı yapan bir futbolcu... Sneijder derseniz, her hafta yazdık; o yoksa, Galatasaray’da her şey eksik... Sneijder varsa, çok şey tamam...

Sonuç: Galatasaray’da şampiyonluk “kare as” tan geçer.

Herkes suçlu siz değil

Futbolda keyfin adresi

Beşiktaş bu ligin fazlasını oynuyor. Bakmayın Şenol Hoca’nın zor beğendiğine... Belki de Şenol Hoca, “iyinin daha iyisini beklediği, istediği” için Beşiktaş bu kadar etkili, bu kadar sonuca giden bir futbol ortaya koyuyor.

Burada başkan Fikret Orman ile yönetimin de hakkını teslim etmek gerekiyor. Bazen karavana atıyor olsalar bile, genelde bu transfer işinde son derece başarılılar. Başından Türkiye macerası geçen Babel’i bulup getirmek ve daha ilk iki maçında maksimum yarar sağlamak önemli bir yönetici ve teknik adam başarısı...

Unutmayalım, Quaresma, Türkiye’den çok kötü anılarla ayrılıp gitmişken, büyük muhalefete rağmen geri getirmek ve Q7’yi yeniden kazanmak, vizyon sahibi olmayı, geleceği görmeyi gerektiriyor. Bir takıma iyi oyuncu almak, şampiyon olmaya ve iyi futbol oynamaya yetmiyor. Önemli olan, aldığınız oyuncular birbirlerini tamamlayacak ve ortaya iyi bir takım çıkaracak. Beşiktaş’ta bireysel kalite ile birlikte takım oyunu eksiksiz gibi... Hele şu hiç unutulmasın; biz sürekli şampiyonluk hesaplarının içindeyiz. Oysa futbol keyif işi... Oynayanın da, izleyenin de zevk alması gerekiyor. Futbolda keyfin adresi Beşiktaş...

Kendine bakarsan oluyor

Atiba sakatlandı, “oynamaz” dediler. İki gün sonra Konya maçına çıktı. Mehmet Topal sakatlandı “üç hafta oynamaz” dediler, bir haftalık aradan sonra sahalara döndü. Bir de “kılı dönüp kırk gün sahaya adım atmayanlar” var. Kendine bakarsan, iyi çalışırsan hemen dönüyorsun. Bakmazsan, fazla umursamazsan, farkında değilsin ama ayakta çürüyorsun.

Herkes suçlu siz değil

‘Kolbastı’ya devam

Bu ifadeyi Maraton programında kullandım; Trabzonspor futbol adına unuttuğu ne varsa hepsini Gaziantepspor maçında hatırladı. İlk maçın oynandığı Medical Park Arena Stadı ile birlikte seyirci kalabalığı ve coşkusuyla yeniden buluşması, 3-0 galip oynayan bir takımın yeni bir gol için canla başla saldırması, saha içinde Olcay, Yusuf Yazıcı, Castillo işbirliği, rakibe nefes aldırmayan bir pres anlayışı, takıma inanılmaz katkı sağlayan iki yeni bek ve maç sonrası sahalara yeniden dönüş yapan “kolbastı”... Trabzonspor adına, iyi insan, iyi başkan Muharrem Usta adına, hocalığına çok inandığım Ersun Yanal adına son derece mutluyum. İyi futbola, seri galibiyetlere, seyirci kalabalığına ve en önemlisi “kolbastı”ya devam...

Herkes suçlu siz değil

Kötü yapanlar bıraksın

Aykut Kocaman, Beşiktaş yenilgisi sonrası canlı yayında, “ikinci golden önce faul, ilk yarının son dakikasında penaltımız var. İkisi de verilmedi. Kötü hakemler yüzünden mesleği erken bırakacağım” dedi. Aykut hoca faul ve penaltı isyanında haklı ama “mesleği erken bırakacağım” ifadesinde haksız... Sen niye bırakıyorsun Hoca? İşini kötü yapanlar bıraksın.

Herkes suçlu siz değil

Biraz daha gayret

Kayserisporlu Güray bu ligin en yetenekli oyuncularından biri... Ama hangi formayı giyiyor olursa olsun, senede iki maç oynuyor, iki Fenerbahçe maçı... Sevgili Güray, şu maçların sayısını arttırsan da “gurbet kuşları” gibi her sezon bir başka kulübün yolunu tutmasan...

Yapma Sergen!

Sergen Yalçın, Süper Lig’de 3-5 ay bir görünüyor, çok güzel işler yapıyor. Sonra bir kayboluyor, bir sezon ortada yok... Bunu yapma Sergen... Bu kadar parlak futbol zekan varken hem kendine, hem Türk futboluna yazık etme...

Herkes suçlu siz değil

Fırsatı kaçırma Kubilay

Bursaspor Başkanı Ali Ay ile aylar önce konuşmuştum, “Kubilay Kanatsızkuş’u kaybetmemek için santrfor almıyoruz” demişti. Ama bakıyorum Kubilay henüz yeterli düzeyde değil... Haydi Kubilay, sana güvenen ve seni korumaya çalışan koca bir camia var. Bu fırsatı kaçırma...

Herkes suçlu siz değil

Süper Lig de sizi satmasın

Akhisar yıllardır satıyor. Gekas, Niasse, Rodallega gibi golcüleri sattı. Douglou’yu sattı. Orta sahanın süper adamları Merter’i, Bilal’i sattı, Güray gibi adamı sattı, daha kimleri sattı... Bu kadar adam satıyorsun, yerlerini dolduracak adam almıyorsun. Bu anlayışla bir bakarsınız, Süper Lig sizi satmış. Sonra faturayı Tolunay Hoca’ya kesmeye kalkmayın.

Haftanın öne çıkanları

Haftanın takımı: Kayserispor, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor
Haftanın teknik direktörü: Sergen Yalçın (Kayserispor), Jan Olde Riekerink (Galatasaray), Şenol Güneş (Beşiktaş), Ersun Yanal (Trabzonspor)
Haftanın futbolcusu: Güray Vural, Rajko Rotman (Kayserispor), Armindo Bruma, Wesley Sneijder (Galatasaray), Cenk Tosun, Ryan Babel (Beşiktaş), Olcay Şahan, Yusuf Yazıcı, Fabian Castillo (Trabzonspor), Davide Petrucci (Çaykur Rizespor), Saso Fornezzi (Antalyaspor)
Haftanın hakemi: Ali Palabıyık (Galatasaray-Akhisar Belediyespor), Ümit Öztürk (Trabzonspor-Gaziantepspor)