20.12.2009 - 00:38 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Fener Rum Patriği Bartholomeos’un “Türkiye’de kendimizi çarmıha gerilmiş hissediyoruz” yönündeki açıklamalarına sert tepki gösterdi. Davutoğlu, “Kendisinin çarmıh benzetmesini çok talihsiz bir benzetme olarak telakki ediyoruz. Bizim tarihimizde ve geçmişimizde hiçbir zaman çarmıh olmamıştır, olmayacaktır da” dedi. Çarmıh benzetmesini Bartholomeos’un olgun şahsiyetiyle bağdaştıramadığını kaydeden Davutoğlu, “Ben bunu arzu edilmeyen bir dil sürçmesi olarak görmeyi ümit ediyorum” diye konuştu.
Tarihimiz tolerans üzerine
Bartholomeos, Amerikan CBS televizyonunda yayımlanan “60 Minutes” programına verdiği röportajda, Türkiye’de ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüklerini ancak “Bazen çarmıha gerilseler de Türkiye’de kalmayı tercih ettiklerini” söylemesi, Ankara’da tepkiyle karşılandı. Davutoğlu, bir gazetecinin sorusu üzerine, dün şunları kaydetti:
“Sayın Bartholomeos’un açıklamasıyla ilgili bu bilgi bize de ulaştı. Kendisinin çarmıh benzetmesini çok talihsiz bir benzetme olarak telakki ediyoruz. Bizim tarihimizde hiçbir zaman çarmıh olmamıştır, olmayacaktır da. Bu benzetmeyi, gerçekten kendisinin her zamanki olgun şansiyetiyle bağdaştıramadığımızı ifade etmek isterim. Tarih ve asırlar şahittir ki, Türkiye ve Türk milletinin tarihi dini tolerans üzerine inşa edilmiştir. İstanbul’daki kendi kültürel varlığımız olarak gördüğümüz kiliselerin mevcudiyeti dahil, bütün tarihimiz buna şahittir. Bunu, arzu edilmeyen bir dil sürçmesi olarak görmeyi ümit ediyorum.
Yazıcı: Bartholomeos çok abartılı
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Fener Rum Patriği Bartholomeos’un sözleri için “Çok haksız bir değerlendirme olarak görüyorum. Belki sıkıntıları vardır, ama sıkıntıları çok abartılı bir şekilde ifade ettiği kanısındayım” dedi.
Yazıcı, Dünya Ehl-i Beyt Vakfı’nın dün geleneksel olarak düzenlediği muharrem ayı iftar programının ardından gazetecilerin, Patrik Bartholomeos’un sözlerine ilişkin sorularını yanıtladı. Yazıcı, “İftarda benim yanımda oturan arkadaşım Ermeniydi. Çok haksız bir değerlendirme olarak görüyorum. Türkiye her şeyi tartıştı.
Türkiye’de artık gizli kapaklı hiçbir oda bulunmuyor. Tartışmaların yapıldığı bir ülkeyiz. Çok abartılı buluyorum. Belki sıkıntıları vardır, ama sıkıntıları çok abartılı bir şekilde ifade ettiği kanısındayım” diye konuştu.
Hatemi: Muhabir mikrofonu dayamış
Fener Rum Patriği Bartholomeos’un avukatı Kezban Hatemi, müvekkilinin bir Amerikan televizyon kanalı muhabiriyle yaptığı röportajdaki sözlerinin kamuoyu tarafından yanlış anlaşılmaması için önümüzdeki hafta bir açıklama yapacağını söyledi.
Bartholomeos’un avukatı ve danışmanı Hatemi, “Bir Amerikan televizyon kanalı muhabirinin mayıs ayında Bartholomeos ile yaptığı röportajın bu ayın 20’sinden sonra yayımlanacağını, daha orada yayımlanmadan Türkiye’de servis edilmesinin çok enteresan bir durum olduğunu ve bu zamanlamaya dikkat edilmesi gerektiğini” belirtti. “Röportaj da değil, muhabir gelmiş dayamış mikrofonu, yanlarında kimse yok” diyen Hatemi, şunları kaydetti:
“ Çarmıha gerilmek bir Hıristiyan tabiridir. Biz nasıl, ‘Bana cehennem azabı yaşatıyorsun?’ deriz, onun gibi. Evde çocuğuna kızan anne de ‘Yeter beni çarmıha gerdin’ der. Patrik bunu söylemiyor, dikkat edin. Muhabir soruyor, ‘Çarmıha mı gerilmiş hissediyorsunuz kendinizi?’. Yani ‘cehennem azabında mı hissediyorsunuz kendinizi’ anlamındadır bu. O da cevap olarak ‘Yes I do (Evet katılıyorum)’ diyor.” Bu arada Bartholomeos, katılacağı belirtilen Dünya Ehl-i Beyt Vakfı’nca geleneksel olarak düzenlenen Muharrem ayı iftar yemeğine dün katılmadı.
AA
Ruhban okulunu ‘meslek okulu’ olarak kuralım
Türkiye’nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD gezisi sırasında Başkan Barack Obama tarafından ikinci kez gündeme getirilen ve Fener Rum Patriği Bartholomeos’un da “Sabrımız kalmadı AİHM’ye gideceğiz” dediği ruhban okulu konusunda formülünü olgunlaştırdığı öğrenildi.
Dışişleri ve Milli Eğitim bakanlıklarının ortak çalışmasından, ruhban okulunun lise seviyesinde “vakıf meslek okulu” olarak açılabileceği ve bunun için yasal bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığı sonucuna varıldığı bildirildi. Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde Yunanistan’a gerçekleştirmesi planlanan gezisinde konunun masaya yatırılacağı, Yunanistan’ın “Batı Trakya Türklerine kendi müftülerini seçmesi” gibi hakları vermesi halinde Türkiye’nin de adım atacağı öğrenildi.
‘İstediği düzeyde olur’
Bartholomeos’un ruhban okulu sorununun çözülmemesi halinde yılbaşından sonra AİHM’ye gideceklerine ilişkin açıklaması, dikkatleri Dışişleri ve Milli Eğitim bakanlıklarının çalışmalarına çevirdi.
Çalışmalarda, ruhban okuluna İlahiyat Fakültesi bünyesinde “yüksekokul” statüsü verilebileceği gibi, Patrikhane’nin istediği doğrultuda veya lise gibi istediği düzeyde “meslek okulu” olarak açılabileceği değerlendirmesi yapıldı.
ÖNDER YILMAZ Ankara
Türkiye neye karşı?
Ruhban okulu, “Ortodokslar arasında teolojik konular, kurallar ve ibadet şekli açısından birlik sağlamak” amacıyla 1 Ekim 1844’te açıldı. 127 yıl Fener Rum Patrikhanesi’nce tahsis edilen ödenekle yaşayan okul, Anayasa Mahkemesi’nin “özel yüksekokulların devletleştirilmesi” hakkında 9 Temmuz 1971’de verdiği 1971-3 sayılı kararıyla kapandı.
Türkiye’nin okulun açılmasına karşı olduğu nedenler arasında, Yunanistan’ın Batı Trakya’daki Türk liselerine mali destek vermemesi ve Batı Trakya Türklerinin seçilmiş müftülerinin tanınmaması da yer alıyor.
İmam hatip gibi olur mu?
Rumlar, okulun “özel okul” statüsünde açılmasını istiyor. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) mevzuatına göre Türkiye’de dini bir zümre ortaöğretim okulu açamıyor. Dışişleri ve Milli Eğitim bakanlıklarının çalışmasında “vakıf meslek okulu”nun lise seviyesinde olmasının planlandığı ve MEB’e bağlı olarak faaliyet gösterebileceği öğrenildi. Eski YÖK üyesi İsa Eşme, Milliyet’in soruları üzerine, “Eğer hükümet MEB’e bağlı özel vakıf lisesi olarak düşünüyorsa, bu tıpkı imam hatip lisesi gibi meslek lisesi özelliği taşır” dedi.