30.04.2022 - 21:40 | Son Güncellenme:
Alper KORKMAZ-İdris TİFTİKCİ / DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bunların tek derdi ülkenin yakın tarihindeki bir büyük ihanet olan 15 Temmuz'un faili FETÖ'cüleri yeniden devlete doldurmak. PKK'yı ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne yapıyor? Belediyeye doldurmanın gayreti içinde ve dolduruyor. Bunların da hesabını soracağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından Bakırköy'de bulunan İstanbul Fuar Merkezi'nden düzenlenen iftar programına katıldı. Çok sayıda partilinin katıldığı programda konuşan Erdoğan konuşmasına herkesin Ramazan Bayramı'nı kutlayarak başladı. Ramazan ayının bereketli bir dönem olduğunu belirten Erdoğan, "Bu ivmeyi kesintisiz bir şekilde devam ettirerek Cumhur İttifakı olarak 2023 Haziran'ında hedefimize ulaşana kadar durup dinlenmeden çalışacağız. Hep söylediğim gibi AK Parti'yi milletimiz kurmuştur. AK Parti'nin sahibi de istikamet belirleyicisi de milletimizdir" diye konuştu.
"BU VAZİFEMİZİ HAKKIYLA YERİNE GETİRMEKLE MÜKELLEFİZ"
Erdoğan " Unutmayınız. AK Parti'de görev üstlenmek demek herhangi bir makam, mevki sahibi olmak demek değildir. AK Parti'de görev üstlenmek, milletimize hizmetkar olmak, ülkemizi geliştirmek, devletimizi güçlendirmek, dünyanın her yerindeki mazlumların ve mağdurların yanında yer almak için gece gündüz çalışmaya talip olmak demektir. Kadim davamızın bugünkü temsilcisi AK Parti'nin her kademesinde sorumluluk üstlenen bizden eser ve hizmet yarışında bayrağı yeni nesillere teslim edene kadar bu vazifemizi hakkıyla yerine getirmekle mükellefiz" dedi.
"TÜRKİYE, EN GÜVENLİ ÜLKELER ARASINA GİRDİ"
AK Parti olarak geçmişte ülkemizin hak ettiği gelişmişlik, milletimizin hak ettiği refah, devletimizin hak ettiği güç seviyesine ulaşmasının önünde hangi engeller varsa, hepsini de yıkıp geçtik diyen Erdoğan, "Geçmişte terör örgütlerinin, çetelerin, kerameti kendinden menkul, vesayet odaklarının cirit attığı, racon kestiği, insanları canından bezdirdiği Türkiye, bugün can ve mal emniyeti bakımından en güvenli ülkeler arasına girdi. Geçmişte okulundan hastanesine, konutundan yoluna, elektriğinden suyuna kadar temel hizmet altyapılarının ya hiç olmadığı ya yetersiz kaldığı bir Türkiye varken bugün birçok alanda dünyanın en gelişmiş devletlerini dahi geride bırakan bir ülkede yaşar hale geldik. Bay Kemal'in dediğine bakmayın. O malum CHP'nin iktidarları döneminde karanlık bir Türkiye'yi yaşıyordu. Şimdi ise zihinsel karanlığı yaşayan Bay Kemal zannediyor ki artık bütün bu karanlık dünyasını bu millet yutacak. Artık bu millet bunları yutmuyor. Artık akıllı sayaçların çalıştığı bir Türkiye'de olduğumuzu da bilmiyor. Ve bu akıllı sayaçlarla kim karanlıkta, kim aydınlıkta bundan da bihaber" şeklinde konuştu.
"KILIÇDAROĞLU KAVGA ETMEK İÇİN GELDİĞİNİ KENDİ AĞZIYLA SÖYLEDİ"
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü, "Biz büyük ve güçlü Türkiye diyoruz peki karşımızdaki muhalefet ne diyor? Bay Kemal son grup toplantısında söylediği 2 başlıkla nihayet baklayı ağzından çıkardı. İlk mesajını ya bana katılın ya yolumdan çekilin sözüyle verdi. Böylece bu zat partisinin genlerinde zaten var olan faşist yüzünü hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıkça ortaya koymuş oldu. Bu zatın bugüne kadar sergilediği demokrat ve özgürlükçü tavrın baştan sona yalan olduğu, riyakarlıktan başka bir şey yapmadığı ortaya çıktı. Hani bu zat yıllardır tek adam deyip duruyordu ya meğer aslında kendi hayalini anlatıyormuş. Varsın artık gerisini kendi partisindeki yoldaşları ve aynı masa etrafına dizdiği ortakları düşünsün. Tabi ikinci mesajı daha önemliydi. Evet Kılıçdaroğlu kavga etmek için geldiğini kendi ağzıyla söyledi. Kavga lafının önüne arkasına taktığı ve bu kavramla izahı mümkün olmayan zırvalar asıl niyetini gizlemeye yetmiyor. Gerçi haklarını da yememek lazım. Bu zatın ve temsilcisi olduğu zihniyetin hayatı eskiden beri hep kavgayla geçmiştir. Bunlar tek parti döneminde milletimizin inancıyla, tarihiyle, kültürüyle kavga etmiştir. Bunlar Demokrat Parti döneminde ülkenin kalkınmasıyla gelişmesiyle demokratikleşmesiyle kavga etmiştir. Bunlar koalisyonlar döneminde ülkenin huzuruyla, istikrarıyla sosyal barışıyla kavga etmiştir. Bunlar terörle mücadele döneminde ülkenin güvenlik politikalarıyla, beka mücadelesiyle kavga etmiştir"
"BARIŞI NASIL SAĞLAYACAĞIZ BUNUN GAYRETİ İÇERİSİNDEYİZ"
"Dünya, siyasi, askeri ve ekonomik karışıklıkların sancılarıyla boğuşurken ülkemiz de bunların etkilerini, sıkıntılarını yaşarken, bu güruhun tek derdi kavga etmek" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Tek derdi kendilerinden başka herkesi saf dışı bırakmaktır. Herkes kendine yakışanı ,fıtratında olanı kalbinde yaşattığını yapar. Biz her gün milletimizi, hepimizin canını yakan hayat pahalılığına karşı korumak için uğraşıyoruz. Biz her gün ülkemizi Rusya- Ukrayna savaşının etkilerinden uzak tutmak için uğraşıyoruz. Şurada bir hafta içerisinde Rusya Başkanı Sayın Putin'le iki kez, Ukrayna başkanı Zelenski ile aynı şekilde ve bu arada bir hafta içerisinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres'le iki kez ki; bir tanesi yine bugün oldu. Bu görüşmeleri yaparak barışı nasıl sağlayacağız bunun gayreti içerisindeyiz. Bunun biz her gün sınır ötesi operasyonlarımızın başarısı için uğraşıyoruz. Biz her gün küresel yönetim ve ekonomi sistemindeki yeniden yapılanmayı ülkemiz lehine çevirmek için uğraşıyoruz" diye konuştu.
"GERÇEK ÇEVRECİ BİZİZ"
Erdoğan, "Bunların ise tek derdi ülkenin yakın tarihindeki en büyük ihanet girişimlerinden biri olan Gezi'yi savunmak. Bunlar gezici. Bunların çevre diye, yeşil diye bir anlayışı yok, bu bizim anlayışımız. Milyonlarca ağacı cadde kenarlarına ve caddelerin ortalarına biz diktik. Dikiyoruz ve dikmeye devam edeceğiz. Gerçek çevreci biziz. Bunların tek derdi ülkenin yakın tarihindeki bir büyük ihanet olan 15 Temmuz'un faili FETÖ'cüleri yeniden devlete doldurmak. PKK'yı ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne yapıyor? Belediyeye doldurmanın gayreti içinde ve dolduruyor. Bunların da hesabını soracağız. Bunların tek derdi. Avrupa'ya Amerika'ya şirin gözükmek için yabancı büyükelçilerden aldıkları talimatları yerine getirdik. İşte Almanya'da bizim büyükelçimizi dışişlerine çağırıyorlar. Niye? Sadece Türkiye'nin Soros'u olan Osmanlı Kavala'dan dolayı. Peki karşılıksız mı kaldı? Hayır. Anında onların büyükelçisini de biz Dışişleri Bakanlığımıza çağırdık. Ve hesabını aynı şekilde dışişlerimiz de onlardan sordu. Bunların tek derdi ülkenin ve milletin menfaatine yapılan hangi iş varsa onu engellemek. Bunların tek derdi sürekli sallanıp duran altılı masalarını ayakta tutmak. Sadece menfaatte, sadece husumette, sadece görünüşte birleşenlerin taksimatta ayrılmaları kaçınılmazdır. Ne diyelim? Rabbim herkesin gönlüne niyetine göre versin" dedi.