02.02.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Arınç, “Programda, bildiğim ve bizzat şahit olduğum olayların çok küçük bir bölümünü, en doğru şekilde anlattım. Söylediğim her sözün sonuna kadar arkasındayım” dedi. Arınç’ın, Twitter’dan paylaştığı 6 sayfalık açıklama özetle şöyle:
‘Program sonrasında pek çok kişiden tebrik, takdir ve teşekkür mesajları aldım. Bazı dostlarımız ise söylediklerimin birileri tarafından suiistimal edilerek partimiz aleyhinde kullanılacağı endişesini taşıdıklarını ifade ettiler. Beklediğim üzere birkaç kişi de çirkin ifadelerle sosyal medyayı kullandılar. Bunları yapanların amaçlarını, kişiliklerini ve karakterlerini çok iyi biliyorum. Onlar da kendilerine yakışanı yaptılar.... Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, yaklaşık iki saat süren programda, bildiğim ve bizzat şahit olduğum olayların çok küçük bir bölümünü, en doğru şekilde anlattım. Söylediğim her sözün sonuna kadar arkasındayım.
‘Troliçe biliniyor’
‘Bunları neden şimdi ve neden kamuoyu önünde konuşuyorsunuz?’ diye eleştirenlere sadece bir kaç cümle ile cevap vermek isterim. Biliniz ki, hiç bir gerçek ‘Neden şimdi?’ sorusunun muhatabı değildir... Program sırasında ‘troliçe’ sözleriyle kimi kastettiğimi herkes çok iyi biliyordu. Nitekim yarası olan gocundu ve daha program bitmeden şahsıma hakaret etti. Bu kadın yazara birisinin cevabı gibi ‘Taraf’ın Lawrencesi’ demek istemem. Onu, bu hakareti ve yargı süreci ile başbaşa bırakıyorum.
‘Kursaklarında kalır’
Programdan sonra, belki de aldıkları talimatla ‘eski çınarı yıkmak’ hevesiyle manşetlerden, tv programlarından, gazete köşelerinden, sosyal medya ve diğer mecralardan şahsıma yönelik başlatılan linç kampanyası, heves sahiplerinin kursaklarında kalabilir. Unutulmamalıdır ki, yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde, güneş görmemiş daha bir çok hakikat gölgeleniyor.
‘Tövbe etsin, özür dilesin’, ‘artık güvenmeyiz’ gibi beyanlarda bulunanlara da şunu söylemek isterim: Aklım, vicdanım neyi emrediyorsa o şekilde konuşurum. Tövbeyi arınma, özür dilemeyi erdem bilirim ve gerekliliğine inanıyorsam hiç çekinmeden yaparım.
‘Akçeli işlerim yok’
Bu kısa özetten sonra bilmenizi isterim: 40 yılı aşan siyaset hayatınızda hiçbir şaibeyle anılmamış, akçeli, ökçeli işlerde de adınız hiç geçmemiş, oturduğunuz makamları amaç değil, davanız için araç olarak görmüşseniz rahat konuşursunuz. Aksi halde ya altınızdaki koltuğu verenin koltuk değneği olur, ya da köşe verenin koçbaşı olursunuz.