SiyasetRENCİDE EDİLDİK

RENCİDE EDİLDİK

27.08.2008 - 01:25 | Son Güncellenme:

Orgeneral?Işık Koşaner, Jandarma Genel Komutanlığı’ndaki devir teslim töreninde, “Münferit olayların bazı çevrelerce tüm teşkilatın suçu gibi gösterilmesi, jandarma teşkilatını derinden yaralamakta ve rencide etmektedir” diye konuştu

RENCİDE EDİLDİK

Jandarma Genel Komutanlığı görevini devreden Orgeneral Işık Koşaner, Ergenekon davası çerçevesinde bazı jandarma subaylarıyla ilgili olarak yapılan yayınlara üstü örtülü olarak atıfta bulunarak, “Münferit olayların bazı çevrelerce teşkilatın tümüne teşmil edilerek suçlu gibi gösterilmesi ve hayali senaryolar üretilerek kurumun bütünüyle hedef alınması, teşkilatımızın mensuplarını derinden yaralamaktadır” dedi. Koşaner, AB uyum sürecinde çıkartılan yasaların terörle mücadeleyi olumsuz etkilediğini belirterek, kolluk güçlerine daha fazla yetki sağlayacak yeni yasal düzenlemeler yapılmasını istedi. 

Eşli ve eşsiz tören

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanan Koşaner, dün Jandarma Genel Komutanlığı’nda yapılan tören ile görevini, Orgeneral Atila Işık’a devretti. Törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Danıştay Başkanı Mustafa Birden ve kuvvet komutanları katıldı. Toptan, Büyükanıt, Gönül, Birden ve kuvvet komutanları ile konukların büyük çoğunluğunun eşleri ile katıldığı törene; türban hassasiyeti nedeniyle davetiyeleri eşli olmadığı için Gül, Erdoğan ve Atalay eşsiz olarak geldi. Koşaner, törende yaptığı konuşmada, Ergenekon davası sürecindeki bazı yayınlara üstü kapalı olarak atıfta bulunarak şunları söyledi:
“Her kurumda olabileceği gibi uygulamada hata yapan veya konusu suç teşkil eden eylemlere adı karışan personelimiz de olabilmektedir. Suç işleyenin, suçunun karşılığı olan cezayı alması kadar doğal bir şey yoktur. Yasaların öngördüğü cezaya hiç kimsenin diyeceği olamaz. Ancak, münferit olayların bazı çevrelerce teşkilatın tümüne teşmil edilerek teşkilatın suçlu gibi gösterilmesi ve hayali senaryolar üretilerek bu yüce kurumun bütünü ile hedef alınması; canları ve kanları pahasına emniyetin, asayişin ve halkımızın güvenliğinin sağlanmasına çalışan jandarma teşkilatımızın güzide mensuplarını derinden yaralamakta ve rencide etmektedir. Yüce ulusumuzun bu maksatlı suçlamalara ve yanıltıcı yayınlara itibar etmediğini görmek yegane güvencemiz ve güç kaynağımızdır. Etkin görev yapmamızı engellemeyi hedef olan tüm girişimler, gücünü yasalardan ve yüce ulusumuzdan alan teşkilatımızın kararlı ve özverili çalışmaları karşısında etkisiz kalmaya ve yok olmaya mahkûmdur.”
Koşaner, AB’ye uyum düzenlemelerini içeren ulusal program taslağında da yer verilen, iç güvenliğin sağlanmasında sivil iradenin etkin olması konusunun tartışıldığı bir dönemde, terörle mücadelede kolluk güçlerinin yetkilerini artıracak yeni yasal düzenleme yapılmasını istedi. Koşaner, istekleri şöyle sıraladı:
“AB uyum sürecinde gerçekleştirilen yasal düzenlemeler sonucunda, jandarma görev alanını ilgilendiren konularda; önceki yasalarda suç olarak belirtilen bazı eylemlerin suç kapsamından çıkarıldığı, bazı eylemlere uygulanan cezalarda indirime gidildiği, kişi hak ve hürriyetlerinin kapsamının genişletildiği görülmektedir.
Demokrasi ve kişi hakları açısından olumlu olan bu mevzuat değişiklikleri, teröre karşı mücadele ve bu mücadele kapsamında yürütülen istihbarat faaliyetlerine yeni düzenlemeler getirmiş, özellikle de suç ve suçluyu kontrolde ve gerekli önleyici tedbirlerin alınmasında kolluk güçlerinin yetkilerini geçmiş dönemlere nazaran bir ölçüde kısıtlamıştır. Bölücü terör örgütü ve legal uzantıları, bu gelişmeden de güç alarak, faaliyetlerini artırmış, yasal değişikliklerle gelen özgürlükleri istismar edercesine serbesti kazanmıştır.

Belli bölgelerde ve süreli tedbir

Ancak sanki ülkemizde hiç terör yokmuş gibi düzenlenen yasaların, teröre karşı mücadelede kolluk kuvvetlerinin bilhassa önleyici faaliyetlerinde yetersiz kaldığı ve etkin ve süratli görev yapılmasını geciktirdiği bir gerçektir. Terör insan haklarını tehdit ediyorsa hak ve özgürlükler ile alınacak tedbirler arasındaki dengenin tekrar değerlendirilmesine ihtiyaç var demektir. Belli bölgelerde, belirli sürelerle ve yasalarda belirtilecek yetkili makamlarca, sadece ihtiyaç duyulması halinde uygulamaya konulacak tedbirleri içeren yasa değişiklik tekliflerinin bu bakış açısıyla bir an önce sonuçlandırılması teröre karşı yürütülen mücadeleye büyük katkılar sağlayacaktır.”