18.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Bahar Atakan | Ankara
KKTC’nin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’yle (GKRY) yürüttüğü çözüm müzakereleri çözümsüzlüğe doğru giderken, Rumların kamuoyuna yansımayan talepleri de ortaya çıktı. Rum Yönetimi, Ada’daki Rum ve Türk nüfus oranını kriter olarak göstererek sahillerin 4’te birini istedi. Rumlar, nüfus yapısında, ‘4’te 1 kriteri’nin korunmasını dayattı.
Edinilen bilgiye göre, müzakere sürecine ilişkin gelişmeler şöyle:
- KKTC, müzakerelerde gelinen son noktadan memnun değil ancak Türkiye, çözümde gelinen aşamayı destekliyor. Daha önce barış için Annan Planı’na onay veren Türk tarafı, yeni müzakerelerde de Rumlardan gelen taleplerin çoğuna olumlu yanıt verdi. Türkiye ve KKTC, bu tutumlarıyla uluslararası kamuoyuna Türk tarafının ‘barış istediğini’ kanıtlamış oldu.
Eşit haklara sahip
- Halen devam eden yoğunlaştırılmış müzakere sürecinde şu ana kadar yüzde 80’lik bölümde hemen hemen uzlaşma sağlandı. Üzerinde uzlaşılan konuların çoğu, Ada’nın tümünün AB’ye üyeliği konusundaki teknik düzey başlıklardan oluştu. Müzakerelerde asıl önemli kısım, yeni konuşulmaya başlanacak olan başlıklar. En tartışmalı bölümler toprak, mülkiyet, güvenlik gibi konular yüzde 20’lik kalan kısımda. Devam eden görüşmelerin asıl gündem maddelerini de bu konular oluşturuyor.
- KKTC’nin talebi, “tecritten arındırılmış, eşit haklara sahip AB vatandaşları olarak adada bir arada yaşamak” olurken, Rum tarafı eşitlik değil çoğunluk haklarını dayattı. Özellikle yapılan son tur müzakerelerin, hayal kırıklığı yarattığı belirtildi. Bunun nedeni ise Rum tarafının gündeme getirdiği nüfusla ilgili dayatma. Ada’daki Rum nüfusunun, Türk nüfusuna oranla dört kat fazla oluşunu toprak, mülkiyet ve nüfus yoğunluğu taleplerinde gündeme getiren Rum tarafı, Türk tarafının önüne dikkat çeken isteklerle geldi.
Sahilden büyük pay
- Rum tarafı, bir önceki turda Türk tarafının önüne toprak talebini koydu. Rumlar, gelirin çoğunluğu turizm ve gemi taşımacılığından oluşan Ada’da Türk tarafından ‘sahil kesiminden büyük pay’ı istedi. Rumlar, “Nüfusa oranlandığında size düşen sahil oranı daha fazla. Sahilden daha fazla pay verin” önerisiyle geldi. Ancak talebe Türk tarafı sıcak bakmadı.
- Hemen her talebini dörtte birlik nüfus hesabına göre yapan Rumlar, bugünkü nüfus yapısının korunmasını da istedi. Ada’da her dört Rum’a karşı bir Türk’ün yaşamasını dayatan Rumlar’ın dayatmasına göre; her 4 Yunan vatandaşına karşı bir Türk’ün vatandaşlığına ve çalışmasına izin verilecek.
‘Türk askerinin garantörlüğü’ anlaşmazlığı
- Müzakereleri kilitleyen bir diğer konu da Türk askerinin garantörlüğü oldu. Rumlar, “Kıbrıs artık AB üyesi olacak. Güvenliğini AB sağlar. AB hukuku tüm Kıbrıs vatandaşlarına eşit haklar veriyor. Garantörlüğe artık ihtiyaç yok. Garantörlük kalksın. AB toprağında, AB üyesi olmayan Türkiye’nin askeri olamaz” görüşünü dile getirdi. Türk tarafı, buna karşı çıktı. Türkiye’nin koruması olmadan Türk kökenli KKTC vatandaşlarının kendilerini güvende hissetmeyeceğini, bunun geçmişte tecrübe edildiğini ve büyük acılar çekildiğini belirtti. Türk tarafı, Türkiye’nin garantörlüğünün AB’nin GKRY’yi üyeliğe kabul ederken düşünmesi gerektiğini, bir uluslararası anlaşma sonucu Türk askerinin Ada’da olduğunu ve garantörlük hakkının her koşulda baki olduğunu vurguladı.
- Rumlar, kabul etmedikleri için çözüm sağlanamayan Annan Planı’nda Türk tarafının verdiği taahhütlerin korunmasını istedi. Türk tarafı ise, “Dün siz kabul etmediniz. Bugün artık yeni planlar konuşulacak” görüşünde.
Adadaki müzakerelerin, Kıbrıs sorunu konusunu iyi bilen BM Genel Sekreteri Ban ki Moon’un görev süresinin dolacağı yıl sonuna kadar tamamlanması isteniyor. Tamamlanmaması halinde umutla başlanan müzakerelerin çözümsüzlüğe gideceği değerlendiriliyor. Yeni çabalar için gösterilen en erken tarih 2019.