26.10.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
MERİÇ TAFOLAR Ankara
CHP’li Yedekci, Milliyet’e yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti:
ÖNCE BEN DİYENLER KAPILARI KAPATTI: CHP olarak, 7 Haziran’daki seçim sandıklarından çıkan sonuç doğrultusunda ülkemizin hükümetsiz kalmaması için tüm çabayı gösterdik. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Önce Türkiye’ anlayışıyla bir koalisyon hükümeti kurulabilmesi için tüm alternatiflere olumlu baktı. Ancak, ‘önce benim iktidarım’ diyenler bu kapıları demokrasi dışı yollara da başvurarak kapattı. İktidarını kaybederse devletin imkanlarını da kaybedeceğini görenler, tek başına iktidar hayaliyle 8 Haziran’dan itibaren Türkiye’yi yeni bir seçime götürmek için her yolu denedi. Sorumlular Türkiye’yi sosyal ve ekonomik açıdan kaosa sokanlardır.
HALKLA BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ: Gezi sadece Türkiye için değil Dünya için çok önemli bir harekettir. Gezi ruhu haksızlıklara boyun eğmeyen her kesimden insanın bir araya gelebildiğini zorbalıklara dur diyebilecek insanların sağduyusunu göstermiştir. Gezi, ‘Kimliğime, duruşuma, bunun yereldeki yansıması olan mahalleme, parkıma, ağacıma müdahale edip istediğin gibi dönüştüremez, yok edemezsin’ demekti. CHP olarak semtlerimizi, mahallelerimizi, kentlerimizi halkla birlikte yöneteceğiz. Bunu, hem vatandaşların biraya geldiği inisiyatifler ve örgütlenmelerle hem de sürekli geri dönüşler sağlanacak kamuoyu yoklamalarıyla gerçekleştireceğiz.
‘Önseçim övüncüm’
Hayatımda övüneceğim olaylardan biri de önseçimden çıkmış bir milletvekili olmaktır. Bir kişinin veya bir ekibin değil o partinin tabanının yani o davaya inanmış insanların tercihinin yansımasıdır önseçim. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bu kararı alıp uygulamaya koyması hem demokrat kişiliğinin hem de ileri görüşlülüğünün göstergesidir.
‘ÇÖZÜLMEK İSTENMEYEN bir SORUN mudur?’
Bir sorun bu kadar uzun yıllar devam ediyorsa, ‘Çözülememiş bir sorun mudur yoksa çözülmek istenmeyen bir sorun mudur?’ Kürt sorunu anketlerde çıkan sonuçlara göre yönetiliyor. Anket şirketleri ‘Şu söylem prim yapar, Kürt seçmene şu vaatlerde bulunun oylarınız artar’ diyor. Hükümet de bu mantıkla yönetiyor. Anketlerde Kürt seçmenin, hükümetin samimi olmadığını gördüğü ve oyların geri gelmeyeceği görülüyor. Bundan dolayı milliyetçi oylara göz dikilmesi gerektiği ortaya çıkıyor, şimdi de ‘En milliyetçi biziz’ diyen bayrağı, dini siyasete alet ederken tüm basın ve devlet imkanlarını kullanan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu sorunu çözüm odaklı bir yaklaşımla ele alıyoruz