29.08.2013 - 15:14 | Son Güncellenme:
Güler, Gürcistan İçişleri Bakanı Irakli Gharibashvili ve beraberindeki heyet ile bakanlıkta görüştü. Gharibashvili, Bakan Güler'e madalya ve sertifika takdim etti. İki ülke ilişkilerinin geldiği noktayı anlatan Gharibashvili, Türkiye'nin bir operasyon sırasında kendilerine yardım ettiği için teşekkür etti ve saygı duyduğunu belirtti.
Bakan Güler, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çözüm sürecine ilişkin büyük desteğin olduğunu belirten Bakan Güler, “Çözüm sürecini baltalayan bunun altında kalır” ifadesini kullandı. İçişleri Bakanı Güler, çözüm sürecine ilişkin bir soruya silahlı unsurların sınır dışına çıkarılması ve daha sonra bütün insanları hitap edecek normalleşmenin daha yüksek seviyeye çıkarılmasının öngörüldüğünü ifade etti. Henüz beklenen neticeye ulaşıldığının söylenemeyeceğini kaydeden Güler, plan ve hazırlıkların olduğunu örgüt tarafından yapılan açıklamaları da dikkate almadıklarını kaydetti. Huzurun sağlanması konusunda herkesin sorumluluğu olduğunu, sadece AK Parti hükümetinin bir sorumluluğu bulunmadığını vurguladı.
Bakan Güler, öncelikle çatışmasızlık ortamının, silahların geri çekilmesini istediklerini bildirirken, gerekli önlemlerin her zaman alınacağının altını çizdi. Güler, muhataplar tarafından verilen sözlerin yerine getirilmesi gerektiğinin önemine işaret ederken, bölgede çok büyük destek olduğunu ve bölgenin milletvekili olduğunu hatırlatarak, çözüm sürecinden vazgeçilmesinin istenmediğini ve araştırmaların da bunu gösterdiğini aktardı.
-“ŞU ANDA BU TEZKERENİN YETERLİ OLACAĞI İFADE EDİLMEKTE”-
Hükümete sınır ötesi operasyon yetkisi veren tezkereye ilişkin bir soruya yanıt veren Bakan Güler, Suriye’ye müdahale konusunun bakanlığının görev ve yetkililerini aştığını ifade ederek, “Ancak tezkere ile Ekim ayının başının kadar verilen bir etki vardır. Tezkerenin amacı, kapsamı konusunda eğer bir eksiklik varsa hükümetimiz TBMM’ye konuyu getirir ama şu anda bu tezkerenin yeterli olacağı ifade edilmektedir” dedi
Suriye konusunun sadece Türkiye’yle ilgili olmadığının altını çizen Bakan Güler, “Konu uluslararası toplumun alacağı tavırla da ilgilidir” dedi. Güler, uluslararası tavrın netleşmesiyle konunun da netleşeceğini belirtti.
Türkiye’nin sınırlarındaki güvenliği sağlarken kimyasal tehdidi de kapsayacak bir planlama içerisinde hareket ettiklerini söyleyen Bakan Güler, AFAD’ın 2 aydan beri kimyasal etki yaratabilecek tehlikelere karşı yaptığı çalışmanın olduğunu dile getirdi. Suriye ve çevresinden gelen insanlarda değişik gazlardan etkilenenlerin olduğunu, fosfor gazı gibi bir etkiden bahsedildiğini anlatan Bakan Güler, “Biz bu tür kimyasal silahlardan bir yaralanma söz konusuysa sınırdaki birimlerimizde tespit etmeye çalışıyoruz ama diğer ileri tetkikler için hastanelerimize intikal ettiriyoruz. Elbette alınan güvenlik önlemlerimiz içerisinde kimyasal tehdidi kapsayacak tedbirler de yer almaktadır” diye konuştu.
-HÜKÜMETİMİZİN GÖSTERDİĞİ SAMİMİYETİ İSTİSMAR ETMEYE KİMSENİN HAKKI YOK-
“Suriye sınırından bir grup PKK’lının Türkiye’ye girdiği ve çözüm sürecine yönelik hükümetin gerekli adımları atmadığı gerekçesiyle eylem hazırlığı içerisinde oldukları” yönündeki iddiaların sorulması üzerine Güler, şu yanıtı verdi:
“Sınır güvenliği çok önemlidir. Sınırlarımızdan zaman zaman değişik amaçlarla gelen insanlar olabilir. Bunlarla ilgili bizim devam tedbirlerimiz var. Çözüm sürecini baltalamak isteyenler, tekrar o çatışma ortamına dönmek isteyenler, geçmişteki konumlarını sürdürmek isteyenlerle ilgili değişik çalışmalar var. Bu çözüm sürecinin çok kolay olmadığını söylemiştim. Elbette bunu istismar edebilecek, farklı yapılanmalara götürebilecek veya alternatif birtakım yapılanmaların aracıymış gibi kullanmak isteyenler olacaktır. Bunlarla da ilgili tedbirimiz her zaman vardır. Biz bu konudaki dikkatimizi sürdürüyoruz ama Hükümetimizin gösterdiği samimiyeti, iyi niyeti de kimsenin istismar etmenin de hakkının olmadığını, kuru tehditlerle de Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin muhatabı olamazlar. Onların hepsinin verilecek cevabı vardır zaman içerisinde.”
-POLİSİMİZ SADECE KENDİ İHTİSAS ALANLARINDA GÖREV ALACAKTIR-
Emniyet Teşkilatı olarak koruma memurluğu konusunda bir çalışmalarının olduğunu anımsatan İçişleri Bakanı Güler, “Biz bir koruma memurluğu statüsü konusunda çalışıyoruz. Emniyet içerisinde olan ama ünvanı polis olmayan, koruma memuru gibi düşünülen bir hazırlığımız var. Meclis açıldığında bunu gündeme getireceğiz. Sadece bina, tesis ve özel yerlerin korunmasının ötesinde stadyumlarda da görev alabileceklerdir. Fiziki durumları boy ve kilo yönünden daha farklı olacaktır. Özel eğitim şartlarına haiz olacaklardır ve 6 yıl görev yapanlar polislik mesleğine geçebileceklerdir. Biz polisimizi koruma görevi yapmaktan ayırmak istiyoruz. Şu anda Türkiye’de tesis ve kişilerle ilgili yaklaşık 30 bine yakın polis memurumuz istihdam ediliyor. Polisimiz sadece kendi ihtisas alanlarında görev alacaktır. Koruma görevleriyle ilgili de koruma memuru olarak istihdam edeceğimiz kişilerle yürütmeyi düşünüyoruz. Daha etkin bir güvenlik konsepti içerisinde bu hizmetleri yapmayı istiyoruz” dedi.
-“ÖZEL HAYATIN İHLALİYLE İLGİSİ YOK”-
Araçlara çip takılması konusundaki bir soruya Güler, bunun özel hayatın gizliliğiyle ilgisi bulunmadığını vurguladı. Pilot uygulaması yapıldığını anlatan Güler, konunun çalıntı araç ve diğer ihmallerle ilgili olduğunu belirterek, özel hayatın ihlaliyle ilgisi bulunmadığını anlattı. Güler, henüz hayata geçmediğini ve pilot proje olarak devam ettiğini dile getirerek, “Bütün güvenlik önlemleri kişilerin huzurunu ve kamu hizmetlerini sağlıklı bir ortamda yaşaması amacını taşımaktadır” şeklinde konuştu.
Bakan Güler, sağlığıyla ilgili “Sağlığım göründüğü gibidir. Bir stent takıldı” ifadesini kullandı.
Türkiye’deki olası toplumsal olaylar konusunda bakanlığın genelgesine ilişkin bir soru hakkında da Güler, böyle bir genelge yayınladığını ve olaylar karşısında her türlü tedbirin alınacağını söyledi.