SiyasetGüreş: 'Tak şak' hoşuma gitti

Güreş: 'Tak şak' hoşuma gitti

03.12.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Güreş: 'Tak şak' hoşuma gitti

Güreş: Tak şak hoşuma gitti


Başkent kulislerinde Cumhurbaşkanlığı adaylığı konuşulan eski Genelkurmay başkanı Güreş anılarını yazıyor: Refahyol güven oylamasına küfür yerim diye gelmedim


DYP Kilis Milletvekili Doğan Güreş, anılarını yazdığı kitabında, Genelkurmay Başkanlığı döneminde kendisine atfedilen "Çiller tak diye emreder, şak diye yaparım" sözünü söylemediğini belirterek, "Hoşuma gitti, sesimi çıkarmadım. Çünkü demokratik bir görünüş veriyordu" dedi.
Güreş, terörle mücadele, siyasete girişi, Körfez Savaşı gibi birçok konuya yer verdiği kitabının henüz 83 sayfasını tamamladı. Güreş, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ile ilişkileri, PKK ile mücadele için İngiltere ve İspanya'da incelemelerde bulunması, Refahyol'un kurulmasına karşı çıkışı gibi birçok konuya değinirken, "Milli Takım gibiyim" ifadesini kullandı. Güreş'in kitabında yer alacak olan anılarından bazıları şöyle:

Yasal olmayanı yaptım

Genelkurmay Başkanı iken Güneydoğu'da sıkıyönetim kalktı, olağanüstü hal ilan edildi. Ama baktık ki memleket çok kötüye gidiyor, yasal olmayan müdahalede bulunduk. 1991'in başında Yıldırım Akbulut, ortasında Mesut Yılmaz, sonunda da Süleyman Demirel Hükümeti vardı. Sorumluluğu omuzuma almayıp, müdahale etmesem ne olurdu? Ben kendime "sorumsuz sorumlu" diyordum. Bunu yapmasaydım, 1992'de PKK'yı söküp atamazdık. Her şey olabilirdi. Esas 1992'de vurduk biz.

İki milyona Kalaşnikof

Bir komutan, "Kapınız yanıyor, siz üst katta oturuyorsunuz" dedi. Kuzey Irak'a silah pazarı kurulmuş. Ver 1 - 2 milyon, kaleşnikof al. Saddam bize kızdığı için kendi depolarını onlara vermiş. Talabani ile Barzani kavga ediyor. Bu durumda PKK Kuzey Irak'ta azmış. Senin elinde 10 bin tane polis var. Gayet kolay biçimde binanın arkasından gel, karakola bombayı at, git. Ne yapacaktık: Alçak Şiddetli Mücadele.

İngiltere'de özel karargaha girdim

Para istiyorsun, hükümet "yok" diyor. Para olduğunda silahlı helikopter istiyorsun, ABD "İki sene sonra" diyor. O dönemde hazırı yedik, sesimizi çıkarmadık. Askeri üç ayda eğittik. İngiltere'de, IRA ile mücadele eden en yetkili insanlarla konuştum. Hatta onlarla mücadele eden özel kuvvetlerin karargahına giren ikinci Genelkurmay Başkanı idim. Sistemleri, "Şiddete, daha büyük şiddetle mukabele edeceksin." İspanya'ya geçip ETA mücadelesini inceledim.

Apo ile Zana irtibatlıydı

Hava Kuvvetleri'nin pilotları, gidip nokta gibi hedefleri, sineği bile vuracak hale geldi. 1992'deki Kuzey Irak harekatıyla ölü veya yaralı olarak 4 bin terörist ele geçirildi. Apo telsizde, "Asın, kesin. Onlar korkak, hücum edin" diyordu. Leyla Zana ile irtibattaydı. İngiliz ve diğer meslektaşlarım, "Bu mücadelede siz bizi geçtiniz. Biz IRA ile 1969'dan beri mücadeledeyiz. Eğer bu hususta talimnameniz varsa, alabilir miyiz?" dedi. Subaylarımız bunun kitabını yazdılar. Ama gizli belge olduğu için vermedim.

Pazardan silah aldık

Ekonomi kötü olmasına rağmen, hükümetler hep para buldu. Sayın Demirel Başbakan iken ABD ile direkt temasa geçti. Başkasına verilecek Skorsky'lerin hemen yönünü değiştirtip, buraya getirtti. Bana, "Asker için para her zaman bulunur" dedi. Tansu Çiller de bir yerlerden fevkalade paralar buldu. Bizim de özel hallerde kullanılacak silahlara ihtiyacımız vardı. Bir kısmını Kuzey Irak'taki pazarlardan aldık.

'Tak şak' işi yalan

"Çiller tak diye emreder, şak diye yaparım" demedim, bir gazeteci uydurdu. Hoşuma gitti, sesimi çıkarmadım. Çünkü demokratik bir görünüş veriyordu. Genelkurmay Başkanı, Başbakan'ın emrindedir, diye bir hava yaratıldı. Bozmak istemedim. Aksi söylenmesine rağmen biz askerler demokrat insanlarız. Güya ben bunu, İngiliz Genelkurmay Başkanı ile konuşurken söylemişim. O bana, "Biz de Thatcher var, sizde Çiller. Ne yapıyorsun?" demiş. Arayıp, "Yahu, İngilizce 'tak' nasıl denir, Teek mi demişim?" dedim.

Çiller'i çok eleştirdim

Sayın Çiller'i de yüzüne karşı eleştirdim. Bunu vazife kabul ederim. Ama bazıları, çok doğrucuyum, her şeyi söylerim, der, o kabalık olur. Sayın Çiller yaptığım bütün eleştirilerde herhangi bir reaksiyon göstermedi.
Emekli olduktan sonra Türkiye milletvekilliği için, "Paşam sana ihtiyaç var" diye çok öneri geldi. DYP'yi onlar seçti. Sayın Çiller'den milletvekilliği teklifi almadım. Emekli olduktan sonra bir toplantıda görüştük. Ama Sayın Demirel ile konuştu. Arada bir telefon açar, "Paşam, sizi andık, bir ihtiyacınız var mı?" diye sorardı. Karar verdikten sonra Sayın Çiller aradı.

Refahyol kurma, dedim

10 kişinin olduğu bir toplantıda Sayın Çiller'e, "Refahyol'a girme. Hazır değiller. Çünkü söyledikleri sözler var. Siz de bunlar için iyi şeyler söylemediniz. Bir rüzgar gelir, aşağıya gidersiniz" dedim.

Küfür yerim diye gelmedim

Güven oylamasında, 30 senedir siyasetin içinde olan iki ANAP'lı bana, "Paşam, aman gelme, küfür ederler, dayanamazsınız. 'Ret' dediğinizde partinizden tepki gelir" dediler. Dedikleri çıktı. Bazı milletvekilleri dövüldü. Bana onu yapsalardı ne yapardım bilmiyorum. O zaman daha yeni askerlikten çıkmışım. Oylamadan önce Kenan Paşa'yı aradım, "Oraya geliyorum" dedim. Gelmemek, zaten güven oyu vermemek demekti. Fakat birileri eleştirdi, etek esprisi çıktı.

Pişman oldum

Siyasete girdiğime ilk bir - iki sene pişman oldum. Anayol başarısız oldu, bütün liderleri gezdim. "Bir araya gelip çoğunluğu bulun. Türkiye'yi düzlüğe çıkarın" dedim. Kilis'te liderlerin beni dinlemediği söylendiğinde "Tarihe baksınlar" dedim. "Darbe istiyor" dediler. Darbe isteyen adam halkın huzuruna çıkarak, köylünün elini sıkarak seçimle oraya gelir mi? 28 Şubat süreci kitapta çok kısa olacak. O konuyu tarihe bırakıyorum.

‘Bir gazeteci uydurdu’

“Çiller tak diye emreder, şak diye yaparım" demedim, bir gazeteci uydurdu. Hoşuma gitti, sesimi çıkarmadım. Genelkurmay Başkanı, Başbakan’ın emrindedir, diye bir hava yaratıldı. Bozmak istemedim. Güya ben bunu, İngiliz Genelkurmay Başkanı ile konuşurken söylemişim. O bana, “Biz de Thatcher var, sizde Çiller. Ne yapıyorsun?" demiş. Arayıp, “Yahu, İngilizce ‘tak’ nasıl denir, Teek mi demişim?" dedim.

‘Çiller’i çok eleştirdim’

Çiller’i de yüzüne karşı eleştirdim. Bunu vazife kabul ederim. Ama bazıları her şeyi söylerim, der, o kabalık olur. Çiller yaptığım eleştirilerde herhangi bir reaksiyon göstermedi. Çiller’den milletvekilliği teklifi almadım. Emekli olduktan sonra bir toplantıda görüştük. Ama Sayın Demirel ile konuştu. Arada bir telefon açar, “Paşam, sizi andık, bir ihtiyacınız var mı?" diye sorardı. Karar verdikten sonra Çiller aradı.

‘Küfürden çekindim’

Refahyol’un güven oylamasında, 30 senedir siyasetin içinde olan iki ANAP’lı bana, “Paşam, aman gelme, küfür ederler, dayanamazsınız. ‘Ret’ dediğinizde partinizden tepki gelir" dediler. Dedikleri çıktı. Bazı milletvekilleri dövüldü. Bana onu yapsalardı ne yapardım bilmiyorum.. Oylamadan önce Kenan Paşa’yı aradım, “Oraya geliyorum" dedim. Gelmemek, zaten güven oyu vermemek demekti.

KEŞFETYENİ
Ünlü oyuncudan bebek sürprizi! Aşerdiği şeyleri paylaştı
Ünlü oyuncudan bebek sürprizi! Aşerdiği şeyleri paylaştı

Cadde | 21.04.2025 - 07:18

3 aylık hamile olduğu öğrenilen ünlü isim, aşerdiği atıştırmalıkları takipçileriyle paylaştı.

Yazarlar