'FETÖ şizofrenik bir durumda'

Çalışmalarına 2 Mayıs 2012'de başlayan ve 28 Kasım 2012'de tamamlayan komisyonun başkanlığını yapan Nimet Baş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini lanetlediğini söyledi.

TBMM'de kurulan Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'yla, tüm darbe ve darbe girişimlerini inceleme altına aldıklarını anlatan Baş, darbe ve muhtıra dönemlerinde yaşanan hadiseler karşısında üniversitelerin, medyanın, sivil toplum kuruluşlarının, sermaye güçlerinin de aralarında olduğu herkesin darbecilerin yani gücün yanında yer aldığını aktardı.

Komisyon başkanlığı dönemi ve sonrasında kendisine hep "Türkiye'de darbeler dönemi kapandı mı?" diye sorulduğunu anımsatan Baş, "Her zaman 'Türkiye'de darbeler dönemi kapandı' cevabını vermeyi istedim ama Türkiye'de darbeler döneminin kapanması için darbe ve darbecilerle hesaplaşmanın, açıkçası o dönemlerde yargı önünde hesaplaşmanın hesap edilmesi gerekirdi." diye konuştu.

Hem toplumsal reflekslerin hem de iletişim araçlarının değişmesiyle darbe planlayacakların o dönemlerden farklı bir tutum içerisinde olacağına dikkati çeken Baş, "Bazen darbe yaşarken bile darbeyi hissetmeyeceğimizi, darbe döneminde de darbecilerin asimetrik bir mücadeleyi tercih edeceğini iddia ettim. Bu asimetrik mücadelenin gizli yapılanma ve silahla vatandaşlarının öldürülmesi sonucunu tahmin edebilecek değildim." değerlendirmesinde bulundu.

Nimet Baş, Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu olarak eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel'e "Neden bırakıp gittiniz?" diye sorduklarında "Milletvekillerini ikna edemedim. Muhtıra Meclis'te okunduğu bir dönemde birkaç milletvekili dışında muhtıraya 'hayır' oyu veren yoktu. Meclis'in çevresi tanklarla çevrilmişti. Ne yapacaktım. Benim silahlı gücüm mü vardı?" yanıtını aldıklarını anlattı.

"Bombalar patlarken milletvekilleri Meclis'e gitti"

Parlamento çatısı altındaki tüm partilerin darbeye karşı hareket etmesini anlamlı bulduğunu belirten Baş, "Geçmiş siyasilerin başına gelenler ve bunların nasıl yaşandığına baktığımız zaman bugünkü Meclis'te bombalar patlarken bile milletvekilleri iktidarı ve muhalefetiyle Meclis'e gitti. Şimdi değişen şey buydu. Darbeciler hesap edemediği buydu." tespitinde bulundu.

Tüm darbe dönemlerinde terörün, toplumsal olayların, provokasyonların arttığına dikkati çeken Baş, özellikle askerin sivil iradeye bağlılığını geliştirici bir eğitim sisteminin uygulanmaya başlanması gerektiğinin altını çizdi.

Nimet Baş, darbecilerin hemen hemen tamamının belli bir mantıkla hareket ettiğini belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti'nde darbe yapan askerlerin geçmişteki profillerine baktığımız zaman, bu ülkeyi her zaman siyasilerden daha iyi düşüneceklerine ve yöneteceklerine inanırlar. Türkiye'de en iyi yetişen insanların kendileri olduğu inancı var. FETÖ ise buna ilaveten bence şizofrenik bir durumda." dedi.

"Çocuklarımız da bu travmayı yaşadı"

Darbe girişiminin hemen ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım'ın, televizyonlara telefonla canlı yayına bağlanmasının darbeyi durdurduğunu vurgulayan Baş, şu ifadeleri kullandı:

"Milletin iradesini koruma konusundaki durumu, gücümüzü hissettik. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, telefonla canlı yayına bağlanması, son derece sakin bir şekilde bununla başa çıkma gücümüzü gösterdi. Bu o kadar farklı bir reaksiyondu ki, darbecilerin hesap edemeyeceği bir reaksiyondu. Bir de milletin gösterdiği reaksiyon. Hayatında eline silah almayan, belki oyuncak olarak bile eline almayan gençler sokağa çıktı. Bu çok gurur verici bir şey. Darbe gören bir nesil olarak bizim çocuklarımız da bu travmayı yaşadı. Ama bizlerden farklı olarak bu gençlerin, tankların önüne çıkarak, onları durdurma onuru var. Milletin onuru korundu."

Çalışmalarını tamamladıkları komisyon raporunun TBMM Genel Kurul'da görüşülmediğini aktaran Baş, FETÖ darbe girişimine ilişkin sağlam bir soruşturma yapılmasını istedi.