SiyasetErdoğan'dan önemli açıklamalar

Erdoğan'dan önemli açıklamalar

19.04.2013 - 12:26 | Son Güncellenme:

Ülke genelinde akil insanlara gösterilen tepkilere çok kızan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ne densizliktir" dedi.

Erdoğandan önemli açıklamalar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin duruşuyla, fikirleriyle, politikalarıyla hiçbir varlık gösteremediğini savundu. Erdoğan, sert bir şekilde eleştirdiği Bahçeli’nin sokakları tahrik etmek, 1980 öncesi manzaraları bugüne taşımak için elinden geleni yaptığını vurgulayarak, “Bu ülkede bir terör biterken, başka bir terörün sokakları esir almasına asla izin vermeyiz. Terörün bitmesiyle altındaki zemini kayan Bahçeli’nin can havliyle gençleri sokağa salmasına asla müsaade etmeyiz. Devlet Bahçeli şunu iyi bilsin; kim ki 1980 öncesi manzarayı bu güne taşımaya kalkışırsa bedelini hukuk karşısında en ağır şekilde öder. Dağdaki terör biterken, şehirde eşkıyalığın türemesine ve türetilmesine göz yummayız” dedi.

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda bir konuşma yaptı.

Mayıs ayının ilk haftasında geniş katılımlı istişare toplantısını Kızılcahamam’da gerçekleştireceklerini dile getiren Erdoğan, “Orada tüm teşkilatımızla gelişmeleri ele alacağız. Bu arada yine Kızılcahamam’da çok geniş çaplı bir toplantıyı, Türkiye genelinde il başkanlarımız ve ilçe başkanlarımızın katılımıyla gerçekleştireceğiz. Bu da bir ilk olmuş olacak. En geniş anlamda böyle bir toplantıyı gerçekleştireceğiz” dedi.

-“BİZ BU ÜLKEDE İLKLERİN PARTİSİYİZ”-

AK Parti’nin bir Türkiye partisi olduğunu ve kendilerini diğer partilerden ayıranın da bu olduğunu kaydeden Erdoğan, AK Parti’nin Türkiye’nin özeti, aynadaki yansıması olduğunu savundu. AK Parti’nin koalisyon bir parti olmadığına, zoraki olarak bir araya gelmediklerine, dikkat çekerken, “AK Parti milletin kurduğu, istikametini milletin çizdiği, sahibi ve yönlendiricisinin millet olduğu bir partidir. Türkiye neyse AK Parti de işte odur. Biz sadece belli etnik grupların partisi değiliz. Biz sadece belli inanç gruplarının partisi değiliz, belli bölgelerin, kümeleşmelerin partisi de değiliz. Bize oy versin ya da vermesin herkesi kucaklayan, anlamaya çalışan, empati kuran, herkesi temsil etmenin gayretin içinde olan bir partiyiz. Biz bu ülkede ilklerin partisiyiz. Şu anda da atılan her adım bir farklılığın ortaya konulduğu ve bunları projelendirme kabiliyetine ortaya koyan bir partiyiz” şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

-“BU NE DENSİZLİKTİR”-

Başbakan Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin çerçeveyi her fırsatta genel hatalarıyla, kırmızı çizgileriyle milletle paylaştıklarını anlatırken sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak takdir edersiniz ki yıkım yapımdan, bozmak tamir etmekten, dağıtmak toplamaktan, çatışma uzlaşmadan, öldürmek yaşatmaktan, ağlatmak güldürmekten daha kolaydır. Bütün bunlarla birlikte iftira doğrudan, yalan gerçekten, ihtilaf ittifaktan, istismar samimiyetten daha hızlı yayılır. Biz AK Parti olarak, hükümet olarak daha en başında kolay olana değil, zora talip olduğumuzu ifade etmiştik. Hatırlarsanız 2009’da Milli Birlik ve Kardeşlik projemizi başlatırken yolumuzun zorlu, çetin olduğunu, çelik gibi sinirlerimizin olması gerektiğini o zaman ifade etmiştim. Evet şu anda muhalefet partileri kolay olanı yapıyor biz ise zor olanı yapıyoruz. Onlar yıkmanın, bozmanın, dağıtmanın, çatışmanın mücadelesini veriyor, biz ise yapmanın, tamir etmenin, toplamanın, barış ve uzlaşmanın, kardeşliğin mücadelesini veriyoruz. Onlar ölmenin ve öldürmenin, ağlamanın ve ağlatmanın tarafını tutuyor biz ise yaşamanın ve yaşatmanın, gülmenin ve güldürmenin tarafında duruyoruz. İşte dün bir ilimizde bakıyorsunuz çözüm süreci için oraya gitmiş, orada değişik STK’ları toplamışlar ve orada bir toplantı yapıyorlar ve herkesi kucaklamak için orada bulunan Akil İnsanlar ekibine karşı çıkıyor işte malum yavru muhalefetin bir başkanı da içinde olmak üzere, kalkıp tehditler, hakaretler, her türlü şeyleri söyledikten sonra bir grup orada Türk bayrağı açıyor, bir grup İstiklal Marşı söylemeye başlıyor. Buraya gelenlerin hangisi İstiklal Marşı’na karşı, Türk Bayrağı’na karşı. Bu ne densizliktir. Dert başka. Kolay olanı seçiyorlar. Bu ülkede bunlar bu güne kadar barış için, halkın birbirini sevmesi için bir adım atmadılar. Bunlar Sivas’ın ötesine geçemediler, Hakkari’ye, Van’a gidip bir toplantı yapamadılar. Liderleri Ankara’da konuşur. Bursa’da gider ‘Vur de vuralım, öl de ölelim’ diyenlere karşı ‘onun da zamanı gelecek, o zaman gereğini yapacağız’ diyecek kadar siyasetten, birlikten ve beraberlikten uzak bir insan.”

Haberin Devamı

-“BAL BAL DEMEKLE AĞIZ TATLANMAZ”-

Haberin Devamı

Erdoğan, bazı grupların muhalefetine rağmen Akil insanların Yüksekova’da toplantı yaptığı salonun ihtiyacı karşılayamadığına değinerek, “Orada tıklım tıklım herkesin birbiriyle kucaklaştığı bir tablo. Bunun arzusunda değil miyiz? Şimdi anamuhalefet ‘barışı kim istemez’ diyor. Tamam da barış lafla istenmez, icraatla istenir, uygulamayla istenir. Bir taraftan karşısında duracaksın, bariyer oluşturacaksın, öbür taraftan da sıkılmadan ‘ben barışı istiyorum’ diyeceksin. Bu iş lafla olmaz. Bal bal demekle ağız tatlanmaz. Balı yersen ağız tatlanır. Bunu yapmaya bak. Öyle Akil İnsanlar görüyoruz ki şu ziyaretlerde kendileri hüngür hüngür ağlıyorlar. Bunlar aynı dünya görüşünü paylaşan insanlar değil ama burada ortak paydada bütünleştiler. Neydi; kan akmasın, anaların, babaların gözyaşı dinsin. Bu insanlar şimdi bu yolculukta gittikleri yerde, yaptıkları ziyaretlerinde hüngür hüngür ağlıyorlar. Biz şimdi bu ağlamayı gülmeye, tebessüme nasıl çevireceğiz bunun gayretindeyiz. Bu anamuhalefetin yavru muhalefetin böyle bir derdi yok” dedi.

Haberin Devamı

-“CHP, MHP VE BDP TUTUNAMAYACAK”-

“Statüko olduğu için terör, terör olduğu için statüko vardır” diyen Erdoğan, “İnanın CHP, MHP, BDP şu mevcut politikalarını değiştirsinler, bu ülkede terör olmaz. Bu ülkede terör bitse CHP’nin, MHP’nin, BDP’nin bu mevcut politikaları da asla ve asla ayakta kalamaz. Bunlar 30 yıl boyunca birbirlerini beslediler, birbirlerine cansuyu verdiler, birbirleri sayesinde ayakta kaldılar. Dikkat edin terör vurdu MHP istismar etti, sorun büyüdü. CHP genlerine işlemiş o ceberut o asimilasyoncu, o inkarcı zihniyeti yaşattıkça sorun büyüdü işte CHP’nin o zihniyeti varlığını sürdürdü. Terör olduğu için BDP ortaya çıktı, BDP var olduğu için terör varlığını idame ettirdi. Altını çizerek ifade ediyorum; bu ülkenin gündeminden terörü çıkardığınızda CHP, MHP ve BDP’nin bu yönetimlerle, bu söylemlerle, bu politikalarla ayakta kalması asla ve asla mümkün değildir. Göreceksiniz bu sorun bittiğinde ne CHP ne MHP ne de BDP bu mevcut yönetimleriyle, politikalarıyla asla tutunamayacak, kendilerini gözden geçirme zorunda kalacaktır” ifadelerini kullandı.

-“SADECE 3.5 YIL İKTİDARDA KALDILAR 35 YILDA KAPANMAYACAK YARALAR AÇTILAR”-

MHP Lideri Bahçeli’ye koalisyon hükümeti üzerinden yüklenen Erdoğan, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin gündeminden terörü söküp çıkardığımızda Allah aşkına MHP’den geriye ne kalacak, ekonomi politikaları mı, dış, iç, sosyal politikalar mı kalacak? MHP’nin koalisyon ortağı olarak 1999-2002 arasında ekonomide, dış, iç politikada, sosyal hayatta bu ülkeye ödettiği bedeli milletim bu gün bile unutmadı. Onların 3.5 yılda açtıkları çukuru doldurmak için biz on yıldır mücadele verdik, veriyoruz. IMF’ye yaptıkları borcu ödememiz 10 yıl sürdü. Batık bankalardan doğan zararı ödememiz 10 yıl sürdü. Faiz yoluyla ülkeye yükledikleri faturayı ödememiz 10 yıl sürdü. İnanın sadece 3.5 yıl iktidarda kaldılar 35 yılda kapanmayacak yaralar açtılar. Bu gün ilk kez açıklıyorum; milli bankamız Merkez Bankamızın döviz rezervi dün itibariyle yeni bir rekor kaydetti, 130 milyar dolara ulaştı. Onlar bize 27.5 milyar dolar olarak devretti şu anda bizim ulaştığımız rakam 130 milyar dolar. Şimdi MHP Genel Başkanı çıkmış koalisyon döneminde kendi bakanlıklarının temiz olduğunu iddia ediyor. İyi de Sayın Bahçeli sen o hükümetin ortağı, başbakan yardımcısı değil miydin? Seni oraya bostan korkuluğu olarak mı koydular. Ülke hızla uçuruma doğru sürüklenirken hangi tepkiyi gösterdin, hangi tavrı aldın? Hani milliyetçiydin, vatanseverdin, milliyetperverdin? Ne iş yapıyordun orada? Külhanbeyi edasıyla esip gürlüyor.

-“DAĞDAKİ TERÖR BİTERKEN, ŞEHİRDE EŞKIYALIĞIN TÜREMESİNE GÖZ YUMMAYIZ”-

Gerçekten Sayın Bahçeli’nin zihni ile dili arasındaki kayış koptu. 1999 yılında ‘MHP ile koalisyonu içime sindiremiyorum’ diyen hanımefendiye ağzını açmayan, tıpış tıpış gidip koalisyona ortak olan, o gün kuzu kesilen Sayın Bahçeli bugün aslan postunda bize kükrüyormuş gibi yapıyor. Bugün bize karşı yaptığı şovu 1999’da yapamadı. Bugün bize karşı savurduğu hakaretleri 1999’da o hanımefendiye ve partisine karşı savunmadı. Sayın Bahçeli kendisine söylenenleri yutabilir ama bunu ne bize ne de millete yutturamaz. Biz Sayın Bahçeli’nin 1999’da nasıl kuzu kuzu gidip koalisyona ortak olduğunu, 28 Şubat politikalarını nasıl kuzu kuzu uyguladığını, 2001’de ülkeyi nasıl bir gece yoksullaştırdıklarını unutmadık. Ama kalkıp da ‘Benim partimden değildi’ diye kimseye yutturamazsın. Sen o iktidarın günah ortağısın. Hiçbir yere kaçamazsın. Devlet Bahçeli, ekonomide, dış politikada, iç politikada bu milletin başını öne eğdiren, bu milleti dünya karşısında mahcup duruma düşüren kişinin ta kendisidir. Bu millete en ağır bedelleri, en ağır faturaları ödetmiş birinin bugün çıkıp milliyetçilik pozu vermesi doğrusu oldukça ironidir, trajikomiktir. Şunu da söylemek durumundayım; duruşuyla, fikirleriyle, politikalarıyla hiçbir varlık gösteremeyen Devlet Bahçeli şu anda sokakları tahrik etmek, 1980 öncesi manzaraları bugüne taşımak için elinden geleni yapıyor. Bir avuç çapulcunun çeşitli illerde, Akil İnsanlar Heyeti’ne yönelik saldırılarını biz sabırla takip ediyoruz. Bu ülkede bir terör biterken, başka bir terörün sokakları esir almasına asla izin vermeyiz. Terörün bitmesiyle altındaki zemini kayan Bahçeli’nin can havliyle gençleri sokağa salmasına asla müsaade etmeyiz. Devlet Bahçeli şunu iyi bilsin; kim ki 1980 öncesi manzarayı bu güne taşımaya kalkışırsa bedelini hukuk karşısında en ağız şekilde öder. Dağdaki terör biterken, şehirde eşkıyalığın türemesine ve türetilmesine göz yummayız. Valilerimizin, emniyet müdürlerimizin şehirlerimizdeki tahrik olaylarına karşı daha duyarlı, daha dikkatli olmalarını da buradan hatırlatmak istiyorum.”

Erdoğan, çözüm sürecinin tam anlamıyla bir umut olculuğu havasında devam ettiğini kaydederek, Akil İnsanlar Heyeti’nin 9’arlı gruplar halinde, 7 coğrafi bölgede çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. “MHP ile CHP’nin ağır tahriklerine, kimi zaman sözlü saldırıya varan sözlü saldırıya varan kışkırtmalarına rağmen heyetler şehirlerde büyük bir coşkuyla, hatta çoğu zaman sevinç göz yaşlarıyla, umut göz yaşlarıyla gerçekten kucaklanıyorlar” diyen Erdoğan, Hakkari’de Akil İnsanlar Heyeti’nin halaylarla, davullarla aynı zamanda sevinç göz yaşlarıyla karşılandığını dile getirdi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

-“BUNLARLA MİLLETİN ZİHNİNİ BULANDIRACAKLARINI ZANNEDİYORLAR”-

“Kayseri’deki olayı maalesef bir avuç çapulcunun çirkin gösterilerine rağmen, bu Kayseri halkının tavrı değildir. Bunu özellikle bilmenizi istiyorum. Çünkü Kayseri halkı bu heyeti muhabbetle karşılamış, kucaklamıştır. Akil İnsanlar Heyeti’nin yanında sürece gönül verenlerin her manada desteklerini esirgemediklerine memnuniyetle şahit oluyoruz. AK Parti olarak biz de bakanlarımızdan genel başkan yardımcılarımıza, milletvekillerimizden onların eşlerine, kadın kollarımızdan gençlik kollarımıza kadar arazideyiz. Yurt safında ziyaretlerdeyiz. Bu çözüm süreci kapsamında muhalefetin kışkırtma ve istismarları iki önemli soru etrafında yoğunlaşıyor. Birincisi bize ‘Nasıl çözeceksiniz, nasıl çözüyorsunuz?’ diye soruyorlar, ikincisi ‘Terör bittikten sonra ne olacak?’ diye soruyorlar. Dikkat edin CHP de MHP de bu soruyu sürekli gündeme getirerek bunlarla milletin zihnini bulandıracaklarını zannediyorlar. Bu sürecin nasılı konusunda en başından itibaren defalarca açıklamalarımız oldu. Sürecin hassasiyeti, özellikle de sabotajlara açık olması bakımında nasıl çözdüğümüz konusunda detaya girmek, gereksiz münakaşaların içine girmek yerine tamamen biz işimize yoğunlaştık. Nasıl çözdüğümüz veya nasıl çözüldüğü konusunda kırmızıçizgilerimizi tekrar tekrar vurguladık."

-“BİZ NE DİYORSAK O”-

Bu kırmızıçizgilerin asla aşılmayacağını defalarca hatırlattıklarını anlatan Başbakan, "Ülkemizi, vatanımızı, birliğimizi, bütünlüğümüzü, bayrağımızı, cumhuriyetimizi tartışma konusu dahi yapacak en küçük bir girişim içinde değiliz, olmayız ve olamayız. Hiçbir pazarlığın içinde de değiliz, olmayız. Üç beş tane çapulcu köşe yazarının yazısı benim milletimin beklentisi olmamalıdır. Biz ne diyorsak milletim ona baksın, ona güvensin, ona inansın. O dediğim köşe yazarlarının derdi milletin zihnin bulandırmaktır. Bu çözüm sürecine onlar bariyer oluşturmaktır. Onların derdi budur. Onlar hiçbir zaman bu ülkede barışı istemediler, ister göründüler. Dolayısıyla bu oyunu millet olarak biz bozacağız. Millet olarak inşallah bunu biz çözeceğiz. Ne şehitlerimizin aziz hatırasına gölge düşürecek ne şehit yakınlarımızı rencide edecek ne de milletimizin başını öne eğdirecek hiçbir adımı atmayız. Kimse de bize böyle bir adım attıramaz. Milletin fertleri arasına zafer gibi yenilgi gibi süreçle hiçbir alakası olmayan kavramlarla fitne sokmaya çalışanlar kendi terörlerini, kendi fesatlarını üretme peşinde olan hainlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir ferdi, Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir şekilde dize getirilemeyeceğini, diz üstü çöktürülemeyeceğini bilmeli buna inanmalı bu inançla hareket etmelidir” şeklinde konuştu.

-“10 YIL ÖNCESİNE GÖRE DAHA MI İYİ YOKSA DAHA MI KÖTÜ BİR YERDEYİZ?”

Muhalefet tarafından ikinci olarak “Terör bittikten sonra ne olacak?” sorusunun gündemde tutulduğunu anlatan Erdoğan, “Çok öz, çok net, çok basit şekilde söylüyorum; terör bittikten sonra güzel olacak, güzellik olacak, mutluluk olacak” dedi.

“Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” deyimine atıfta bulunan Erdoğan, “Terörün olduğu yerde sağlıklı bir düşünme, diyalog zemini, sağlıklı bir siyaset olabilir mi? Terörün olduğu yerde sağlıklı, istikrarlı bir kalkınma, büyüme, refah olabilir mi? ‘Terör bittikten sonra ne olacak?’ diyorlar. Terör bittikten sonra sağlıklı düşünme zemini olacak. Terör bittikten sonra sağlıklı istişare, sağlıklı diyalog ve muhasebe zemini olacak, daha fazla kalkınma, büyüme, refah ve istikrar olacak. İşsizliğin azaldığı, yoksulluğun gerilediği, gelir dağılımında mesafelerin iyice kapandığı bir ortamda daha fazla demokrasi olacak. 10 yıl önce bu ülkede telaffuz edilmeyen kavramlar vardı, konuşulamayan, konuşulmayan meseleler vardı, siyasetçiler de medya da kamuoyunda kimi kavramları, kelimeleri, kimi meseleleri özgürce konuşamıyor, yazamıyor, tartışamıyordu. Biz tabuları, yasakları, kısıtlamaları tek tek kaldırdık. Soruyorum; “10 yıl öncesine göre daha mı iyi bir yerdeyiz yoksa daha mı kötü bir yerdeyiz?’ ‘Ülke bölünür, parçalanırız’ diyorlardı, vatan, millet, bayrak nutuklarıyla her reformun karşısında duruyorlardı. Peki ne oldu, Türkiye daha da büyüdü, daha da gelişti ve özgürleşti” diye konuştu.

-“TERÖRÜN BİTMESİ İLE TÜRKİYE’NİN KAYBEDECEĞİ TEK ŞEY UFUKSUZ GENEL BAŞKANLARDIR”-

“Terör bitsin işte o zaman Türkiye’yi tutabilene de aşk olsun” vurgusu yapan Erdoğan, CHP’nin, MHP’nin terörün bitmesi sonrasına ilişkin tüm iddialarının yalan ve iftira olduğunu kaydetti. Terörün bitmesiyle Türkiye’de “istismar siyasetinin” biteceğini savunan Erdoğan, “Öyle Kutlu Doğum Haftası’na geleceksin, orada yapacaksın bir konuşma, altına ben de dört dörtlük imzamı atarım. Sonra çıkacaksın ertesi gün ‘bu milleti birbirine nasıl vurdururum’ bunu konuşacaksın. İşte bu istismar siyasetidir. Dürüst olacaksın dürüst. Siyaset dürüstçe yapılır. Orada başka burada başka olmaz. Allah’ın ayetini, Resulünün hadisini saptıracak halin yok tabi. Ama uygulamada ne yapıyorsun mesele bu. Uygulama yok. Sadece söz. ‘Oraya gelenlerin tavrı, beklentisi belli, ona göre konuşalım.’ Bu şekilde bu iş olmaz. Bunun adı istismar sanatıdır. Bunu kimler yapar dersen işte bunlar ortada. Orada söylediklerini eğer ülkenin her tarafından söylüyorsan zaten mesele bitmiştir. Çünkü sevgililer, sevgilisinin yad edildiği bu hafta içinde onun sözleri, onun sünneti zaten başka bir şeyi tavsiye etmiyor. Terörün bitmesi ile Türkiye’nin kaybedeceği tek şey ufuksuz ve vizyonsuz genel başkanlardır” dedi.

-“AK PARTİ İKTİDARDA OLDUĞU SÜRECE TÜRKİYE KAYBETMEZ”-

Erdoğan vatandaşlara “AK Parti iktidarda olduğu sürece Türkiye kaybetmez her zaman kazanır hiç endişe etmeyin. AK Parti iktidarda olduğu sürece Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine asla helal gelmez, milliyetçilik, vatanseverlik, birliğimiz, kardeşliğimiz, bayrağımız konusunda ne CHP ne de MHP AK Parti’nin eline su dökemez su” diyerek seslendi.