21.02.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
ANKARA-Milliyet
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrin’de devam eden operasyonun yavaş sürmesinin nedeninin sivil hassasiyeti olduğunu ifade ederek, “Önümüzdeki günlerde çok daha hızlı bir şekilde Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecektir. Böylece hem şehre ve bölgeye dışarıdan gelen yardımların önü kesilecek hem de terör örgütünün kimseyle pazarlık yapabilme imkanı kalmayacaktır. Türkiye’nin ve Türk milletinin kırmızı çizgilerini yok sayanlara, gerekiyorsa alınlarının ortasına bu çizgileri nakşederek var olduğumuzu göstermek boynumuzun borcudur” dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Hocalı katliamını da anarak “Azerbaycanlı kardeşlerimize baş sağlığı ve sabır diliyorum” dedi. Asker kamuflajı giydirilen çocukların da izlediği grup toplantısında Erdoğan, şu mesajları verdi:
‘Hazırlık zaman alıyor’
BİN 715 TERÖRİST: 32. gününe giren Zeytin Dalı Harekâtı’nda görev alan tüm güvenlik güçlerine Allah’tan başarı diliyorum. Şu ana kadar bin 715 teröristin etkisiz hale getirildi. Hem güvenlik güçlerinin hayatını riske atmamak hem sivillere yönelik hassasiyetle hareket edildiği için yavaş ilerlemektedir. Biz oraya önümüze geleni yakıp yıkmak için gitmedik. Biz orayı halen ülkemizde yaşayan yüz binlerce bölge halkı için güvenli ve yaşanılabilir bölge olabilmesi için bu hale getirmek için girmiş bulunuyoruz. Sahada belirli hazırlıkların da yapılması zaman alıyor. Önümüzdeki günlerde çok daha hızlı bir şekilde Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecektir. Böylece hem şehre ve bölgeye dışarıdan gelen yardımların önü kesilecek hem de terör örgütünün kimseyle pazarlık yapabilme imkanı kalmayacaktır.
‘Afrin’e gelsinler’
KIRMIZI ÇİZGİYİ YOK SAYANLARA: Türkiye’yi güneyinde oluşturulacak terör koridoruyla çevrelemeye ve esir almaya kalkanlara, bu işin öyle kolay olmadığını göstermekte kararlıyız. Türkiye’nin ve Türk milletinin kırmızı çizgilerini yok sayanlara, gerekiyorsa alınlarının ortasına bu çizgileri nakşederek var olduğumuzu göstermek boynumuzun borcudur.
KİTAPLARI OKUSUNLAR: Birileri Osmanlı tokadının ne olduğunu soruyormuş. Bu soruyu soranlar, bizim tarihçilerimize itibar etmezler de en azından Batılı tarihçilerin yazdıkları Osmanlı tarihiyle ilgili kitapları okusunlar. Dedelerinden veya onların babalarından, Birinci Dünya Savaşı’nda, Çanakkale’de, Kut’ül Amare’de veya diğer cephelerde savaşmış olanlar varsa onlara sorsunlar, Osmanlı tokadının ne olduğunu. Daha da merak ediyorlarsa buyursunlar Afrin’e gelsinler. Bu tokadın, hak edenden başka kimseye atılmadığını da sorup soruşturup öğrensinler. Bu aziz milletin geçmişinde ne sömürge lekesi ne de soykırım ayıbı vardır. Kendini savunurken bile vicdanını ve ahlakını kaybetmeyen bir millete aksi yönde ithamlarda bulunmak bühtandır.
YALAN İFTİRA: Zeytin Dalı Harekâtı’nı gölgelemek için pek çok yalan ve iftira ardı ardına ortaya atılıyor. Bizi kendileriyle karıştıranların riyakarlıklarını ifşa etmeyi de bu büyük mücadelenin bir parçası olarak görüyor ve önemsiyoruz. Türkiye, askeri operasyonları daima en son ihtimal olarak, adeta mücbir sebep olarak, görmüş ve kullanmıştır. Yıllarca Suriye’deki terör örgütlerinden, ülkemize yönelen tehditlerin, ülkenin kendi dinamikleri ve uluslararası koalisyonun gücüyle önlenmesini bekledik. Baktık ki bu tehditler azalacağı yerde sürekli artıyor ve sınırlarımızı aşıp, topraklarımızın içinde bize zarar veriyor. Artık harekete geçmekten başka çare görmedik, göremedik.
Fırat Kalkanı Harekâtı’ndan sonra teröristlerden arındırdığımız bölge, hem bizim hem oranın asli sahipleri için huzur ve güven ikliminin hakim olduğu yer haline geldi. Harekattan sonra ülkemizin içindeki DAEŞ kaynaklı saldırılar da adeta ortadan kalktı. Afrin’de, İdlib’de de, Münbiç’te de aynısı olacaktır. Tel Abyad’dan Kamışlı’ya kadar sınırlarımız boyunca her yerde aynısı olacaktır. Hem oralardaki kardeşlerimizin geleceği hem de kendi güvenliğimiz için tek bir terörist kalmayıncaya kadar, şu veya bu şehirle sınırlı olmaksızın bölgenin tamamındaki mücadelemiz sürecektir.
‘Bunlar Batı’dan geldi’
DİYALOG KANALLARI AÇIK: Sahada etkinliği sürdürürken diplomasiyi da ihmal etmiyor verilen sözler tutulmasa da yalanlar söylenmiş olsa da muhataplarımızla görüşmeyi kesmedik. Terör örgütlerine silah vermiyoruz dedikleri anda bile silah sevkiyatını belgelediğimiz halde iddialarını sürdürdüklerini görmekten elbette üzüntü duyuyoruz. Biz bütün video kayıtları ile beraber tespitlerimizi kendilerine tek tek gösterdik. Bunlar kimin askeri, bunlar Batı’dan geldi, Suriyeli değil. ‘Bunlar sizin askerleriniz, bayrağınız, sizin kokartlarınız; hâlâ yok diyorsunuz’ dedik. İşte buyur sizin zırhlı taşıyıcı, tank ve toplarınız bunlar havadan zembille inmedi, 5 bin TIR, 2 bin kargo uçağı ile geldi. Biz bunları biliyoruz görüyoruz, madem stratejik ortağız, uyarıyoruz. Bunları tespit ettiğimiz anda 3-5 günde, haftada çözeceğiz dedikleri halde hâlâ aynı işi yaptıklarını görünce üzüntü ötesinde öfkeliyiz. Diyalog yollarını da kapatmayı düşünmüyoruz.
‘Topçu atışıyla geri döndüler’ CumhurbaşkanıErdoğan dün Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge İvanov’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ağırladı. Erdoğan, Şii milis güçlerin 10 kadar pikapla dün Afrin’e doğru hareketlerinin tespit edildiğini, ama top atışları sonucu dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Ortak basın toplantısında Erdoğan şu mesajları verdi: O DOSYA ŞİMDİLİK KAPANDI: Bugün (dün) akşam saatlerine doğru oradaki Şii milis güçler, bunların bazı pikaplarıyla on kadar Afrin’e doğru bir hareketleri tespit edilmiş. Fakat daha sonra top atışlar filan yapılınca geri dönmek durumunda kaldılar ve o dosya da o şekilde şimdilik kapanmış vaziyette. Dün (önceki gün) gerek Sayın Putin ile gerek Sayın Ruhani le yaptığımız görüşmelerde bu konularda da zaten mutabakatımız var. Maalesef bu tür terör örgütlerinin bazen biliyorsunuz kendilerine göre aldıkları kararlarla attıkları yanlış adımlar oluyor. Bunlara tabi fırsat vermemiz mümkün değil. Bunun bedelini de çok ağır öderler. FETÖ’YÜ DÜNYADAN KAZIYACAĞIZ: Makedonya terörle mücadele konusunda işbirliğimizi arttırmakta kararlılığı olduğunu Sayın Cumhurbaşkanı ile ortaya koymuştur. Bu örgütün kökünü dünyanın her tarafında kazımak noktasında kararlıyız. |
Taraflarla iletişimdeyiz
Pek çok muhatapla görüşmeler yapılıyor, görüşmeler sürecek. Sahadaki operasyonlar da sürecek. Suriye meselesinin tüm tarafları ile kesintisiz iletişim halindeyiz. Putin ve Ruhani ile telefon görüşmem oldu. Sözün gücünü en iyi biz biliriz. Türkiye her hal ve şart altında çok yönlü bir politika izlemek zorundadır. Yıllarca beraber yaşadığımız komşularımızla hala yakın ilişkilere ve sorumluluklarla da sahibiz. Ortadoğuyuz, Kuzey Afrika’yı geçen herkes bizden parçaya rastlar. Kuzey Afrikalıyız aynı zamanda Orta Afrikalıyız. Hafta başı dört ülkeyi kapsayan seyahate çıkıyoruz.
‘Terörizme yüz vermeyin’
PATLAMAYA HAZIR BOMBA: Palazlandırılan terör örgütleri faaliyetlerini başka yere yönelttiğinde işin rengi değişecek. Kendilerine suni güvenlik dünyası kuranlar bir sırça saray da oturduklarını çabuk anlayacaklardır. DAEŞ’in Irak ve Suriye’deki irtibatlı görünen 60 bin yabancıya ülkeye giriş yasağı koyduk. Çoğunluğu suni güvenlik dünyasında yaşayan ülkelerde bu kadar DAEŞ’li yaşıyor demektir. PKK da eklendi mi patlamaya hazır bomba olduğu görülür.
Bu tehlikenin farkına varan ülkenin ilk yapacağı iş gelip işbirliği yolunu aramak olacaktır. Biz ikaz görevimizi yerine getiriyoruz. Terörizme yüz vermeyin ki, yarın kendinize korku içinde saklanacak yer aramayın. Türkiye’nin terörle mücadelesi artarak sürecek ve mutlaka zaferle neticelenecektir. Fırat Kalkanı’nda 72 şehidimiz vermiştik. Zeytin Dalı’nda 32, ÖSO’dan da 60’ı aşkın şehit var. Gazilerimiz de mevcut. İstikbal ve İstiklal söz konusu oldu mu kimseyi gözümüz görmez.