SiyasetDevlet Kürtlere bir özür borçlu

Devlet Kürtlere bir özür borçlu

24.12.2008 - 00:32 | Son Güncellenme:

TESEV’in hazırladığı Kürt sorunu raporunda, sınır ve sınır ötesi operasyonların durdurulması, PKK’nın silah bırakması için STK’lar ve partiler aracılığıyla başvurulması ve PKK’lılara sicil affı çıkarılması gibi öneriler getirildi

Devlet Kürtlere bir özür borçlu

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı’nın (TESEV) Kürt sorunu raporunda, devletin Kürt halkına özür borçlu olduğu savunulurken, “Tarafsız, bağımsız bir hakikatleri araştırma komisyonu oluşturulmalı” önerisinde bulunuldu.
PKK’ya silah bırakma çağrısında bulunmak için sivil toplum örgütlerinin ve partilerin aracılığına başvurulması, bütün örgüt üyelerini kapsayan sicil affı çıkarılması, Kürtçe’nin ikinci dil olması, koruculuğun ve “Türk’üm doğruyum” diye başlayan öğrenci andının kaldırılması gibi öneriler de raporda yer aldı.
TESEV’in “Kürt Sorununun Çözümüne Dair Bir Yol Haritası: Bölgeden Hükümete Öneriler” başlıklı araştırmasının sonuç raporu Karaköy’deki TESEV Genel Merkezi’nde dün düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı.
35 sayfalık raporu, TESEV Demokratikleşme Programı Yöneticisi Dilek Kurban ve İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) üyesi Yılmaz Ensaroğlu yazdı. Gazeteci-yazar Etyen Mahçupyan’ın da aralarında bulunduğu 5 TESEV mensubu da, yazıma katkıda bulundu. Ayrıca bölgedeki farklı sivil toplum örgütü ve kamu kurumları temsilcisi 29 kişi de, görüş ve önerileriyle rapora destek verdi.

‘Amaç, çözüme katkı’
Toplantıda konuşan TESEV Başkanı Can Paker, raporun Doğu ve Güneydoğu’da görev yapan STK temsilcileri, yerel yöneticiler ve kamu görevlileriyle yapılan mülakatlar sonucunda oluşturulduğunu belirterek, “Gözettiğimiz temel amaç, Kürt sorununa barışçı bir çözüm bulunmasına katkıda bulunmak” dedi.
Soruları da yanıtlayan Kurban, Türkiye’nin artık bir Türk-Kürt çatışmasıyla karşı karşıya olduğunu belirterek, “Raporun uygulanabilirliğini hiçbirimiz garanti edemeyiz. Herkese rol düşüyor.
PKK aslında bölge halkının kendisi. Oradaki her evde ailenin bir ferdi ya dağda ya da hapiste” diye konuştu.

Haberin Devamı

AKP’li vekil raporu övdü
Toplantıyı izleyenler arasında bulunan AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, “Çok derli toplu bir rapor” yorumunu yaptı.
Kurt, raporda “Devletin Kürtlerden özür dilemesi” yönündeki öneriyi ise, “Devletler hatasız mekanizmalar değillerdir. Yapılan hatalarla yüzleşmekten korkmamalıyız bence” diyerek değerlendirdi.

‘PKK’lılara sicil affı çıkarılmalı
“Ülke içi ve sınır ötesi bütün operasyonlar bir an önce durdurulmalıdır. PKK’ya silah bırakması çağrısında bulunmak amacıyla STK temsilcilerinin ve siyasi partilerin aracılığına başvurulmalıdır.
PKK militanlarının silah bırakması ‘pişman olmalarına’ koşullandırılmamalı. Beyaz bir sayfa açmak adına, bütün militanları kapsayan bir sicil affı çıkarılmalıdır.

Haberin Devamı

‘Kürtçe ikinci dil olarak okutulmalı’
Yeni Anayasa herhangi bir resmi ideolojiye atıfta bulunmamalı; devleti değil, bireyi korumayı amaçlamalı; demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarının korunması dışında ‘değiştirilemez ilkeler’ barındırmamalı.
Bölgedeki camilerde vaazlar Türkçe ve Kürtçe verilmeli. Kürtçe ikinci dil ve seçmeli dil olarak okutulmalı.

‘Türk’üm, doğruyum’ andı kaldırılmalı’
İlköğretim okullarında her hafta başında ve sonunda yapılan törenlerde okutulan ‘Türk’üm, doğruyum’ diye başlayan ant kaldırılmalıdır.
Kürt çocuklarına verilecek her türlü sosyal hizmette, ana dile duyarlı olunması çok önemlidir.
Devletin bölgedeki çocuklara bir sosyal atılım borcu bulunmaktadır.

‘Sulama kanallarıyla GAP sonlandırılmalı’
Bölge halkının plana olan güvensizliği göz önünde bulundurularak, GAP projesi sulama kanallarının tamamlanmasının ardından son bulmalı.
Bölgenin ekonomik ve ticari potansiyelinin açığa çıkması için Türkiye’nin Ermenistan sınır kapısı açılmalı. Bölgede acilen mayın temizleme çalışması başlatılmalı.

‘Hakikati araştırma komisyonu kurulmalı’
Koruculuk sistemi bir an önce kaldırılmalıdır. Tazminat yasası olarak bilinen 5233 sayılı ‘Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’a başvuru süresi bir kez daha uzatılmalıdır.
Devlet genel olarak topluma, özel olarak Kürt halkına yönelik en azından bir özür borcu olduğunu unutmamalıdır.
Tarafsız, bağımsız bir hakikatleri araştırma komisyonu oluşturulmalıdır.
Valiliklerin, belediyeler üzerinde oluşturduğu vesayet sona erdirilmeli. Yerel yönetimlerde Türkçe dışındaki diller kullanılmalı.”