SiyasetÇiçek: Anlayana sivri sinek saz anlamayana

Çiçek: Anlayana sivri sinek saz anlamayana

20.12.2010 - 18:50 | Son Güncellenme:

.

Çiçek: Anlayana sivri sinek saz anlamayana

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, BDP’nin iki dil ve demokratik özerklik talepleriyle ilgili 1999 yılında TBMM’ye verdiği genel görüşme genelgesini hatırlatarak herkesi sorumlu davranmaya davet etti. İki dil konusunda da gerek geçmişte gerek son günlerde hükümet adına yapılan açıklamalara dikkat çeken Çiçek, "anlayana sivrisinek saz anlamayana da davul zurna az" dedi.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çiçek, konunun Bakanlar Kurulu’nda görüşülmediğinin altını çizdi. Kişisel kanaatini ifade eden Çiçek, şunları söyledi: "Bu konulara önceden en çok açıklama yapan kişilerden bir tanesiyim. 10 ağustos 1999 da TBMM’ye verdiğim genel görüşme önergesi var 12 Ağustos 1999’da TBMM Genel Kurulu’nda okundu. Oradaki metne bakın bugün yapılan açıklamaya bakın. Neyi ne zaman öngördüğümüz ne söylemek istediğimiz orada var. Herkesin bu ülkede görev yapan toplumun önünde olan siyaseten sorumluluk taşıyan herkesin sorumlu davranması gerektiğini ifade ediyorum. İki dille ilgili de hepimiz açıklama yaptık. Geçmişte de sayın Başbakanımızın yaptığı açıklama var. Takip edebildiğim kadarıyla Sayın Arınç’ın Başbakan Yardımcımızın Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı açıklama var. Meclis Başkanımızın var. Sayın Cumhurbaşkanımızın var. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana da davul zurna az." Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Sözde Ermeni Soykırımı yasa tasarısının ABD Temsilciler Meclisi’nde gündeme gelmesi konusunda yaptığı değerlendirmede ABD ile ilişkileri önemsediklerini, bir takım lobilerin bu ilişkilere zedelemesine ABD yönetiminin izin vermeyeceğine inandıklarını söyledi. Çiçek "her yıl Nisan ayı yaklaşırken de bu konuya tepemizde ha çıktı ha çıkacak tarzında bir işkence aracı olarak bizi rahatsız eden bir enstrüman olarak kullanılmasını da doğru bulmuyoruz" dedi.

Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, yarın ABD Temsilciler Meclisi’nin gündemine gelmesi beklenen sözde Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı’nın Bakanlar Kurulu gündemine gelip gelmediği konusunda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çiçek, Başbakan Erdoğan’ın konuyla ilgili ABD Başkanı Barrack Obama’ya gönderdiği mektuba değinerek, "Biz Türkiye Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkiyi önemsiyoruz. Bu ilişkinin iki tarafın lehine olduğu inancını taşıyoruz. Aramızdaki ilişkiler ara sıra kırıklık olsa bile yol kazaları olsa bile yarım yüzyılı aşan süreden beri her iki ülkenin lehine düzgün ilişkiler olarak gitmiştir. İç politika mülahazaları ile her sene gündeme gelen bu konudan rahatsız olduğumuzun da bilinmesi lazım. Biz Amerikan hükümeti ile her vesile ile konuşuyoruz. Bir kısım lobilerin bu ilişkileri zedelemesine amerikan yöneticilerinin izin vermeyeceğine daha soğuk kanlı daha sağduyulu davranacağını ve her yıl Nisan ayı yaklaşırken de bu konuyu tepemizde ha çıktı ha çıkacak tarzında bir işkence aracı olarak bizi rahatsız eden bir enstrüman olarak kullanılmasını da doğru bulmuyoruz" diye konuştu.

ÖSYM’NİN YAPISI DEĞİŞİYOR
Çiçek, Bakanlar Kurulu’nda Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin harfleri aynı kalırken yapısının ve isminin değiştirilmesi konusunda kanun tasarısının Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldığını söyledi. Çiçek, ÖSYM tarafından 16 kurumla ilgili, her yıl 153 sınav merkezinden 120 bin civarında sınav salonunda yılda 40’a yakın sınav yapıldığını 5 milyondan fazla adayın bu kurum tarafından sınava tabi tutulduğunu dile getirdi. Çiçek, 2010 yılında sınava katılanların sayısının 7 milyon 838 bin 830 olduğuna, toplumum her kesimini ilgilendiren önemli bir görevin bu kuruluş tarafından icra edildiğine dikkat çekerek, "Ama bunun müstakil bir teşkilat yasası yok. Burası bir güven kuruluşudur. Çünkü hepimiz buradan çıkan sonuçlara göre kendi kaderimizi kendi geleceğimizi tayin ediyoruz. Son yaşanan üzücü olaylar toplumu derinden etkilemiş ve büyük ölçüde bu kurumun saygınlığına itibarına güvenirliliğine gölge düşürmüştür. O nedenle en başta teşkilat yapısı olmak üzere, personel rejimi, bütçesi dahil yeni baştan ele alınmasını gerektirmiştir. Bugüne kadar bazı tedbirler alınmıştır ancak alınanlar yetersizdir. Bu kapsamda ortaya atılacak bir söylenti bile toplumu derinden etkilemekte ve sınav sonuçlarıyla ilgili vatandaşta ciddi bir güvensizlik meydana getirmektedir. Onun için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var" dedi. Çiçek, ÖSYM’nin harfleri aynı kalmak suretiyle yapısının değiştirileceğine de dikkat çekerek, ÖSYM’nin yeni açılımını şu şekilde açıkladı: "Harfleri aynı olmakla beraber muhtevası değişiyor. Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi olarak değiştirilmektedir. Yeni bir yapı oluşturuluyor ve vatandaşa güven verecek tamamıyla objektif bilimsel ve teknolojideki en son imkanları da devreye sokmak suretiyle bu konuda bir düzenlemeye ihtiyaç var. Onunla ilgili kanun tasarısı bugün imzaya açılmıştır. İnanıyorum ki kısa süre içine parlamentomuzda bunu değerlendirme konusu yapar ve biran evvel yasalaştırmaya çalışmış oluruz." Çiçek, bir basın mensubunun yapılacak yeni düzenlemeler kapsamında sınav güvenliği konusunda ne tür adımlar atılacağını sorması üzerine ise "Bu sınavların teknolojinin sağladığı imkanları da devreye koymak suretiyle en güvenli şekilde şifreleme de dahil ki bu çok teknik bir konu. Bu alanlarda yetki veren düzenlemeleri bu konun tasarısı içeriyor. Ve ÖSYM sınavların güvenli bir şekilde yapılabilmesi, bu kuruma olan güvenin tekrar kazandırılması, sınav sonuçlarıyla ilgili vatandaşlarımızda herhangi bir tereddüt olmaması bakımdan teknik olarak ve idari olarak alınması gereken ne varsa onunla ilgili yetkiler buraya veriliyor. Geri kalanlar ise yönetmelikse yönetmelik konusudur. İkincisi bu kurum YÖK’ün bünyesindedir. YÖK ile ilişkili ama müstakil bütçesi olan bağımsız bir kuruluş haline geliyor. Tüzel kişiliği olan özerkliği olan bir kuruluş haline geliyor bu önemlidir. Dolayısıyla söylenen bir kısım kamuoyunda sıkıntıları ortadan kaldıracak bir takım düzenlemeler burada var" diye konuştu.


"PKK’NIN AB TARAFINDAN TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK KABUL EDİLMESİ BİZİ TATMİN ETMİYOR"

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu’nda Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sonrası açıklanan Sonuç Bildirgesi’nin görüşüldüğünü, bazı konularda yanlışlıkların olduğunu dile getirdi. Çiçek, ayrıca PKK’nın terör örgütü olarak kabul edilmesi ve eylemlerin kınanmasını yeterli bulmadıklarını da sözlerine ekledi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu’nda Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sonrası açıklanan Sonuç Bildirgesi’nin görüşüldüğünü, bazı konularda yanlışlıkların olduğunu dile getirdi. Çiçek, ayrıca PKK’nın terör örgütü olarak kabul edilmesi ve eylemlerin kınanmasını yeterli bulmadıklarını da sözlerine ekledi.

Çiçek, PKK ile mücadelede AB ülkelerinden kınama ve terör örgütü listesine almanın dışında destekler beklediklerini dile getirdi. PKK’nın halen önemli parasal kaynakları, eleman temini, propaganda desteği başta olmak üzere bu ülkelerde faaliyet gösterdiğini söyleyen Çiçek, "Çok sayıda yasal görünümlü kuruluşlar altında örgüt faaliyetlerini serbestçe sürdürebilmektedir. Dolayısıyla sadece bildirgelerde Türkiye’de meydana gelen terörist eylemlerin kınanması, PKK’nın terör örgütü olarak kabul ediyoruz demesi doğrusu bizi tatmin etmiyor. Ama bu listede halen varlığını sürdürmesi ve eylemlerin kınanmış olmasını da olumlu karşılıyoruz" dedi. Çiçek, ayrıca Belçika’nın dönem başkanlığında Rekabet Faslı’nın açılması talebi konusunda Türkiye’nin üzerine düşen görevi yerine getirdiğini idari işlemleri tamamladığını da sözlerine ekleyerek, "Ama bu başlık maalesef henüz açılmış durumda değil bunu üzüntü ile karşılıyoruz. Bu konudaki düşüncemizi bir manada üzüntümüzü Sayın Bağış Genişlemeden sorumlu komisere yazdığı bir mektupla da açıkça ifade etmiştir" diye konuştu.

Çiçek, ayrıca sonuç bildirgesinde Türkiye’nin yasa dışı göçe kaynaklık eden bir ülke olarak ifade edilmesinden duydukları rahatsızlığa da vurgu yaparak, Türkiye’nin pekçok ülke gibi bir geçiş ülkesi olduğunu söyledi.

Türkiye’nin AB’ye tam üyelik noktasındaki kararlılığına ve bu hedefi yerine getirmek üzere yaptığı çalışmalara da dikkat çeken ancak 18 fasılın bazı AB ülkeleri tarafından ‘kendi iç politika mülahazalarıyla ve önyargılarla’ bloke edildiğini söyleyen Çiçek, "Ahde vefa Avrupa Birliği değerleri arasında bir anlam ifade ediyorsa iç politika mülahazalarıyla önyargılarla bloke edilen bu 18 fasılla ilgili de Avrupa Birliği’nin en kısa sürede bir değerlendirme yapmasını ve kendi durumunu netleştirmesi de bu vesileyle ifade ediyoruz" dedi.

BURS ZAMLARI HAFTA SONUNDA BELLİ OLACAK
Çiçek, ayrıca Bakanlar Kurulu’nda 2011 yılında Üniversite öğrencilerinin Kredi Yurtlar Kurumu’ndan alacağı burs ve kredi miktarlarındaki artışın da gündeme geldiğini ve Başbakan Erdoğan’ın talimat verdiğini kaydederek, "Hafta sonuna kadar bu çalışma bitirilmiş olacak. Ne kadar artacağı da bir çalışma da hafta sonuna kadar bitirmiş olacağız" diye konuştu.

YAŞ’LA İLGİLİ MSB TASARISI BAŞBAKANLIKTA
Çiçek, basın mensuplarının Anayasa değişikliğindeki başlıklardan askeri yargı ile ilgili düzenlemelerin gündeme gelip gelmediği yönündeki bir sorusunu ise şu şekilde yanıtladı: "Milli Savunma Bakanı bir taslak gönderdi. Şu anda Başbakanlık’ta o çalışma yapılıyor. Bugün yetişse onu görüşür, açıklamayı size yapardık. Ama şu an 12 Eylül’de gerçeklen halk oylaması ile ilgili olarak, uyum yasası niteliğinde mecliste şu an görüşmeyi bekleyen birçok yasa var. Muhalefetle anlaşarak belirlenmiş gündemler var. Yani biz birçok yasa tasarısını hazırladık ama meclisin yoğun gündemi nedeniyle gelmedi. Kişisel verilerin korunması ile ilgili yasa tasarısı komisyonda, İnsan Hakları Başkanlığı ile ilgili özerk başkanlığın kurulması ile ilgili tasarısı Anayasa Komisyonunda. Kamu Denetçiliği gibi müstakil gitmesi gereken yasa ortada. Bazı sözleşmeler var, işkenceyle mücadeleyle ilgili. Bunlar da meclis gündeminde. Yani 2 Eylül’de halk oylaması yapıldı. Hiçbir şey gelmedi denemez. Yeteri kadar şey var. Geriye iki tane toplu göndermemiz gereken yasa var. Bir tanesi askeri ceza mevzuatı ile ilgili konudur. Bunun üzerinde ciddi olarak çalıyoruz. Sorduğunuz soruların cevabını da içine derç edecek tarzda. Ümit ediyoruz ki kısa sürede bunu getirmiş oluruz, bunu da helmen göndereceğiz. Ama arkasından sendikal ve sosyal haklarla ilgili bir paket var. İlgili bakanlıklardan görüş istedik. Bunları da birleştirip askeri ceza mevzuatının arkasından sevk etmiş olacağız." Çiçek, YAŞ’ın sivilleşmesinin de yine bu başlıklar içerisinde olup olmayacağı yönündeki bir soruyu ise "Yok hayır, o müstakil bir yasa. Bizim yaptığımız bu düzenlemeler doğrudan doğruya Anayasa değişikliğine paralel, onunla sınırlı düzenlemelerdir. Bu sorduğun soru ayrı bir yasal düzenlemeyi gerektirir. Uyum paketi içine olan bir konu değil. Çünkü YAŞ ile ilgili sadece bazı kararların yargıya açılmasıyla ilgili karar var. Yoksa yapısıyla ilgili anayasada bir değişiklik yapılmadı ya da mevzuatta değişiklik olmadı" şeklinde yanıtladı