13.02.2017 - 14:59 | Son Güncellenme:
Gök, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bakanlar Kurulunun "skandal nitelikte kararlara imza attığını" ileri süren Gök, OHAL kapsamındaki KHK'lerin, yetki ve kapsama açısından hukuksuz olduğunu ileri sürdü.
Gök, Bakanlar Kurulunun 2 Ocak 2017 tarihli kararı sonrası KHK ile çok sayıda kişinin kamudan ihraç edildiğin, ancak bu kapsamdaki bazı kişilerin göreve iadesine ilişkin kararların da aynı tarihli olduğunu iddia etti.
Söz konusu kişilerin, aynı tarihli kararla hem işten atılıp, hem de işe iade edilmesinin milletin aklıyla alay etmek olduğunu, Bakanlar Kurulu üyelerinin altına imza attıkları belgenin ne olduğunu bilmediğini ifade eden Gök, bunun evrakta sahtecilik anlamına geleceğini savundu. Gök, bu durumun nasıl yaşandığının kamuoyuna izah edilmesini de istedi.
KHK ile akademisyenlerin ihracına da değinen Gök, haksız ve yersiz kararlarla bilim insanlarına karşı kıyım yapıldığını öne sürdü.
"Hitler faşizminin yaşandığı dönemde Almanya'da da benzer ihraçlar oldu. Alman faşizminin ülkeden koyduğu bu bilim adamlarına, Türkiye kucağını açtı" diyen Gök, akademisyenlerin ihracının Türkiye'nin itibarını zedelediğini belirtti.
"Rusya'yı aklamak size mi düştü?"
Gök, Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde, Rusya'ya ait bir savaş uçağı tarafından DEAŞ hedeflerine düzenlenen hava harekatında kazaen Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının vurulmasına ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
"Rus uçağının düşürülmesi sırasında Rusya'nın tüm dünyada koparttığı gürültüye bakın, Türkiye'ye uyguladığı ambargolara bakın. Üç askerimiz şehit oldu, 11 yaralımız var, iktidar suskun, Genelkurmay suskun. Olayın ardından Genelkurmay hemen atıldı işe, 'kazaen oldu' dedi. Dur bakalım, olay nedir, niteliği nedir? Rusya'yı o anda aklamak size mi düştü? Nerede milli değerler?"
Rusya'nın ve Türkiye'nin olaya ilişkin açıklamalarında birbiriyle çelişen yönler olduğunu da öne süren Gök, "Sizin işiniz Rusya'yı aklamak mı? Bu şehitlerimizin hesabı sorulmayacak mı? Bu kadar sessizce geçiştirilebilir mi bu iş? Bu aslan parçaları boşuna mı orada öldü? Bunun arkasından koşturmayacak mısınız?" diye sordu.
Gök, kuru bir özürden fazlasının yapılması gerektiğine işaret ederek, askerlerin siyasal iktidarın kararı ile o bölgede bulunduğunu, buna karşın iktidarın ise suskun olduğunu söyledi.
"Halk, niçin 'Hayır' diyeceğini anladı"
Referandum sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve iktidar mensuplarının açıklamalarına da dikkati çeken Gök, "Cumhurbaşkanı ve iktidar telaş içerisinde. Tablo onlar açısından iyi değil." ifadesini kullandı. Gök, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halk, niçin 'Hayır' diyeceğini anladı. İktidar partisi ve Cumhurbaşkanı niçin 'Evet' denilmesi gerektiğini anlatamadılar, anlatamıyorlar da. Sıkıntı burada. İşin kolaycılığına kaçarak, 'CHP şunlarla beraber, bunlarla beraber' diyorlar. Biz halkımızla beraberiz. Cumhurbaşkanı, Başbakan, hükümet sözcüleri Türkiye'yi bölen, kutuplaştıran bir dil kullanıyorlar. Bu dili derhal ortadan kaldırmalılar. Hani milli irade? 'Hayır' diyenleri suçlayacaksanız bu referandumu niye yapıyorsunuz? 'Halkımıza soracağız, ister kabul eder, ister etmez' diyordunuz. Etmeyenleri niye suçluyorsunuz? Çünkü çaresizler."
Gök, Başbakan Binali Yıldırım'ın, referandum öncesi OHAL'in kaldırılması gerektiğine ilişkin açıklamaları olduğunu ancak bu açıklamaların gereğini yapmadığını, iktidarın ülkeyi OHAL'de referanduma götürdüğüne dikkati çekerek, "Sayın Binali Yıldırım siz nasıl bir başbakansınız ki bu söylediğiniz sözleri çiğniyorsunuz? Siz bu sözlerin gereğini yapamayan bir başbakansınız. O yüzden size kimse güvenmiyor." şeklinde konuştu.
"Algı operasyonu yaratmaya çalışıyorlar"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gök, bir soru üzerine referandumda 'Hayır' diyeceklerin terör örgütleriyle yan yana anılmasının kabul edilemez olduğunu, bu tür suçlamaların dayanağının bulunmadığını dile getirdi.
Halkın sağduyu ile davranacağını ve iktidara referandumda gerekli dersi vereceğini söyleyen Gök, "Hayır" diyenlere yönelik değerlendirmelerde terör örgütlerinin isimlerini anmanın, onların propagandasını yapmak, meşrulaştırmak anlamına geldiğini de iddia etti. Gök, şu ifadeleri kullandı:
"Terör örgütleri Türkiye'de herkesin elinin tersiyle ittiği örgütlerdir. 15 Temmuz gecesi eğer Türkiye bir darbeden kurtulduysa, CHP'nin ve diğer muhalefet partilerinin basireti sayesinde olmuştur. Milletvekilleri kendi güvenliklerini ortaya atarak milli iradeye sahip çıkma kararlılığını göstermiştir. Nasıl söylersin sen bunları Sayın Cumhurbaşkanı? FETÖ'yü biz mi himaye ettik, FETÖ'cü kadroları CHP mi yerleştirdi? Şimdi kalkmışlar utanmadan, sıkılmadan, referandumda sonucunu bildikleri için, bir algı operasyonu yaratmaya çalışıyorlar. Biz bunlarla meşgul değiliz. Biz halkımızla meşgulüz."