Başbakan 'Din de bir araçtır' dedi

axsiy022.jpg Melbourne Üniversitesi'nde bir panele katılan Erdoğan, uluslararası terörle ilgili konuştu. Teknoloji ve medyanın imkanlarının gelişmesiyle terörist eylemlerin her gün evlere kadar girdiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:"Belki terörün de büyük şirketleri oluşmaya başlamış olabilir. Çünkü bunun üzerinden de nemalananlar var. Terörizmle mücadelede çifte standartlar olmamalı. Terör ve teröristler lanetlenmiştir. Özellikle 11 Eylül'den sonra dünyada, 'İslami terör' ifadesi çok kullanılmaya başlandı. Bu Müslümanlar olarak bizleri üzdü. Terörün önüne 'İslam' getirilemeyeceği gibi, 'Hıristiyan, Musevi' yakıştırmasını da çirkin buluyoruz." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dinin de demokrasi gibi, insanlar için amaç değil araç olduğunu söyledi. Demokrasinin araç mı, yoksa amaç mı olduğunun hep tartışıldığını kaydeden Erdoğan, "Demokrasi de bir araçtır. Peki amaç nedir? İnsanın mutluluğudur, huzurudur, saadetidir" dedi. Samuel Huntington'ın "medeniyetler çatışması" tezinin haklı çıkmamasını istediklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Amaç nettir. Örneğin, demokrasi bir amaç mıdır, araç mıdır? Hep tartışılır. Demokrasi de bir araçtır. Peki amaç nedir? İnsanın mutluluğudur, huzurudur. Dinler de amaç değildir, birer araçtır. Dinlerin amacı insanların mutluluğu, huzurudur." Huntington'un tezi Çeşitli inanç sistemleri arasında hiyerarşik bir sınıflandırmanın olamayacağını vurgulayan Erdoğan, "Söz konusu farklılıkların neler olduğunun da dikkatli bir şekilde araştırılması gerekmektedir. Çünkü insanlar arasında sıkıntılı bir kelime ortaya çıkmıştır. O da şu: öteki, diğerleri. Bu ayrımcı, kahrolası bir mantıktır" diye konuştu. Kahrolası mantık Erdoğan, Melbourne Üniversitesi'nde medeniyetler ittifakı konulu bir panele katıldı. Avustralya Victoria Eyaleti Başbakanı Steve Brack da (resimde) paneli izledi. Avustralya'ya 37 yıldır bir Türk başbakanı gelmediğini söyleyen Erdoğan, "'Başbakan'ın orada ne işi var' diyenler oldu. Ecdadımız Hint Yarımadası'na oradaki sese kulak vermek için ordu gönderdi. Bunu, çıkar beklediği için yapmadı. Biz bunu yapmış bir ecdadın torunlarıyız. Ben tek bir Türk'ün olduğu yere gideceğim" dedi. Erdoğan'ı burada Türk kökenli Avustralya vatandaşı polisler korudu. Türk kökenli polisler korudu Avustralya'da yaşayan Türklerin temsilcileriyle bir araya gelen Erdoğan, "Türban sorunu ne zaman bitecek" sorusuna, "Burada böyle bir sorun yaşamıyorsunuz değil mi?" sorusuyla karşılık verdi. Kalabalıktan, "hayır" yanıtını alan Erdoğan, Türkiye'de kabul edilse de, edilmese de bunun bir sorun olduğunu söyledi. Avustralya'da ilkokulda bile türban yasağı olmadığı söylenince Erdoğan, şöyle konuştu:"Gerginlik olmasın diye toplumsal mutabakat ifadesini kullandık. Toplumun yüzde 80'inde bu mutabatak var. Ama kurumlararası mutabakat ve parlamentoda mutabakat olması gerekiyor. Parlamentoda ve diğer kurumlarla mutabakat sağlandığı anda bu işi çözeriz. Yasama organı içerisindeki mutabakat önemli. Yoksa toplumsal gerginlik olur. Hassasiyet içerisindeyiz. Böyle davranmaya mecburuz." Türban hassasiyeti!