28.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
İSTANBUL Milliyet
Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek” suçlamasıyla yargılandığı davanın 4. duruşması da savunmalarla geçti.
Tutuklu sanıklar Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Utku, Okur Temsilcisi Güray Öz, Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu Üyesi Avukat M. Kemal Güngör, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Önder Çelik, köşe yazarı Kadri Gürsel, çizer Musa Kart, köşe yazarı Hakan Karasinir, Cumhuriyet Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay ve gazeteci Ahmet Şık ilk üç celsede savunmalarını yapmıştı.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyedeki büyük salonda gerçekleştirilen 4. celsede ise Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç ile yazarlar Hikmet Çetinkaya ve Aydın Engin savunmalarını yaptı.
‘İnandıramadık’
Savunmasını yapmak üzere kürsüye gelen Çetinkaya, 51 yıldır Cumhuriyet gazetesinde olduğunu belirterek, “Laik, demokratik, hukuk devleti ilkelerinden asla vazgeçmem. Poliste, yargıda, eğitimde örgütlenmelerini haberleştirdiğim yıllarda Türkiye Fethullah Gülen’i tanımıyordu. Birçok ceza davasında yargılandım. Gülen hakkımda şikâyet dilekçeleri verdi, tazminat davaları açtı.
Ama yılmadan yazdık. FETÖ’nün sahte evraklarla bir çok yerde örgütlendiklerine kimseyi inandıramadık. Cemaatin ne kadar masum, benim ne kadar kötü olduğum hep söylendi. Hakkımda davalar açtılar çoğundan beraat ettim. ‘Altın Nesil’ adı altında Amerika’da örgütlenmesini yazdığımızda kimse olup bitenleri görmedi. Devletten maaş alan bu imamın gerçek yüzünü açığa çıkarttım. Yıllarca peşimizden koştular aldırmadık. Bu iddianameyi reddediyorum beraat kararı verilmesini talep ediyorum” dedi.
‘Haber haberdir’
Engin’in ardından Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç savunmasını yaptı. Erinç şu ifadeleri kullandı: “Vakfın, Cumhuriyet yazarlarını tasfiye ettiği, gazetenin geleneksel politikasını değiştirmekle, Önder Çelik’in seçilmesini sağlamakla suçlanıyorum. Bu İnan Kıraç’ın ifadesine dayandırılıyor. Vakfın yapısı değiştirilerek Cumhuriyet’in değerlerinden uzaklaştırıldığını öne sürüyor. Cumhuriyet’te her görüş yayınlanır. Atatürkçü laik çizgi esastır. Haber, haberdir. Sendika temsilciliği ve adliye muhabirliği yaptığım için bilirim. Yayın politikasının değiştiğini saptamak ağır cezanın görevi midir?
Devletin bilmediği ByLock’u benim bilmemi beklemek doğru bir yaklaşım değildir diye düşünüyorum. Ben Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yaptım. Ben bir kaymakamla görüştüğümde kaymakamın ByLock’unun olması benim değil valinin sorunudur.”
HÂkimden Engin’e Bond benzetmesi
Aydın Engin de savunmasında “İster FETÖ olsun, ister PKK bu yapılardan kişilerle konuşmasam ben mesleğimi, gazeteciliği yapmamış olurdum” dedi. Gazetecilik mesleği ile teröristliği ayırmak gerektiğini belirten Engin’in “Ben İlhan Selçuk’un önerisiyle Gülen okullarını ziyaret ettim. Uganda ve Moskova’da cemaatin topluma nasıl sızabileceğini gözlerimle gördüm” sözleri üzerine mahkeme başkanı “Sizde bir 007 James Bond ruhu sezdim” dedi.
Engin de “Böyle bir iddianame ile benim ve arkadaşlarımın sanık iskemlesine oturtulmuş olmamız bana hukuk adına utanç, ülkem adına acı veriyor” ifadelerini kullandı. Engin, “Bakire gazeteci olmaz. Hep masum insanlarla görüşülerek bu meslek yapılmaz. Benim mesleğim habercilik, gazetecilik budur” diye konuştu.
Söz avukatlarda...
Sanık savunmalarının ardından duruşma, avukatların iddianameye ilişkin değerlendirmeleriyle sürdü. Söz alan avukat Fikret İlkiz, “’FETÖ ile ilgili 10 ayrı suçtan müebbetle yargılanan savcı Murat İnam bu dosyaya bakamaz’ diye her yere şikayet yaptık. Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde 4 Ekim tarihli duruşmaları gösteren listede İnam sanık ve hakkında 10 ayrı suçlama var. Savcının ‘soruşturmadan sonra görev alındığı’ açıklaması yalan” dedi.
‘İllegal örgüt çıkaramazsınız’
Cumhuriyet Davası Koordinasyonu, dünÇağlayan Adliyesi önünde bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya gazetecilerin yanı sıra KHK ile ihraç olan Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Mahmut Tanal da yer aldı. Açıklamada, “Ne Cumhuriyet gazetesinden bir illegal örgüt ne de bizlerden terörist çıkaramayacaksınız” denildi.