17.09.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen Suriye konulu üçlü zirvenin ardından 14 maddelik bildiri yayımlandı. Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapılan bildiride ‘Anayasa Komitesi’nin oluşumuna dair çalışmanın başarıyla tamamlandığı’ kaydedildi. Ortak açıklamada özetle şu ifadeler yer aldı:
TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ MUTABAKATI: Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli taahhütlerini vurgulamışlardır. Bu ilkelere evrensel düzeyde saygı gösterilmesi ve kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, hiçbir eylemin bu ilkelere halel getirmemesi gerektiğinin altını çizmişlerdir.
ABD KINANDI: BM Güvenlik Konseyi’nin 497 sayılı kararı başta gelmek üzere, Suriye Golanı’nın işgalini reddeden ilgili Birleşmiş Milletler kararlarının hükümleri dahil, herkesçe tanınan uluslararası hukuk kararlarına saygı gösterilmesi gerekliliğini bu çerçevede teyid etmişler ve bu itibarla, ABD Yönetiminin işgal altındaki Suriye Golanı’na dair uluslararası hukukun ağır ihlalini teşkil eden ve bölgesel barış ile güvenliği tehdit eden kararını kınamışlardır. İsrail’in Suriye’ye yönelik askeri saldırılarının istikrarı bozduğunu ve bu ülkenin egemenliği ile toprak bütünlüğünü ihlal ettiğini, ayrıca bölgedeki gerilimi tırmandırdığını değerlendirmişlerdir.
ÖZYÖNETİME RET: Suriye’nin kuzeydoğusundaki durumu ele almışlar, bu bölgede güvenlik ile istikrarın ancak ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı temelinde sağlanabileceğini vurgulamışlar ve bu doğrultuda çabalarını koordine etmede anlaşmışlardır. Bu bağlamda, gayrimeşru özyönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere, terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş; Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü zayıflatmayı amaçlayan ve komşu ülkelerin milli güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını ifade etmişlerdir.
İDLİB’DE SÜKUNET: İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ndeki durumu ayrıntılı şekilde gözden geçirmişler ve 17 Eylül 2018 tarihli Muhtıra başta olmak üzere, İdlib’le ilgili bütün anlaşmaların tüm unsurlarıyla hayata geçirilmesiyle sahada sükunetin sağlanması gerekliliğine dair kararlılıklarını vurgulamışlardır. Tırmanmanın devamının sonucu olarak bölgedeki ve çevresindeki insani durumun daha da kötüleşmesi riskinden duydukları endişeyi beyan etmişler ve ihlalleri azaltmak için somut adımlar atmakta mutabık kalmışlardır.
TERÖRE KARŞI İŞBİRLİĞİ: Heyet Tahrir Şam” terör örgütünün bölgedeki varlığını artırmasından duydukları ciddi kaygıyı ifade etmişler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyid etmişlerdir.
SOMUT ADIM: Sivil kayıplardan ve yerinden edilenlerden ötürü derin üzüntü duyarken, uluslararası insancıl hukuk gereğince sivil halkın korunması, ayrıca garantörlerin Gerginliği Azaltma Bölgesi’nin içindeki ve dışındaki gözlem noktalarının ve askeri personelinin emniyeti ile güvenliğinin sağlanması için, aralarındaki mevcut anlaşmalar temelinde, somut önlemler almak hususunda anlaşmışlardır.
ANAYASA KOMİTESİ: Anayasa Komitesi’nin oluşumuna dair çalışmanın başarıyla tamamlanmasından duydukları memnuniyetlerini ifade etmişler ve BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen’in usul kuralları hakkında Suriyeli taraflar arasında anlaşma sağlama çabalarına desteklerini yinelemişlerdir. Soçi’de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin kararları uyarınca, Anayasa Komitesi’nin çalışmalarına Cenevre’de başlamasını kolaylaştırmaya hazır olduklarını teyid etmişlerdir.
İNSANİ YARDIM ÇAĞRISI: Ülke genelinde tüm Suriyelilere insani yardımı ön koşul olmaksızın artırma ihtiyacını vurgulamışlardır. Suriyelilerin acılarının hafifletilmesini ve siyasi çözüm sürecindeki ilerlemenin desteklenmesini teminen, uluslararası toplumun üyelerine ve Birleşmiş Milletler ile insani ajanslarına külfet paylaşımında daha geniş sorumluluk üstlenme ve su ile enerji kaynağı şebekeleri, okullar, hastaneler ve insani mayın eylemi dahil, insani altyapıyı eski haline getirmek suretiyle Suriye’ye yaptıkları insani yardımı artırma çağrısı yapmışlardır.
MÜLTECİLER İÇİN ORTAK ÇALIŞMA: Mültecilerin ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye’de ikamet ettikleri yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşlerini kolaylaştırma ihtiyacının ve bu kişilerin geri dönme ile desteklenme haklarının korunmasının altını çizmişlerdir. Bu bağlamda, yeniden iskan edilmelerini ve normal bir hayata kavuşturulabilmelerini teminen, uluslararası topluma uygun katkılarda bulunma çağrısı yapmışlar ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflarla eşgüdümü sürdürmeye hazır olduklarını teyid etmişlerdir. Suriye’ye yönelik insani yardıma ve Suriyeli mültecilerin geri dönüşlerine dair uluslararası konferanslar düzenleme girişimlerinde eşgüdüm yapmada mutabık kalmışlardır.
YENİ ZİRVE İRAN’DA
“İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Hasan Ruhani’nin daveti üzerine, müteakip Üçlü Zirve’yi İran İslam Cumhuriyeti’nde yapmayı kararlaştırmışlardır.”
‘Bölge teröristlere sığınak olmamalı’
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye’de barışa siyasi yollarla ulaşmanın mümkün olacağını söyleyerek, şunları kaydetti: “Üç garantör ülkenin toplantıları uzman düzeyinde devam edecektir. Önümüzdeki Astana toplantısı Ekim ayında Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da yapılacaktır. Anayasa Komitesi’nin listesi onaylanmıştır. İdlib’de gerginliğin azaltılması için mutabık kaldık. Bu konuda ilave adımlar atacağız. Biz terörün yok edilmesi için Suriye ordusuna kısıtlı operasyonlarda destek vereceğiz.” Putin, Anayasa Komitesi’ne ilişkin soruya, “Komitenin çalışmaları Suriye’deki siyasi çözüme katkı yapacaktır. Suriye hükümeti ve muhalefetiyle çalışmalar yaptık. Sayın Erdoğan bu noktada çok önemli çalışmalar yaptı. Usuller konusunda anlaşmamız lazım. Bu komitenin üyeleri dışarıdan baskı görmemelidir. Bizler üç garantör ülke olarak katkı sağlayacağız. Anayasa Komitesi için bir süre koymak istemiyorum. Aşırı gruplar bunu baltalamak isteyebilir çünkü onlar savaştan para kazanıyorlar. Suriyeliler kendi sorunlarını çözmeli bizde buna katkı sağlamalıyız. ABD güçleri Suriye’de gayrımeşru olarak bulunmaktadır. İnanıyoruz ki Sayın Trump çekilme kararını uygulayacaktır” diye yanıt verdi.
Kuran’dan ayet okudu
Yemen’de insani dram ve felaket yaşandığını söyleyen Putin, “Krizin çözümü için tüm taraflar arasında bir çözüm üretilmesi gerekir. Müslüman ülke olan Türkiye’de bulunurken Kur’an’dan atıfta bulunmak istiyorum: ‘Allah’ın sözlerini hatırlayınız, siz düşmansınız ama Allah sizin gönüllerinizi barıştırdı ve sizi dost yaptı.’ Sizi bölen konular arka planda olmalıdır. Manevi yakınlık ön plana çıkmalıdır. Şiddetin kabul edilmezliği konusunda Kur’an’da sözler var” dedi. Suudi Arabistan’a güvenliğini sağlaması için Rusya’dan hava savunma füze sistemi almasını öneren Putin, “İran S-300 aldı, Türkiye S-400 aldı, Suudi Arabistan da benzer bir adımla kendi güvenliğini sağlayabilir. Bu sistem Suudi Arabistan’ın altyapısını güvenli bir şekilde koruyacaktır” dedi.
‘Fırat’ın doğusunda teröristler bulunuyor’
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, zirve öncesi yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“İran İslam Cumhuriyeti, geçmişte olduğu gibi bugün de Suriye krizinin sadece siyasi yolla çözülebileceğine, bunun da salt yapıcı iş birliği ve Suriye’deki tüm halk kesimlerinin katılımıyla gerçekleşeceğine inanmaktadır. ABD’nin, Suriye topraklarında gayri meşru olarak askeri güç bulundurması BM üyesi ve bağımsız bir ülke olan Suriye’nin toprak bütünülüğünü ve milli egemenliğini tehlikeye atmıştır. ABD Başkanı, geçen yıl askeri güçlerini Suriye’den çekeceğini ifade etmişti. Ancak bu sözünün akıbeti de onun diğer sözleri gibi oldu. Zira bu sözler geçmişte gerçekleşmediği gibi, gelecekte de gerçekleşmesi için bir irade göstermemektedir. ABD güçlerinin bir an önce bölgeyi terk etmesi ve Suriye hükümetinin bu ülkenin diğer bölgelerinde olduğu gibi Fırat’ın doğusu ve kuzeyinde de egemenliğini sağlaması zaruridir. İdlib mutabakatı planlandığı gibi ilerlemedi. Geçen yıl Soçi Bildirisi imzalandı. Bu anlaşmanın uygulanması gerçekleşmedi. Maalesef teröristlerin bölgeden çekilmesi gerçekleşmedi, hatta arttı.”
‘ABD Suriye’yi bölmeye çalıştı’
Ruhani, ortak basın toplantısında ise, “Hepimiz Suriye’ye yabancı müdahalesine karşıyız. ABD ise Suriye’de teröristleri destekledi, Suriye’yi bölmeye çalıştı. Bu kabul edilebilir değil. ABD, Suriye’nin bir bölümünü Golan Tepeleri’ni bir ülkeye bağışlamıştır. Bu tarihte bir ilktir. Bunu yapmaya hakkı olmamasına rağmen ABD bunu yapıyor. Bu da ABD’nin Suriye halkına karşı ne kadar kötü niyetli olduğunu gösteriyor. Hepimiz Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz. Her üç ülke terörle mücadelenin devam etmesi gerektiğini vurguluyor” dedi. Son aylarda Suriye’de Nusra gibi terör örgütlerinin güçlendiğini söyleyen Ruhani, “İdlib’deki teröristlerle mücadele edilmeli ve Suriye hükümetine yardımcı olmalıyız. Fırat’ın doğusu ABD’nin hakimiyetinde ve burada da teröristler bulunmaktadır” dedi.