17.10.2019 - 12:26 | Son Güncellenme:
DHA
Eski CHP Milletvekili, İmar ve İskan, Köyişleri ve Kooperatifler Bakanlığı görevlerinde bulunan Ali Topuz ile Eski Turizm Bakanı, gazeteci yazar, Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyesi Orhan Birgit için düzenlenen törene Ali Topuz’un oğlu Serdar Topuz, Birgit’in eşi Gülsen Birgit, kızı Burcu Topal, CHP Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı, Onursal Adıgüzel, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Başkanvekili Levent Gök, eski başbakan yardımcılarından Murat Karayalçın, eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzeçebi ve yakınları katıldı.
TEK AMAÇLARI MEMLEKETE HİZMET ETMEKTİ
Ali Topuz ve Orhan Birgit'in özgeçmişlerinin okunduğu törende konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Orhan Birgit ve Ali Topuz'un 100. yılına yaklaşan Cumhuriyet'le özdeş bir hayat yaşadığını, çocukluklarının, Cumhuriyet'in temellerinin atıldığı bir dönemde geçtiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu ve arkadaşlarıyla birlikte büyüttüğü Cumhuriyet'in temel değerleriyle barışık bir kuşağın mensupları olarak büyüdüler. Orhan Birgit hukukçu bir gazeteci, Ali Topuz ise bir mimar olarak mesleklerinin seçkin birer üyesiyken, Türkiye'ye hizmetin yolu olarak siyasete atılmayı seçtiler. Tek bir amaçları vardı, pek çok siyaset arkadaşları gibi 'memleketin halini düzeltmek'. Onlar tepeden inme birer siyasetçi olmadılar. Siyasi yolculukları, ilçe örgütü üyeliğinden başlayıp il yöneticiliğine kadar uzanan zorlu bir yolculuktu. Her ikisi de CHP'nin en alt seviyesindeki örgütlerinden adım adım en üste doğru yürüdüler” dedi.
“KONUŞMAMIZ GEREKEN EN ÖNEMLİ KONU”
“Birinci Ecevit Hükümeti olarak adlandırılan 37. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nde Sayın Birgit Turizm ve Tanıtma bakanı, Sayın Topuz ise imar ve iskan bakanı olarak görev aldı. Bu vesileyle bir başka değerli ismi de saygıyla anmamız gerek. Eski Genel Başkanımız Sayın Deniz Baykal da 36 yaşında maliye bakanı olarak bu hükümette zor bir görev üstlendi."diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
" Bu hükümet, Sayın Necmettin Erbakan'ın genel başkanlığını yaptığı Milli Selamet Partisi ile kurulmuş bir koalisyon hükümetiydi. CHP-MSP koalisyonu, her türlü yaptırıma rağmen Kıbrıs Barış Harekatı'nı başaran, ABD'nin baskısıyla getirilen afyon yasağını kaldıran bir hükümetti. Ancak 6 Ocak 1974'te kurulan CHP-MSP hükümetinin çok daha önemli özelliği, bugünlerde değerini çok daha iyi anladığımız birlikteliğin ilk deneyimi olmasıdır. Uzun yıllar boyunca birbirleriyle zıt görüşleri savunan iki partinin kurduğu koalisyonu, 37. Hükümet'in Başbakanı merhum Bülent Ecevit, hükümet programını sunuş konuşmasında şu sözlerle tanımlıyor: 'Demokrasiyi benimsemiş bir toplumda geçerli olan birlik, mutlaka düşüncelerde ve çözümlerde birleşmekte değil, düşüncelerdeki ve çözümlerdeki ayrılıklara rağmen milletin mutluluğu, ülkenin esenliği ve demokrasinin bütün kurallarıyla ve özgürlükleriyle işlerliği için iyi niyetleri ve çabaları uyumlu kılmakla sağlanan birliktir' Ecevit şöyle devam ediyordu; 'iyi işleyen bir demokraside düşünce ayrılıkları, toplumu kargaşalığa, iç düşmanlığa, bunalımlara sürüklemez; tam tersine toplum yaşamını zenginleştirir, toplum yapısına canlılık kazandırır, her alanda gelişmeyi ve ilerlemeyi hızlandırır, devleti zayıflatmaz güçlendirir, milleti bölmez bütünleştirir' Sayın Birgit ve Sayın Topuz'un huzurunda konuşmamız gereken en önemli konu bence budur.”
“ONLAR, ÖMÜRLERİNİ YAŞADIKLARI ÜLKEYE VE BU ÜLKENİN GÜZEL İNSANLARINA ADADILAR”
Kılıçdaroğlu, “Her iki partinin düşüncelerdeki ayrılığına rağmen ortak bir hükümet kurmalarının taşıdığı anlam, günümüz Türkiyesinin de en temel sorunlarının çözümüne dair ihtiyacını duyduğumuz bir reçetedir." dedi. Kılıçdaroğlu, " Çünkü CHP ve MSP, merhum Ecevit'in de vurguladığı üzere düşüncelerdeki ayrılığa rağmen demokrasinin kökleşmesi amacıyla onlar bir araya geldi ve bir arada görev yaptılar. O gün olduğu gibi bugün de ülkemizin en temel ihtiyacı, ileri düzeyde demokratik özgürlüklerdir ve bu özgürlükleri sağlayacağımız birlikteliklerdir. Bu birliktelik, gerçek anlamda bir adalet ve huzur döneminin başlangıcı olacaktır, ki bu birlikteliğin neleri başarabileceğini, 31 Mart'ta gösterdik. Sayın Birgit ve Sayın Topuz'un bu başarıyı görmüş olmaları nedeniyle mutluyum. Martın sonunda gelen baharla birlikte her şeyin nasıl güzelleştiğine, onlar da şahit oldular. Uzun yıllara yayılan siyaset hayatlarının son döneminde, geçmişte yaşadıkları başarılarıyla özdeş bir başarının şahitleri olarak aramızdan ayrılıyorlar. Onlara CHP'ye ve Türkiye demokrasisine verdikleri eşsiz katkılar nedeniyle şükranlarımı sunuyorum. Onlar, ömürlerini yaşadıkları ülkeye ve bu ülkenin güzel insanlarına adadılar. Onlara bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekanları cennet, ruhları şadolsun” diye konuştu.
“BİZİM EVİMİZDE FARKLI BİR KİMLİĞİ DAHA VARDI, BABA KİMLİĞİ”
“Ali Topuz’un siyasi kimliği dışında, bizim evimizde farklı bir kimliği daha vardı, baba kimliği. Ancak diğer ailelerdekinden değişik bir babaydı. O her şeyden önce CHP’li bir babaydı yani CHP’nin tüm benliğini hisseden bir babaydı" diyen oğlu Serdar Topuz da şunları söyledi:
"Yaşamı boyunca partinin ilkelerine bağlı kalan, ülkesi için daima aydınlık ve demokratik bir geleceği hedefleyen hiç durmadan çalışan, üreten bir baba. Ulu önder Atatürk’ün işaret ettiği çağdaşlık ve bilimsellik onun iki ana düsturuydu. Biz çocuklarına ve torunlarına bıraktığı en önemli mirastır. Babam Ali Topuz ilerlemiş yaşına rağmen bütün enerjisini kullanarak geç saatlere hatta pek çok zaman sabaha kadar çalışır, araştırır üretir ve insanın, insan olanın toplumsal sorumluluğu hakkında hepimize örnek olurdu. Ondan çok şey öğrendik. Bilginin değerini, ilgi göstermenin kazandırdıklarını, hayata sevgiyle bakmayı, dürüst ve adil olmanın insanlık gereği olduğunu, paylaşmayı, kucaklamayı öğrendik. Şimdi bize düşenin bu doğrultuda ilerlemek olduğu bilinciyle huzurunuzda babama sonsuz teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunuyorum. Bugün Ali Topuz ile birlikte uğurlamakta olduğumuz çok değerli siyasetçi Sayın Orhan Birgit için de birkaç söz söylemek istiyorum. Orhan Bey ile babamın yakın dostlukları vardı. Babamın hastalığı boyunca her gün telefon eder ve durumu hakkında bilgi alırdı. Vefat ettiği gün dahi iki kez aramış ve cenaze töreni için düşüncelerini bildirmiştir. Kader bu iki dostun yolunu son yolculuklarında da birleştirdi. Her ikisi de huzur içinde uyusunlar.”
“SÖZÜN BİTTİĞİ YERİN SIRASININ BANA GELECEĞİNİ HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM”
Gülsen Birgit de törende bir konuşma yaparak, “Sözün bittiği yerin sırasının bana geleceğini hiç düşünmemiştim. Sizler için bakan Orhan Birgit’tir, vekil Orhan Birgit’tir, gazeteci Orhan Birgit’tir. O benim eşimdi, arkadaşımdı, sevgilimdi, kocamdı, dostumdu. Bu kalabalığı gördüğünü ve çok mutlu olduğunu biliyorum. O ülkesine, partisine, halka aşık bir insandır. Sevgili Ali Topuz’un cenazesine katılmayı kafasına koymuştu ama bu şekilde yan yana yolcu edilmeyi o da istemişti. Yerleri doldurulamayacak iki duayen sevgili Ali Topuz ve canım eşim Orhan ruhunuz şad olsun, yolunuz ışık olsun” şeklinde konuştu.
“PARTİLERE KİMLİK VEREN, ONLARLA ÖZDEŞ OLAN İSİMLER VAR”
TBMM Başkanvekili Levent Gök ise, “Bugün sadece CHP’nin değil, Türk siyasetinin iki dev ismini sonsuzluğa uğurluyoruz, Ali Topuz ve Orhan Birgit. CHP ailesi olarak bugün tüm Türkiye’de teşkilatlarımız, üyelerimiz büyük bir hüzün içerisinde. Parti kademelerinde yetişen her arkadaşımızın, her partilimizin, kendilerine örnek aldığı iki siyaset duayeni. Partilerin programları var, tüzükleri ve ama bir de partilere kimlik veren, onlarla özdeş olan isimler var. O isimler söylendiği zaman zaten partiyi takip eder. Ali Topuz ve Orhan Birgit’in adının önünde CHP unvanı olmadığı halde herkes bilir ki onlar CHP’lidir” dedi.