06.07.2024 - 00:47 | Son Güncellenme:
Habib-i Neccar, Kuran'ı Kerim'in 36. suresi olan Yunus Suresinde anlatılmaktadır. Toplam 83 ayetten oluşan surede Hz. Muhammed'i ve Hz. İsa'yı yalanlayan kavimlerin nasıl cezalandırıldıkları bildirilir.
Habib-i Neccar Kimdir?
Habib-i Neccar, kavmine Hz. İsa'nın Allah'ın elçisi olduğuna iman etmeleri gerektiğini söyleyen, bu nedenle asılarak idam edilen ulu bir zattır.
Habib'i Neccar'ın idam edildiği yerde kilise yapılmış, kilise 11. yüzyılda Süleyman Şah tarafından camiye çevrilmiştir. Günümüzde Habib-i Neccar Cami, Hatay sınırları içerisindedir.
Habib-i Neccar Hayatı ve Ölümü
Habib-i Neccar Antakya yakınlarında doğmuş bir marangozdur. Tam doğum tarihi bilinmemekle birlikte, Hz. İsa ile aynı dönemde yaşamıştır. Rivayete göre Hz. İsa, iki havarisini Antakya'ya gönderir. Ancak Antakya halkının çoğu havarileri yalanlar ve onları öldürmeye çalışır.
Havariler, bir mağaraya sığınır. O esnada mağarada ibadet etmekte olan Habib-i Neccar, onlara kim olduğunu sorar. Onlar da Hz. İsa'nın havarileri olduğunu, insanları dine davet etmek için Antakya'ya geldiklerini söyler.
Bunun üzerine Habib-i Neccar elçilik görevi için ne ücret istediklerini sorar. Havariler ise ücretlerinin Tanrı katında verileceğini söyleyince Neccar Hz. İsa'ya iman eder. Koşarak şehre gelir ve halkına "Ey halkın. Allah'ın gönderdiği elçiye iman edin der.
Habib-i Neccar üzerine birçok kıssa yazılmış ve anlatılmıştır. Bunlar arasında en bilineni Bin Tabut kıssasıdır. Kıssaya göre, bir zamanlar zalim bir kral yaşarmış. Kral, marangoz olan Habib-i Neccar bir gecede bin tabut yapmasını istemiş.
Neccar, bunun imkansız olduğunu söylese de krala dinletememiş ve ölümü beklemiş. Sabah olunca askerler kapısını çalmış ve ona bir tabut alıp kendisini takip etmelerini söylemiş. Meğer o tabut, kendisi için değil zalim kral içinmiş.