ÖZETLE;
Dün gece şehrimde savaş çıkmış.
Gece yarısı göğün haykırışındaki şiddeti sabah sokaklardaki izleri görünce daha iyi anladık.
Yaradan’a inancı ile övünenlere özellikle sormak isterim...
Doğanın gücünün farkında mıyız? İsterse neler yapabileceğinin?
Doğadan geldiğimize, ona gideceğimize sadece dualarda değil, pratikte de inanırsak doğayı katletmekten vazgeçebiliriz belki.
Doğayı sevmek sadece Pazar günleri Caddebostan sahilde çimenlere ayakları uzatıp bira içmekten, organik pazarda selfie yapmaktan, hayatında 2 defa çadır kampına gidip yıllarca anlatmaktan ibaret olmamalı.
Doğanın bize verdiklerinden yararlanırken bizden alacaklarını küçümsüyoruz.
Doğa-l afetlerdeki mesajları görmeye çalışmak lazım. İlahi bir adaletten bahsederken doğa-i bir adaletin varlığını görmezden gelmek komik oluyor. Dikilen onca bina, yok edilen onca ağaç, öldürülen onca canlı, kirletilen onca deniz… bunların bir faturası olmalı.
Adama sorarlar…
“Canım sen bunları kendinin mi sandın?”
“Burayı babanın çiftliği mi zannettin?” diye…
Papatya Somer