Çağın hastalığı stres falan değil, EGO.
İş yerinde yöneticinin egosu, evde eşin egosu, çocuğun öğretmeninin egosu, komşunun karısının egosu, apartman görevlisinin egosu, metrobüs şöförünün egosu. Hepsi ile bir şekilde başa çıkabiliyoruz da, kendi egomuz ile başa çıkmak en zoru değil mi?
Ego (TDK): 'Ben' olarak ifade ediyor. Varlığımızı beslemek için, kendimizi geliştirmek için, kişiliğimizi ortaya koymak ve iyi ifade edebilmek için doyurmaya doyamadığımız egomuz gün gelip ele avuca sığmaz olduğunda patlayacak duruma geliyor.
Tamam anladık, işin uzmanları "Ego aslında faydalı bir şey" diyor da, kontrolden çıktığındaki manyaklıklarımızla nasıl başa çıkacağız?
"Yaptıklarımdan pişman değilim, hepsinin de arkasındayım" aslında altında ezildiğimiz egomuz mu?
Yaşantımız boyunca aldığımız kararlarda öncelikli olarak kendi çıkarlarımızı düşünmemiz oldukça doğal. Barınmak, güvende hissetmek, sevilmek, üremek ve daha bir çok temel dediğimiz ihtiyacımızı gözeterek aldığımız kararda öncelikli olarak kendimizi düşünüyoruz.
Ancak aldığımız birçok karardan dolayı da pişman oluyoruz. Yaptığımız hatalardan ders çıkartmayı bazen başarıyor, bazen de körü körüne savunuyoruz.
İşte tam bu noktada altında ezildiğimiz egomuz ile savaşımız başlıyor. İnsanın kendine karşı dürüst olamaması, olduğundan farklı davranmak zorunda kalması ve bundan nasıl vazgeçeceğini bilmemesi kadar derin bir yara daha yok.
Dış dünyaya gösterdiğimiz yüzümüzü, maskemizi çıkartıp kendi başımıza kalmayı denemek ilk başta oldukça zor. Ancak bunun tadına varıp, asıl benliğimiz ile baş başa kalmaya başladıkça kendimize hayran kalacağımız da aşikar.
Biliyorsunuz ben meditasyon tekniğini uyguluyorum. Meditasyona oturduğum bazı anlarda, kendime şu soruları soruyorum;
*Bu kadar önemsediğim ve kaybetmekten korktuğum şey gerçekten bana mı ait?
*Taşımaktan zevk aldığımı düşündüğüm bu sıfat gerçekten beni tanımlıyor mu?
*Eğer bu sıfata sahip olmasaydım, hayatımda neler değişirdi?
Size önerim kendinize iyi gelen bir yöntem bulun. Örgü örün, koşun, yüzün, yazın...
Kendinize bir soru sorun ve onu olduğu haline bırakın.
Cevapları aramaya çalışmayın. Kalbinize güvenin, o doğrusunu biliyor.
Papatya Somer