Kadere inananlardan mısınız bilmiyorum. Ancak yaşadığımız hiç bir şeyin; öylesine, tesadüfen ve sebepsiz olmadığını fark ettiğinizi umuyorum.

"Red String Of Fate" daha önce duymamış olabilirsiniz. Kaderin kırmızı ipi..

Özetle;

Çin mitolojisi kaynaklı bir inanışa göre, aşk ve ay tanrısı Yuè Xià Lao, birbirinin kaderinde olan insanları sadece kendisinin gördüğü uzun kırmızı bir iple ayak bileklerinden birbirine bağlarmış.
Bu ip kördüğüm de olsa, araya ölüm, savaş, ayrılık, yıllar da girse, hayatlarına başka insanlar girip onlara aşık olsalar bile asla kopmazmış ve kader bu iki insanı mutlaka bir araya getirirmiş.

Haberin Devamı

Japon kültüründe ise kaderi birbirine bağlı insanların serçe parmaklarından kırmızı ve görünmeyen bir iple bağlı olarak doğduklarına, eninde sonunda birbirlerini bulacaklarına inanılıyor.

Bedenlerden önce ruhlar birbirini aramaya devam ediyor, sonunda da mutlaka buluyor.

Bazı kültürler ise "ruh eşliği" kavramını kullanıyor. Ruh eşinin seni tamamlayan, eksik yanlarını dolduran, sana ayna tutan, evrimini tamamlamana yardımcı olan, seninle evrilen, birlikte uyum içinde evrilebildiğin oluyor.

Eğer hayatınızda bir şeylerin eksik olduğunu, aradığınız bir şeyler olduğunu düşünüyorsanız ve bazı anlarda onu bulacağınıza olan inancınız çok fazla artıyorsa... belki de o sırada, kaderin kırmızı ipi ile bağlı olduğunuz o ruh, o kişi yakınınızdan bir yerlerden geçiyor olabilir. Olamaz mı?

Olabilir :)

Bu kadar kusursuz olarak dizayn edilmiş bir sisteme geliş sebebimiz; tek başımıza olmak, tesadüfen karşımıza çıkan biri ile hayatımızı paylaşmak, kendimiz olmamıza engel olacak kadar inanmadığımız bir hayatın baş rolünde oynamak olabilir mi? Olamaz..

Olmamalı :)

Ruh eşini, kaderindekini, kaderin kırmızı ipi ile bağlı olduğu kişiyi bulan birini gördünüz mü hiç?

Ben gördüm.

Yoksa siz de bizden biri misiniz şekerler ??

Bana yazın ;)

Papatya Somer

instagram.com/papsmood