Tek bir parmak hareketi ile verdiğimiz hamburger siparişini vermekten çok farklı değil artık “sevgili” sipariş etmek. Beğenmedik hoop, bu da olmaz hooooppp… Yemek söyler gibi “sevilecek insan” sipariş ediyoruz.
Hayır hayır eleştirmiyorum, kınamıyorum da. Devir artık böyle. Alışalım diye anlatıyorum sadece. Acaba her şey parmaklarımızın ucundayken, gerçekten ‘kıymet biliyor muyuz’ diye merak ediyorum bir de.
Günümüz dünyasında “Günaydın” mesajı yazmak çabalamak anlamına geliyor. Doğru emojileri gönderdiğimizde duygularımızı ifade etmiş oluyor, fotoğraftan aşık olduğumuzda ise iç görümüzü kuvvetli sayıyoruz.
Artık günlerce camda bekleme, muhallebicide kikirdeme, uzun mektuplar yazma devri gerilerde kaldı
Bu neslin insanları, biz, için romantizm telefonları ellemeden geçirilen 30 dakika, sadakat ise ilişkiden 2 hafta sonra silinen Tinder hesabı anlamına geliyor.
Artık “biz” yerine “ben” diyor, kendi önceliklerimiz, kendi hayallerimiz, kendi paramız, kendi evimiz, kendi düzenimiz için emek vermeyi tercih ediyoruz.
Bu neslin insanları birbirlerine karşı değil, kendilerine karşı sorumluluk hissetmeyi tercih ediyor
Bireysellik bu kadar ön planda olunca, ilişkiler daha kısa sürüyor. Yolda el ele yürüyen 60 yaşlarında bir çift gördüğümüzde “ayyyy ne güzellll” demekten kendimizi alamıyoruz, zira artık bizim ’30 senedir evliyiz’ diyecek birlikteliklerimiz olamıyor.
Çağ değişirken, ilişkilerin formu, duyguların ifade şekli ve elbette beklentilerimiz de değişiyor
Eskiden “saçını süpürge etmek” diye bir ifade vardı. Artık pek duymadığımız bu ifade tam anlamı ile “hayatını birine adamak, kendi hayallerinden ve önceliklerinden vazgeçmek” oluyordu.
İnsan sanki birine hayatını adadığında sevgisini ve bağlılığını da ispat etmiş gibi hissediyordu.
Halbuki sevgi de bağlılıkta adamaktan değil beslemekten geçiyor. Önce kendini sonra sevdiğini beslemek gerekiyor.
İnsan kendi içinde mutlu değilse, bir başkasını nasıl mutlu edebilir ki?
İşin anahtarı kendi benliğini var ederken, bir başkası ile doğru oranda uyumlanabileceğini fark etmek aslında. İster çağ değişsin, ister duygular, ister beklentiler. İnsan doğası değişmiyor. Herkes sevmenin ve sevilmenin peşinde.
Yeni dönemin insanları bunu kendilerine sunulan teknolojik imkanlarla yapadursun, dengini bulma yolunda herkesin yolu açık olsun..
Papatya Somer