Sağlıkla ilgili güncel gelişmeleri yazmayı seviyorum. Hassas olduğum bir alan. Yine hassas olduğum bir konu da eğitim. Eğitimde de iş hayatında da fırsat eşitliğini ve eşit temsiliyeti önemsiyorum.
Kız çocuklarıyla erkek çocukların toplum genelinde aynı oranda eğitime teşvik edilmediği ve aynı oranda destek sağlanmadığı bir gerçek. Bana umut veren bir gelişmeyi bugün katıldığım bir basın toplantısında öğrendim. Şu an tıp öğrencilerinin yüzde 50’si kadınmış. Aslında bu eşitliğe katkı sağlamayı amaçlayan bir projeyle ilgiliydi bu basın toplantısı.
Biliyorsunuz Türk Eğitim Vakfı (TEV) eğitim konusunda önemli çalışmalar yapıyor, farkındalık etkinlikleri ve eğitimleri düzenliyor, burslar veriyor ve öğrencilerin mentörlük alması için büyük çaba sarf ediyor. Dünyanın önde gelen ilaç şirketlerinden biri olan Allergan da bu duruma kayıtsız kalmamış, TEV ile iş birliği yaparak taşın altına elini koymuş ve 30 kadın tıp fakültesi öğrencisine burs fonu sağlamış. Eğitimde ve sağlık sektöründeki cinsiyet temsiline ilişkin önemli bir adım olduğunu düşündüğüm bu projenin adı “Yarınlar İçin Ben Varım”.
Bu özel projede kadın hekimler, programda yer alan her bir öğrenciye yıl boyunca mentörlük yapıyorlar. Öğrencilere burs yanında mentörlük desteği verilmesinin üzerinde biraz durmak istiyorum. Ben mesleğe ilk atıldığımda bana görüş veren, destekleyen, önerilerde bulunan bir mentörüm yoktu. Birçok şeyi kendim, deneme yanılma yöntemiyle öğrendim. Bu zaman alan ve motivasyon kıran sonuçlara sebep olabiliyordu. Henüz öğrenciyken gençlere, meslek büyükleri tarafından verilecek bu mentörlüğün, uzun vadede maddi ve manevi katma değeri azımsanmayacak derecede büyük. Zamanı çok değerli olan hekimlerle geçirecekleri vakit, bursiyerlere oldukça değer katacaktır diye düşünüyorum.
Türk Eğitim Vakfı bu projede kişisel gelişime yönelik eğitimleri de unutmamış. Öğrencilerin etkin sunum ve benzeri yöntemlerle kendilerini topluluk önünde rahatça ifade edecekleri iletişim odaklı eğitimleri de programlarına katmışlar.
Programda konuşma yapan Plastik Cerrah Dr. Ebru Şen kendi kariyer yolculuğundan bahsederken, uzmanlık döneminde kadın hekimlerin erkek meslektaşları bakımından dahi maruz kaldığı yıldırma politikasına değindi. Özellikle cerrahi branşlar özelinde “yapamazsın” “biz senin rahatını düşünüyoruz” bakış açısı sebebiyle birçok kadın hekim cerrahi dışında branşlara yönlendirilebiliyor. Tıp gibi önemli bir bölümü bitiren erkek hekimlerde bugün bile kadın-erkek işi ayrımının yapılması beni üzdü açıkçası. Dr. Ebru Şen 'Yarınlar İçin Ben Varım' projesiyle "Öz güveni yüksek, mesleki kariyerlerine umutla bakan kadın hekimler yetişecek" diyor.
Güzel niyetlerle yapılan işlerin harika sonuçlar doğurduğunu hepimiz biliyoruz. Umarım nice kadın hekimler bu tür programlar sayesinde istedikleri eğitimleri alırlar. Ne demişler, sevgi tohumları ekilen bahçelerde görülmedik çiçekler açar.