Sosyal medyanın bir sahneye dönüştüğü günümüzde, her birimiz farkında olmadan bu sahnenin oyuncuları hâline gelebiliyoruz. Sokak röportajları, sosyal deney videoları, hatta gündelik hayatımızdaki anlık görüntüler; hepsi bir içerik üreticisinin kamerasıyla binlerce kişiye ulaşıyor. Peki, bu sahnede yer almak için gerçekten rızamız alınıyor mu?
Görünmek mi, Görülmek mi?
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na (FSEK) göre, bir kişinin görüntüsü onun izni olmadan kullanılamaz. Ancak bu durumun pratikte ne kadar uygulandığı büyük bir soru işareti. FSEK madde 86'ya göre, resim ve portreler, tasvir edilen kişinin izni olmadan yayımlanamaz. Yani, bu fotoğraflar eser niteliği taşımasa bile, kişinin hakları ihlal edilemez. Türk Medeni Kanunu ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu da bu korumayı destekler nitelikte hükümler içermektedir.
Bu koruma sadece hukuki değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk da doğuruyor. Bir kişinin izni olmadan alınan görüntüler hem onun kişilik haklarını zedeleyebilir hem de yaratıcı içerik üretimindeki etik kuralları sorgulatabilir.
Rıza, Sadece Bir Formalite Değildir
Sokak röportajları ve sosyal deney videoları, genellikle insanların gündelik yaşamlarını ve düşüncelerini yansıtan, eğitici ya da düşündürücü içeriklerdir. Ancak izleyiciler kadar, içeriklerin özneleri olan kişilerin de hakları göz ardı edilmemelidir. Rızanın yazılı veya videoda açıkça alınmış olması, hem yasal bir gerekliliktir hem de etik bir zorunluluktur. Bu noktada, sosyal medya içerik üreticileri dikkatli olmalı; aksi hâlde maddi ve manevi tazminat talepleriyle karşılaşabilirler.
Görsel Haklar ve İçerik Üretimi
Bir görüntü, fotoğraf ya da video, sahibinin hususiyetini yansıtmıyorsa bile kişinin rızası olmadan paylaşılamaz. Yargıtay kararları, bu konuda net bir çizgi çekiyor: İster eser niteliğinde olsun ister olmasın, bir görüntüdeki kişi izinsiz kullanıma itiraz hakkına sahiptir. Hatta bu, yalnızca tazminatla sınırlı kalmayıp, görüntünün yayından kaldırılmasını da içerir.
Seçim Broşüründe Kullanılan Fotoğraf
Bir seçim kampanyası sırasında bir politikacının, esnafı ziyaret ederken birlikte çekilen bir fotoğrafı, esnafın izni olmadan propaganda broşürlerinde kullandığı tespit edilmiştir. Esnaf, bu durumun kişilik haklarını ihlal ettiğini öne sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuş ve dava açmıştır. Yargıtay, fotoğrafın tasvir edilen kişinin izni olmadan kullanılamayacağını vurgulamış, ayrıca kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu karar, izinsiz görüntü kullanımının hukuki ve manevi sorumluluk doğurduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Sonuç: Dijital Çağın Ahlaki Soruları
Hukukun çizdiği sınırların ötesinde, etik değerler bu konuda ön plana çıkıyor. İzinsiz görüntü kullanımına karşı duyarlılık, sadece bir yasal yükümlülük değil, aynı zamanda toplumsal bir saygı göstergesidir. Sosyal medyanın hızla büyüyen dünyasında, kişisel haklarımıza sahip çıkmak kadar, başkalarının haklarına saygı göstermek de bir o kadar önemli. Unutmayalım ki, dijital dünyada iz bırakmak kolay; ancak o izi silmek çok zor.
Siz bir sonraki videoda yer almak ister miydiniz? Üstelik bunu yalnızca izlediğinizde öğrenerek...
R.Hakan Kırkoğlu
Kış mevsimi haritasına bakış
21 Aralık 2024
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
16 Aralık Haftası burç yorumları - Haftalık burç yorumları
16 Aralık 2024
Dt. Pertev Kökdemir
Diş çürümesini engellemenin 5 etkili yolu
16 Aralık 2024
Astrolog Seçkin İlbuğa
15 Aralık 2024 İkizler Dolunayı: En üst versiyona çıkmamızı sağlayan mucize
14 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
Dolunay neler getiriyor?
14 Aralık 2024