Şiddet Mağduru Derken…

Bir avukat olarak yüzlerce dava takip ettim ve ediyorum. Bazen mahkemelerin verdiği kararlara içimiz sinmiyor ve hukuka uygun bulmuyoruz. Hatta bazen mahkemeler kararında gerekçe belirtmeden hüküm kurabiliyorlar. Bu da kararın getirdiği hükmün tatmin ediciliğini zedeliyor. Kendi içine sinmeyen, hazmedemediğin bir kararı müvekkiline anlatman da zorlaşabiliyor. Hal böyle olunca tüm itiraz yollarını kullanmak istiyorsun. Ülkemizde olağan itiraz mercilerimizin en üstünde de Anayasa Mahkemesi yer alıyor. Bu şekilde iç hukuk yollarımızı tüketebiliyoruz.

Haberin Devamı

2018 yılında kurduğum ofisim OKAB, yargı sisteminde büyük değişikliklerin yapıldığı bir döneme denk geldi. Değişen sisteme ayak uydurmakta sıkıntı yaşamıyoruz. Diğer yandan, değişen sistemin kendi içinde oturması zaman alabiliyor. Sistemin oturmasında biz avukatların payı büyük. Bizlerin itirazları, istinaf ve temyiz başvuruları ile içtihatlar oluşuyor, hukuk sistemine katkı sağlanıyor.

Bugün bu anlamda güzel bir gelişme oldu. Ofis olarak ilk anayasa mahkemesi kararımızı aldık. Bu dosya benim için önemli. Biraz bahsetmek istiyorum. Boşanma davası sırasında, kadın olan karşı taraf devamlı olarak müvekkil hakkında koruma tedbiri talep ediyordu (aile mahkemelerinde duygusal bir savaş da olduğu için ortada koruma ihtiyacı olmasa dahi bu tedbire sıkça başvurulabiliyor, bu önemli mekanizmanın kötüye kullanılmasına üzülüyorum). Aile mahkemesi de koruma ve uzaklaştırma anlamında tedbir kararı veriyordu. Bu kararda da karşı taraf için sürekli “şiddet mağduru” ibaresini kullanıyordu.

Şiddet mağduru? Şiddet mağduru çok iddialı bir terim. Çünkü bu terimi kullanmak için bir şiddet olayı vuku bulmalı, değil mi? Ortada bir ceza soruşturması veya kamu davası olmadığı gibi bir darp raporu veya şiddet gösterir bir delil yokken bir aile mahkemesinin dava taraflarından biri hakkındaki bu deyimini hukuka uygun bulmuyorduk.

Karara, kararın içeriğine ve kullanılan ibarelere itiraz ettik, itirazımız reddedildi. Geriye kalan tek yol anayasa mahkemesi başvurusuydu. 2021’de yaptığımız başvurumuza ilişkin kararı bugün tebliğ aldık. Tebligatı açınca inanın çok mutlu oldum.

Haberin Devamı

Anayasa Mahkemesi kararında itirazlarımız arasında yer alan iki temel konuyu irdelemişti (i) gerekçeli karar hakkının ihlali (ii) şeref ve itibar hakkının ihlali.

Gerekçeli karar oldukça önemli; adil yargılanma hakkının bir görünümü niteliğinde; kişi mahkemenin verdiği karar lehe de olsa aleyhe de olsa anlayabilmeli. Mahkeme her iki tarafı da muhakeme edip delilleri değerlendirerek sonuca varmalı. Bizim kararımızda gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varıldı.

Şeref ve itibar hakkının ihlaliyle ilgili olarak ise masumiyet karinesini esas almak gerekiyor ve yüksek mahkeme de bu şekilde kararını açıklamış. Küçük bir alıntı yapmak istiyorum:

“…somut olayın koşullarında lehine tedbir kararı verilen hakkında şiddet mağduru ifadesinin kullanılmasının başvurucunun kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte olduğu ve şeref ve itibar hakkının korumasına ilişkin olarak devletin pozitif yükümlülüklerinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.”

Haberin Devamı

Demem o ki hukuk sisteminin oluşmasında biz avukatların rolü büyük… Bu sebeple aldığımız karar ne olursa olsun inandığımız değerler için sonuna kadar gitmemiz gerekiyor.

Sevgi ve inançla…

Oğuz Kara

(kara@oguzkara.av.tr)