Son günlerde aşı karşıtlarına yönelik büyük bir baskı görüyorum. Bu baskının beni rahatsız ettiği nokta ise fırsatçı işverenler…
Malum, insanlar aşıyı hem kendilerinin hem çevresindekilerin sağlığını düşünerek yaptırıyor. Şu an piyasada mevcut olan aşıların hiçbiri tam randımanlı koruma sağlamasa da, aşı virüsü yarattığı hastalığın nispeten kolay atlatılmasını sağlıyor.
Aslında herkesin aşı yaptırması gerektiği gibi bir noktaya gelmeyeceğim. Tam aksine aşı bir seçimdir ve insanların doğrudan veya dolaylı yollarla vücutlarına kimyasal içerik enjekte etmeye zorlamanın doğru olmadığını düşünüyorum.
Çevremde bazı şirketlerin aşı olmayan çalışanlarını İş Kanunu’nun 25/II. maddesi uyarınca haklı fesihle çıkardıklarını duydum. Bu konuyla ilgili bazı haberler de gözüme çarpmaya başladı ve açıkçası dehşete düştüm.
Özellikle bazı işyerlerinde fiziki ekip çalışması gerekiyor. Bazı işyerlerinde sahada ekiple ve müşterilerle olmak veya müşteri ziyaretleri yapmak söz konusu olabiliyor. Bu durumda çalışanın aşı olması hem kendinin hem de etkileşim yaşadığı kişilerin sağlığı için önemli bir iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbir...
Çalışanın aşı olmak istememesi ise fesih sebebi olabilir mi?
Öncelikle bu durum haklı fesih sebebi olamaz. İş Kanunu madde 25/II uyarınca haklı fesih sürecini uygulayan işveren, çalışanın sözleşmesini derhal etkili olmak üzere feshettiği gibi çalışana kıdem ve ihbar tazminatı ödemek zorunda kalmıyor.
Ben bu tür durumlarda geçerli nedenle fesih sürecinin yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum. Aşı olmak istemeyen çalışana öncelikle yazılı bir bilgilendirme yapılmalı ve aşının ve virüsten korunmaya ilişkin diğer tedbirlerin önemi açıklanmalıdır. Aşı ve diğer tedbirleri almak isteyip istemediği sorulmalı ve iş sağlığı ve güvenliği anlamında önem arz eden aşıyı neden yaptırmadığına ilişkin savunması talep edilmelidir. Gerçekten de çalışanın aşı olmak istememesinin temelinde birçok gerçek yatabilir. Örneğin, çalışanın bir hastalığı veya sürekli kullanmak zorunda olduğu ilaç sebebiyle aşı olması tıp hekimi tarafından bir süre tavsiye edilmiyor ve kalıcı olarak risk yaratıyor olabilir.
Diyelim ki çalışan aşı olmak istememesinin sebebini aşıya inanmamasına veya benzeri bir sebebe bağladı. Bu durumda çalışanın mevcut pozisyonu “uzaktan çalışma sistemi”ne uyumlu mu ve çalışan uzaktan çalışmak istiyor mu sorusu üzerinde durmak gerekir. Nitekim, sahada çalışmak zorunda olmayan veya ofis içinde fiziken bulunması zaruri olmayan personelin uzaktan çalışması, çalışanı aşıya zorlamaktan daha iyi bir seçenek olabilir.
Ben her halükarda çalışandan yazılı savunma istemeyen ve uzaktan çalışma opsiyonunu değerlendirmeyen işverenin iş sözleşmesini tek taraflı olarak feshetmesini ve böylece kıdem ihbar ödemekten kurtulmayı amaçlamasını; aşıyı kötü niyetli bir şekilde fırsat olarak kullanmasını, doğru bulmuyorum.
Av. Oğuz Kara
(kara@oguzkara.av.tr)