Babama, kanatlarımı kırmadığı, uçmama izin vererek amaçlarıma ulaşmamı sağladığı için minnettarım’ diyen Malala anne babalar için ne büyük mesaj veriyor.

Malala kız çocuklarının okuma hakkını savunan ve Talaban tarafından 15 yaşında başından vurulan ancak bu suikastten kurtulan, Nobel barış ödülüne sahip en genç kişi olarak tarihe geçen bugün 20 yaşında olan bir genç kız.

Hikâye acıklı, korkutucu ve üzücü ancak yaşadığı coğrafyada yaşanılanlardan farklı değil.

İçinde büyüdüğü ailede babası entelektüel ve ülke sorunlarına karşı duyarlı ve aktivist. Kız çocuklarının okula gitmesi gerektiğini savunan bir muhaliftti. Babasının arkadaşları ile yaptığı toplantılarda konuşulanları dinleyerek büyüyen Malala daha 11 yaşındayken ülkesinde kadınlara ve kız çocuklarına yapılanlara karşı çıkmaya itiraz etmeye, sesini yüklsetmeye başlamış.

Haberin Devamı

‘Neden birilerine silah vermek, kitap vermekten daha kolay?
Neden tank yapmak, okul inşaa etmekten daha kolay?’

Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmasında ‘Bir kitap, bir kalem ve bir öğretmen ile dünyayı değiştirebiliriz.’ diyen Malala bugün Pakistan’da ulusal bir figür ve tüm dünya halkları için ilham verici bir lider.

Haziran 2013’te Birleşmiş Milletler’de bir konuşma yapan Malala, Buckingham Sarayı’nda Kraliçe Elizabet ile tanıştı. Aynı yıl Eylül ayında Harvard Üniversitesi’nde bir konuşma yaptı, sonrasında da Barack Obama ile görüştü. Ekim 2014’te Londra’daki Girls Summit’e katıldı. Dünya Çocuk Ödülü’nü kazanan Malala Gazze’de 65 okulun inşa edilmesi için 50.000 dolar bağışladı.

‘Babam sadece bana MALALA ismini verdi, bu hayatı ben seçtim.’ derken o sorunlu coğrafyada bile seçimlerin yapılabileceğine işaret edip yol gösteren bir mesaj veriyor.

Günümüzde ailelerin çocukları için her türlü şeyleri planlayarak önlerine koyarak hayata hazırladığı ülkemizde bu hikaye belki de çok ütopik.

İnsan çocuğunu korumaz mı, göz göre göre tehlikeye atar mı deriz belki de.

Biz aileler olarak koruyucu ve kollayıcı olmayı bir ebeveynlik rolü olarak görüyoruz ancak bu son derece yanlış bir zannediş.

Haberin Devamı

Çocuklarımızın güvenliklerinden sorumluyuz ancak onların koruyucuları olmamalıyız.

Onların nasıl kendilerini koruyacaklarını öğretmeli ve gerekli bilinci kazandırmalıyız ama fiilen onları koruma güdüsü onlar için çok büyük tehlike.

Özellikle büyük şehirlerde yaşayan ve özellikle çalışan kesim çocuğuna olan ilgiyi koruma güdüsü üzerinden yaşıyor ve bu da maalesef “yetersiz” çocuklar yetiştirerek çocuklarımıza zarar vermemiz anlamına geliyor.

Bir ebeveyn olarak ebeveynlik idealimizi ortaya koyarak, o ideali gerçekleştirecek değerler üzerinden çocuk yetiştirme yolunu izlemeliyiz.

Örneğin bir ebeyenlik ideali şu olabilir; ”kendi ayakları üzerinde durabilen bir çocuk yetiştirmek”

Bir çocuğun kendi ayakları üzerinde durabilmesi ve hayatla kendi başına baş edebilmesi için gereken değerler ise güven, özgüven, dürüstlük, çalışkanlık, sevgi, saygı vb sayılabilir. Bu ideale sahip ebeveyn ise bu değerleri çocuğunda inşa edecek şeyleri yaşatır ve çocuğuna kazandırır. O çocuk yetişkin olduğunda “kendi ayakları üzerinde durabilir” böylece ebeveynde idealini gerçekleştirmiş olabilir.

Haberin Devamı

Malala’nın babası belgeselde diyor ki ”ben çocuktum, beni neden korumadın baba derse” diye korktum… O zaman Malala Malala olamayacaktı ve şimdi en az 2 çocuk sahibi bir kadın olarak yaşamını sürdürecekti, kendisi dışındaki birilerine fayda sağlamak yerine…

Ebeveyn olarak siz nasıl bir yol seçiyorsunuz?

Ebeveynlik idealiniz ne?

https://www.instagram.com/farkyaratanannebaba/