Sandığınız gibi değil..
Çocuk işçilerden ya da çocuklarını işe götüren ebeveynlerden bahsetmeyeceğim.
Basbayağ; ,sales maneger, marketing maneger, kurumsal iletişim direktörü, finans müdürü, SAP & Tahsilat Sistemleri Kıdemli Analisti, gibi ünvanlara sahip koca koca çocuklardan bahsedeceğim.
Eric Berne tarafından geliştirilen Transaksiyonel Analiz kişinin düşünebilen ve karar verebilen bütün bir varlık olduğuna ilişkin felsefeye ile her insanda 3 tür benlik durumunun varlığından bahseder. Ebeveyn benlik durumu: Öğrenilmiş yaşam kavramı, (Uyarılar, kurallar, kanunlar )Çocuk benlik durumu : Hissedilen yaşam kavramı, (Duygular ) Yetişkin benlik durumu : Düşünülen kavramlar ( Öğrenilenlerin test edilip keşfedilmesi) hepimiz dış dünyayla iletişim halindeyken bu üç benlik durumundan birini seçeriz.
Bir insanın çocuk benliği ile hareket ettiğini öz yönetim yapamadığı kıskançlıklarından, duygularını kontrol edememesinden, tutturmalarından ,en iyi benim, en doğru benim, ben hata yapmam, benim suçum değil, ben mükemmelim, ben haklıyım, tarzındaki gerçeği göremeyen konuşmalardan anlayabiliriz. Ayrıca küsen, kıskançlıklar yapan ve duygularını yönetemeyenler çocuk benlikleri ile yaşıyor demektir.
Ebeveyn benlik ise akıl veren, yargılayan, suçlayan, nasihat eden, koruyan, kollayan, üstten konuşan ,eleştiren bir tutum sergiler.
Yetişkin benlik ise mantıksal ve kontrollüdür. Diğer benlik türleri içinde arabulucudur.
Şu anda şirketlerde yetişkin bedenlerinde çalışan daha çok çocuk benlikleri ile yaşayan ve iş yapmaya çalışan koca koca çocuklar var.
Bunlar bu hale nasıl geldi diye sormama gerek var mı?
Şu an havalı ünvanları olup çocuk benlikleri ile yaşadığı için mutlu olmayan, arayış içinde olan, kendisini eksik ve tamamlanmamış hisseden mutsuz bireylerin çoğu sağlıklı ve dengeli bir bakış açısına sahip olamadığı için “bunu bana nasıl yapar” diyerek denge sağlayamayan bir yaklaşımla yaşıyor.
Bu durumdaki kişilerin nasıl yetiştirildikleri ile ilgili bir araştırma yapsak büyük ihtimalle, merkeze alınmış, korunmuş kollanmış, yalıtılmış, tüm hataların ve kusurların dış dünyada bulunduğu bir yaklaşım ile “ağlama kızım”, ”ağlama oğlum” diye büyütülmüş çocukluklar çıkacaktır. Bu çocuklar yaşama dair sağlıklı ve gerçek bir algılama gerçekleştiremedikleri için dünya kendi etrafında dönüyormuşçasına yaşadıklarından iş ortamlarında kendi kontrolleri dışında gelişen olay ve durumlar için bildikleri baş etme mekanizmaları ile çözüm bulmaya çalışıyorlar ancak bulamıyorlar.
Çocuklar bunları biz anne babalarının onlar için yarattığı dünyada öğreniyor. Hiç bir anne baba bunu kötülük olsun diye yapmıyor elbet ama sonuç baş etme mekanizmaları olmayan bedeni büyümüş ama benliği daha çok çocuk kalmış kişiler oluyorlar. Ve bunu biz yapıyoruz.
Şimdi sormak istiyorum;
Çocuğunuzun başına gelen negatif bir durumda siz nasıl davranıyorsunuz?
Örneğin; ayağı takıldı düştü.. Ne yapıyorsunuz? “masaya vurup, ııhh ıhh diye bak, ona cezasını verdim sen üzülme ağlama hadi susus “mu diyorsunuz.. ya da almak istediğiniz oyuncak, kıyafet vb için ağlamasına engel olmak için başka rüşvetler mi veriyorsunuz? Benim kızım çok akıllı, benim oğlum çok yetenekli diye sürekli onları güçlendirdiğinizi düşünerek, zararlı bir bakış açısı mı kazandırıyorsunuz..
Ohio State Üniversitesi ve Amsterdam Üniversitesi'ndeki araştırmacıların, 7-11 yaşları arasındaki 565 çocuk ve anne-babalarıyla yaptıkları araştırmanın sonuçları oldukça ilgi çekici. Buna göre çocuklarına sürekli özel olduklarını, diğer çocuklardan daha üstün olduklarını söyleyen ebeveynler çocuklarda narsistik özellikler gelişmesine neden oluyor.
Bu çocuklar büyüdüklerinde aynı ilgiyi görmediklerinde ya da istediklerini alamadıklarında, yapamadıklarında ne oluyor dersiniz?
Çocuklarınız için yapacağınız en iyi şey dengeli ve çocuğunu gerçek dünyaya hazırlayan bir ebeveyn olmanızdır.
Şu sorular size yardımcı olabilir;
- Çocuğumun istekleri karşısındaki tutumum ne?
- Çocuğumun duygularını yaşamasına ve baş etmesine ne kadar izin veriyorum?
- Çocuğumun hayatının ona ait olduğu hakkında ne kadar farkındalığım var?
- Şimdi çocuğuma her açıdan destek olabilirken, yanında olamadığımda zorlanmasın diye şimdi neyi kabul etmeye ve yapmaya hazır olmalıyım?
- Gelecekte nasıl bir birey olmasını arzu ederim? Ona uygun davranıyor muyum?
Ebeveyn koçluğu atölyelerimizde yaptığımız bu tip uygulamaları siz de yaparak farklı bir bakış açısı kazanabilirsiniz. Biraz emek ve çaba ile daha doğru davranabilmek mümkün.
19 Kasım cumartesi günkü Ebeveyn atölyesinde bunları da uzun uzun konuşuyor olacağız.
http://www.neslihanerdogdu.com/atolyeler-2/atolyeler/ebeveyn-koclugu-atolyesi/
https://www.facebook.com/events/1841869562717438/
Sevgiyle kalın..