Geçip giden zaman için üzülüyorum...

Bu aralar zamanla ilgili durumlar çıkıyor karşıma… Zamanı öteleyen erteleyen yaklaşımları yakalar oldum.

Bu ertelemeler makro ve mikro düzeylerde ama hep var hayatımızda.

“Dur kızım yemek yapıyorum, sonra oynarız. ”“Yavrum, ütü yapıyorum. Ütüleri bitirip boyama yaparız. ”

“Hele bi temizlik bitsin, sonra parkta oynarız. ” ya da “ Yılbaşından sonra bakarız….”“ Bayram geçsin de….” “Şu sınavı bir atlatalım gideriz. ”“Çocuk okulu bitirsin de…” “Bi üniversite bitsin hele…”

Hem sosyolojik hem de subjektif zaman algılarımız ile neler neler erteliyor ve kaçırıyoruz.

Haberin Devamı

En çok da çocuklarımızın çocukluklarını. “Hayat ileri doğru yaşanır geriye doğru anlaşılır” demişKierkegaard..

Şimdiden geçmişe baktığımda ne çok şeyi ertelemiş, ne çok şeyi ötelemiş olduğumu görüyorum. Hem kendi adıma hem de kızım adına üzülüyorum. “ Geçip giden zaman bir yerlerde bulsam” diyor ya Mirkelam Şarıksında..Keşke bulsak ama bulunmuyor maalesef.

Bunları yazma nedenim zamanı kaçırmış olduğunu düşünen bir anne olarak, henüz kaçırmamış annelerin ya da babaların pişmanlık yaşamamalarına katkı olmak.

Şu an durum belki çok daha da vahim. Şimdi zamanı çalan çok acımasız bir canavar var.Teknoloji. Çocuklarımızla geçirebileceğimiz harika saatleri elimizden alan canavar. Bu canavarın ne kadar farkındasınız diye yazmak istedim. Geçen gün bir yerde denk geldim, henüz bebek. Yaşı dolmamış bir bebeğe annesi telefondan oyun izletiyor, ağlamasın diye. Ulaşım için kullandığım bir araç var,onun sürücüsü Mehmet sürekli telefonu kurcalıyordu bir gün.Ne yapıyorsun trafikteyiz dedim, yeğenle oyun oynuyorum dedi..Oynamazsa ağlıyormuş..Daha 1,5 yaşında olduğunu öğrendim..1,5 yaşında ve online oyun oynuyor amcasıyla..Oynamazsa ağlıyor diye o da trafikte olmasına rağmen oynuyor..Canavarın ne kadar tehlikeli olduğunu fark ettiniz mi?

Bu şekle gelen teknoloji çocuk ve aile ilişkisi mutlaka dikkate alınmalı diye düşünüyorum..Telefonları kurcalayarak geçen zamanda ya da çocukların dijital oyunla geçirdikleri zaman da neler neler yapılmaz.

Haberin Devamı

Bu şimdi zamanın genç anne babalarının fark etmesi gereken çok önemli bir gerçek. Sonra ne oyunlar ne sosyal medyadaki görseller hatırlanmayacak, geriye kalacak tek şey anılar olacak..Anıları ise yaşanmışlıklarla oluşuyor.

“O ağaca nasıl tırmanmıştık”, “bahçede oynarken nasıl da ıslanmıştık”,”boyaları koltuklara sürdüğümüz günü hatırlıyor musun annem ikimizi de mahvetmişti.”,” en çok gol attığım o maçta benimle nasıl gururlanmıştın baba, hadi bir daha anlatsana”,” bir gün Legolarla tam 6 saat aralıksız oynamıştık, ama ne şahane şeyler yapmıştık değil mi?” bunların hepsi yaşanmışlıklarla kurulabilecek cümleler.

Çocuklarımızla neler yaşıyoruz? Bunları yaşarken hayatla ilgili onlara neler kazandırıyoruz? Bizden neleri öğreniyorlar?

Bahçede oynarken çıkan sümüklü böceğe zarar vermemeyi, onu şöylece kenara koyduğumuzu görüp canlıların yaşam hakkına saygılı olmayı öğretebiliyor muyuz çocuğumuza? “Boyaları koltuğa sürdüğümüz için özür dilediğimizi gördü mü eşimizden.”, “en çok gol attığı maçta arkadaşına karşı dostane tavrını da överek, arkadaşlığın dostluğun önemini de öğrenmesine katkı sunduk mu? Leogolarla oynarken sabrı, hayal kurmayı, çalışarak,mücadele ederek başarılı olunduğunu fark ettirdik mi?

Haberin Devamı

Anne babalar olarak çocuklarımızı hayata hazırlayan liderleriz aslında ve onların ellerine verdiğimizi dijital araçların hiç biri bunları yapamaz. Bu nedenle hem zaman denilen acımasız ancak bir o kadarda değerli olan kavramı önemseyerek yaşamaya gayret etmek benim şu an küçük çocuğu olan ebeveynlere tavsiyem..

“Ben ettim siz etmeyin” diyeceğim ve içimi acıtacak ama öyle.. Ben çok çalıştım, fark etmedim ama şimdi üzgünüm. Başkalarının da 15 /20 yıl sonra üzülmesini istemiyorum, hepsi bu kadar.

Her anını şahane anılarla dolduracağınız zamanlar yaratmanız dileğiyle..

www.neslihanerdogdu.com

https://www.facebook.com/erdogduneslihan/?ref=bookmarks

https://www.instagram.com/neslihanerdogdu/