Bir gün, genişçe bir AVM ‘de önümde, 8-9 yaşlarında bir erkek çocuğu ayağında top sektirerek ilerliyor. Top başkalarının ayaklarına doğru gidiyor, dükkânlara doğru gidiyor, çocuk koşup alıyor. Bir ara anne çocuğa seslendi ve “Bak eğer sana birisi burada top oynanmaz falan derse ‘Sana ne?’ de” dedi.
O an başımdan kaynar sular döküldü. Epeydir dert edindiğim ebeveynlik konusuna daha fazla yönelmek, şikâyet etmek yerine elimden geleni yapmaya ve Sayın Doğan Cüceloğlu’nun tabiri ile “etki alanım içindeki yapabileceklerim ”e odaklanmaya karar verdim. Epeydir niyetlendiğim yazma motivasyonum güçlendi.
Fark Yaratan Anne Baba kitabında yazar olarak benim misyonum; sorgulatmak, mevcut durumla yüzleştirmek, çözüm konusunda seçenek yaratmak ve yüreklendirmek, ebeveynleri doğru kaynaklara ulaştırmak ve kitabı ellerine aldıklarından başka biri olarak kalkmalarını sağlamak.
Diyerek yazmaya başladığım kitabım artık okuyucularla buluştu.
Fark yaratmak hoşumuza giden bir kavram ancak nasıl olacağı tamamen bize bağlı yani anne babalara. Olumlu yönde de fark yaratabiliriz olumsuz yönde de. Ben olumu yönde yaratılmak isteneceğine, en azından bilinçli çabanın bu yönde gösterileceğine inanıyorum.
Aslında yeni nesil anne babalar oldukça bilinçli ve meraklı. Teknolojiye de çok hakimler, bu nedenle de bilgiye ulaşmaları çok kolay. Ek besinlere hangi ayda başlanır, uyku düzenine nasıl en kolay geçilir, diş çıkarma süreçleri nasıl kolaylaştırılır, hangi ayda hangi davranışlar beklenir vb bilgilere ulaşmak birkaç saniye. Ve gerçekten de çocukları için oldukça kafa yorup, en doğrusu için çabalıyorlar bu oldukça sevindirici.
İşte ben tam da burada kolay olmayan bir şey yapmaya niyet ettim. O da sormak ve sorgulamakla ilgili.
Bu hızlı yaşam içinde biraz gözden kaçtığına inandığım hatta deneyimlediğim bir nokta var, işte bu noktadan çocuğa bütünden bakmak ve daha gelecek odaklı çalışmakla ilgili “Fark Yaratan Anne Baba”
Şöyle düşünüyorum aslında çocuklarımız bizim topluma “katkımız”. Biz dünyaya getirip, büyütüyor, yetiştiriyor ve topluma kazandırıyoruz.
Bu çok önemli bir sorumluluk ve bu sorumluluğun ne kadar farkındayız diye meraklanıyorum. Yukarıda anlattığım ve bana bu kitabı yazamaya başlatan tutum bu konuda çok yol almamız gerektiğini düşündürüyor açıkçası. Elbette tek örneğim yok, sizlerin de şahit olduğunuz pek çok örnek vardır. Bir çocuk dünyaya geldiğinde çok dinamik süreç başlıyor. Önce süslü püslü, cicili bicili tarafları, sonra bedensel öncelikler geliyor ancak devamı var, sonra sosyal sonuçlar başlıyor ve sonunda bir birey olarak topluma giren çocuğun nasıl birey olarak toplumda yer aldığı bizimle ilgili, yani nasıl bir ebeveyn olduğumuzla.
Sabahları köpek kızım Hera ile dolaştığımız parkta bankların altında öbek öbek çekirdek çöpleri ile içilmiş meşrubat kutularını toplarken bu çocuklar, gençler ya da kişilerin nasıl bir aile ortamında yetişmiş olabileceklerini düşünüyorum. İşte size bir ailenin topluma katkısı.
Ebeveynliğin sadece yedirmek içirmek, giydirmekten ibaret olmadığını anlatmaya ve çok daha bütünsel ele alınması gerektiğini anlatıyorum “Fark Yaratan Anne Baba” kitabımda.
Paylaşmak ve katkı sağlamak dileklerimle.
https://www.instagram.com/farkyaratanannebaba/