Yalçınkaya, bağışıklık sistemini zayıflatan, beden ve ruh sağlığını tehdit eden uyku apnesinin, tedavi edilmediği takdirde kalp damar, diyabet ve karaciğer gibi ölümcül hastalıklara davetiye çıkardığını söyledi.
Apnenin tetiklediği kalp ritmi ve tansiyondaki değişikliklerin yaşamı tehdit ettiğini vurgulayan Yalçınkaya, şunları kaydetti:
"Horlama ve uyku apnesi ciddiye alınmalı, şüphe durumunda hasta dikkatli takip edilmelidir. Bu konuda özellikle evdeki diğer bireylere görev düşmektedir.
Yüksek periyodda horlama, solunum kesilmesi, kesintili uyku, gündüz uyuma ihtiyacı varsa mutlaka uzman bir hekime başvurulmalıdır.
Uyku apnesi tanısında hastaların burun ve boğaz bölgelerinde bu probleme neden olabilecek anatomik bir problem olup olmadığı kameralı sistemlerle ayrıntılı olarak değerlendirilir. Ayrıca hastaların 1 gece hastanede yatırılarak uyku esnasındaki fonksiyonlarının kayıt altına alınması gerekebilir.
Teşhisin konulmasından sonra ise tedaviler arasında ilaç, kilo verme, cerrahi veya solunum cihazlarının kullanımı yer almaktadır."