09.04.2021 - 14:06 | Son Güncellenme:
DHA
Mikroplastikler, 5 milimetreden daha küçük, çevre kirliliğine sebep olan, çoğunlukla petrol türevi olup suda çözünmeyen, düzgün şekilli veya şekilsiz polimerik parçacıklardır.
Plastik bir maddenin milyonlarca parçaya ayrılmasıyla meydana gelen bu mikroplastikler, çevreye verdiği zararların yanı sıra insan sağlığına da ciddi zararlar vermektedir. Mikroplastikler yediğimiz birçok besinde veya kullandığımız birçok eşyada bulunabildiğinden farkına varmadan bu maddeleri yiyor, içiyor ve soluyoruz.
Yapılan çalışmalarda gözle görülemeyecek kadar küçük olan bu mikroplastiklerin deniz ürünlerinde, sofra tuzunda, kişisel bakım ürünlerinde, biberonda, kozmetik ürünlerde, kağıt bardaklarda ve daha birçok besin ve eşyada olduğu tespit edildi.
Türkiye’de de mikroplastikler üzerinde yapılan bir çalışmada 16 farklı marka sofra tuzu incelenmiş ve yapılan incelemeler sonucunda, sofra tuzlarında bu zararlı mikroplastiklere rastlanmıştır. İncelenen sofra tuzları, farklı su kaynaklarından elde edilmiştir.
Raporda en yüksek mikroplastik partikül sayısına deniz tuzunda rastlanıldığı belirtilmiş, deniz tuzunu göl ve kaya tuzlarının takip ettiği belirtilmiştir. Raporda aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen yetişkin bir bireyin günlük alması gereken tuz miktarının 5-6 gramı geçmemesi fakat bu miktarın Türkiye’de 15-18 gram kadar olduğu belirtilmiştir.
Buna göre Türkiye’de insanların, tuz tüketiminin daha az olduğu diğer ülkelere kıyasla çok daha fazla mikroplastiğe maruz kaldığından da bahsedilmektedir.
Mikroplastikler en fazla karaciğer, böbrek ve dalakta birikiyor. Yapılan çalışmalarda bu mikroplastiklerin vücuda zararlarından bahsedilse de asıl zararın yıllar içerisinde oluşarak farkına varılabileceği belirtiliyor.
Özellikle bazı plastiklerde kullanılan maddelerin obezite, insülin direnci, astım, doğum kusurları, üreme ve sinir sistemi bozuklukları gibi hastalıklara yol açtığı da yapılan çalışmalarda bildirilmiştir.
Aynı zamanda Tip 7 denilen bisfenol içeren plastikler, östrojenik etkiye sahip olduğundan erkeklerde erken ergenliğe girme, meme büyümesi, pankreas bozuklukları ve tiroid bozuklukları gibi birçok hastalığa da neden olabilmektedir.
Tuzlardaki bu maddeleri tüketicilerin anlaması mümkün değil. Tuzların etiketinde hangi maddelerin ne kadar miktarlarda bulunduğu üreticiler tarafından mutlaka belirtilmeli, aynı zamanda tuzun içeriğinde bu mikroplastiklerin olup olmadığı kayda geçmeli ve tuzların analizleri yapılmalı ve analiz sonuçları tüketiciler ile de paylaşılmalıdır.