Kilo problemleriniz varsa veya bu konudan muzdarip kişiler tanıyorsanız, klasik diyetisyen tavsiyelerini de mutlaka duymuşsunuzdur: Sabah kahvaltı etmelisin, günde 3 ana + 2 ara öğün yemelisin (3 ara öğün tavsiye edenler de var), sabah kahvaltısını şu saatte öğlen yemeğini bu saatte akşam yemeğini şu saatte yemelisin, kesinlikle öğün atlamamalısın… gibi pek çok zorunlu rutini hayatımıza koymaya çalışırlar. Hayatımda hiç diyetisyene gitmedim ama gidenlere verilen tavsiyelerden ve menülerden edindiğim izlenim hemen herkese aynı şeylerin söylendiği ve kişilerin hayatlarının kesinlikle göz önünde bulundurulmadığı yönünde. Her türlü sistemde olduğu gibi beslenmede de herkes aynı kalıba sokuluyor. Tabi saçma sapan yemek yiyerek, abur cuburlar peşinde koşarak kilo aldıysanız ve sağlığınızı tehlikeye attıysanız, belli bir süre bu klişe diyetisyen tavsiyelerine uyup kilo verebilirsiniz. Peki ya sonra? Sizin kalıbınızın diğerlerinkinden farklı olabileceğini hiç düşündünüz mü?
“Ne kadar ve ne zaman yemek yemeliyim” sorusuna cevap vermek çok kolay değil. Çünkü hepimizin yaşayış biçimi, sağlık durumu farklı. Masa başı işlerle, koşturmalı işler farklı miktarda yemek yemek gerektirir. İlaç kullanan birisiyle, kullanmayan birisi aynı sıklıkta yemek yemez belki. Kadınlar şu kadar kalori almalıdır, erkekler şu kadar kalori almalıdır diyemeyiz. Bu işin matematiği yok; 2X2=4 değil. Size bunu dayatmaya çalışan kişi ve kuruluşlardan uzak durmanızı tavsiye ederim.
Kimimiz sabah kalkar kalkmaz aç oluruz ve kahvaltı etme gereği duyarız. Kimimiz öğlene doğru ancak acıkır. Bazıları günde 3 öğün yemek ister, bazıları 1 öğünle doyar. Maalesef yemek endüstrisi bize aç olmadığımız halde yemek yemeyi öğretiyor ve sürekli açlık hissi yaratıyor bizim için; üstelik çocukluğumuzdan başlayarak. Bir günde maruz kaldığımız mesajları düşünün bir; televizyondaki gizli ve aleni reklamlar, dergilerdeki ürünler, internetteki görseller ve videolar.. herşey ama herşey suni bir açlık hissi yaratma amaçlı.
Günde Kaç Öğün Yemeli
Yemek yemek aslında fizyolojik bir ihtiyaç ama günümüzde sosyal bir alışkanlık haline dönüşmüş durumda. Örneğin iş yerinde öğlen aç olmadığınız halde arkadaşlarla vakit geçirmek için çıkıp yediğiniz oldu mu hiç? O zaman duygusal yemek alışkanlıklarınıza dahil edilmiş.
Gerek eski Yunanlılar, gerek Romalılar, tek öğün yermiş aslında. Bunlara savaşçılar da dahil. Romalılarda sabah kahvaltısı, ki bu oruç bozmak aslında (bütün gece yemek yemeyen vücut oruç halindedir ve kahvaltı yani “breakfast” orucu kırmak anlamındadır), bir bisküvi bir-iki incirden oluşurmuş ve asıl yemek akşam yenirmiş sadece. 3 öğün yeme kuralı fizyolojik ihtiyaçlar değil, ekonomik gelişmeler doğrultusunda ortaya çıkmış. Halen bazı kültürlerde 2 öğün yeniyor. Batılı kültürlerde de kısa süredir intermittent fasting #if denilen fasılalı oruç ile tekrar 2 öğüne dönülüyor (bu konuyu başka bir yazıda detaylı anlatacağım). Eğer siz de “Ay hadi yiyeyim de aradan çıksın” diye düşünüyorsanız, aç olmadan yemek yiyenlerdensiniz demektir. Belki de daha az öğün yemeyi deneyebilirsiniz.
En Önemli Öğün
Çoğu diyetisyen günün en önemli öğününün sabah olduğunu savunur ve sıkı bir kahvaltı önerir. Bazıları öğlen güçlü yenmesi gerektiğini düşünür. Yine burada da genel bir kuraldan bahsetmeyeceğim aslında. Ama belki daha önce aklınıza gelmemiş bir noktanın altını çizeceğim. Yemek yediğimiz zaman ardından sindirim başlar ve enerji gerektirir bu. Sindirim organlarına kan gider ve diğer organlarda azalır. Eğer yemeğin ardından çalışmanız gerekiyorsa, beyniniz ve/veya kaslarınız da kana ve enerjiye ihtiyaç duyar. Vücudun her yerine aynı anda daha fazla kan pompalanamaz, enerji aynı anda birkaç iş için kullanılamaz. Örneğin hayvanlar yemek yedikten sonra dinlenir ya da uyur. İş yerinde öğleden sonra ağırlaştığınızı ve uykunuzun geldiğini hisseder misiniz? Nedeni öğlen yemeği.
Dolayısıyla akşam yemeği, belki de en kuvvetli yemek olmalı (saat 22’de yiyin demiyorum dikkat!) Fizyolojik olarak bakarsak, sindirim uyku sırasında daha etkindir. Çünkü enerjinin tamamı sindirim için kullanılır, duygusal olarak sindirimi bozacak sıkıntı olmaz. Şunu deneyebilirsiniz: (3 öğün yenilecekse) Sabah bir-iki meyve, öğlen bir salata akşam da normal yemeğiniz. Bakın bakalım kendinizi nasıl hissedeceksiniz, işinizde daha etkili çalışabilecek misiniz?!
Öğün Saatleri Ne Olmalı
Fransa’da fast-food hariç, 12-14 dışında açık restaurant bulmak zordur. Keza akşam 19’dan önce servis başlamaz. Bu kalıplar ne kadar doğru tartışılır. Benim tavsiyem aç olunca yemek. Üniversite’de çalıştığım yıllarda öğlenleri acıktığım saatte ofisimde sadece meyve yerdim. Size de aynısını tavsiye ederim. Öğlen tatilinde aç değilseniz, arkadaşlarınızla çıkıp sadece hava alabilir ve ofis ortamından uzaklaşabilirsiniz. Biraz yürüyüp kaslarınızı rahatlatabilirsiniz. Kurulu bebek gibi yemeğe gitmek zorunda değilsiniz. Akşam yemeğini yine dilediğiniz saatte yiyebilirsiniz. Kimisi 18’den sonra bir şey yemez ve kendini iyi hisseder, kimisi 21’de bile yese sorun yaşamaz. Burada sadece şu belki kural olmalı; yemek yedikten sonra artık atıştırmayı bırakın. Yani sürekli bir şey yemeyin. Biz maalesef televizyon karşısında atıştırmadan yapamayan bir toplumuz. İşte bunun önüne geçmek sağlığınız için iyi bir adım olacaktır. Yani yemeği 20’de yemek sorun değildir ama bundan sonra 22’de çerez, meyve yemek büyük sorundur.
Bu önerilerin herhangi bir sağlık sorunu yüzünden uygulamanız gereken özel bir beslenme şekli olmadığı durumlarda uygulanması gerektiğinin altını çizmekte yarar görüyorum.
Kıssadan hisse: vücudunuzu dinleyin, sürekli yemek yemeyi düşünmeyin.
Instagram: @celinaylasaglikliyasam