Yaz aylarının aşkla ne ilgisi var, aşk her mevsimde güzel tabi ama dopamin köprüsü yaz ile aşkı bağlıyor işte, gelin bunu konuşalım.
Soğuk kış aylarının aşkla ilgili motivasyonu başkadır. Dopamin reseptörleri kış aylarında sarılarak uyumanın sinyallerini çakar insana. Ancak kış ayları yine de yaz kadar dürtmez insanı aşk için. Çünkü havalar kapalı, ruhlar biraz miskinliğe meyillidir. Hatta kimi pijama-battaniye-film üçlüsünü yalnız yaşamayı bile seçiyor olabilir. Kış aylarındaki ilişki ve flörtlerin ise süresi yaz aylarının sıcak dürtüsüne rağmen yaza göre daha uzundur. Yani “hava soğuk, sarılmaya başlayacaksak kış uykusuna birlikte dalalım” der gibidir insan benliği.
Gelelim yaz aylarının nasıl bir dopamin salgıladığına. Dopamin reseptörlerimiz olmasa ne yapardık! İyi ki varlar kendileri, hayattan haz almak, serotonini alttan alta dürtmek ve aktiviteler için itikleyici gücümüzdür. Şimdilerde yaz göz kırpar kırpmaz sosyalleşme arzularımız, tatil planlarımız ve flört güdülerimiz bizi çoktan sallamaya başladı bile. Her duyguya, döneme ve mevsime göre bir motivasyon üreten dopamin reseptörlerimiz bizi daha keyifli bir yaza hazırlıyor, hayallerden hayallere atıp tutuyor. İyi tarafı bu elbette ki ama hipofiz bezi ve dopamin reseptörleri açlık boyutunda sinyal veriyorsa acelecilik ve mutsuzluk yaratabilir. Yani hemen tatile gitmek, sevgili bulmak gibi acele duygularınız varsa biraz dizginleyip beyin dürtülerini doğru ayara getiriniz :)
E yaz gelince güneş daha çok hayatımızda yer ediyor. Güneş, doğa, hava güzelliği bir kere tek başına serotonin yükseltiyor, serotonin yükselince insanda dopamin reseptörlerinde motivasyon artışı başlıyor ve başka istekleri daha güçlü bastırıyor. En türkçesi “kanımız kaynıyor”. Vücut ısısı yükseliyor ve vücut esniyor, böylece hipotalamus daha pozitif ve cesur komutları ileri sürüyor bu motivasyonla.
Hava sıcaklığının bizi aşka itebilecek etkide olması ne büyük şakacı gerçeklik değil mi? Ancak yaz aylarının kış aylarına göre aşk enerjisini artırması daha yüksekken flörtlerin süresi ve evreleri kış aylarına göre pek parlak sonuçlar vermiyor. Sanki kış uykusuna yatmış ruhlar ilişkiler konusunda kilitli kaldığı yerden çıkmışçasına daha büyük açlıkla hareket ediyor ve tek odakta kalamıyor. Yaz tatilini biriyle geçirme isteğinin ilkel güdüsü, birden fazla seçeneği değerlendirme ve en iyi adayı bulma arzusu (mükafat sisteminin bize emri), serotoninin doğal yükselişi ile gelen bireysel özgürlük arzusunun da baş kaldırışı biraz işleri zorlaştırıyor.
Aslında tüm bunların içinde ve dışında ilişkiler konusundaki genel enerjilerimiz sonuçları belirliyor. Genel olarak ilişkiler konusunda nasıl biriyseniz, yaz aylarının getirdiği dopamin motivasyonu, serotonin yükselişi sizi diğerlerinden ayıran etkileşimi verebilir. Aç mısınız tok mu, çok mu güneş yediniz başınıza, yoksa gölgede mi kalmayı seçiyorsunuz, kaçmak mı güdünüz yoksa aşk mı arzunuz, buna göre şezlonglarda yerinizi alabilirsiniz?
Geriye bir tek pandeminin yorgunluğundan biraz çıkmak, daha güvenli sosyalleşebilmek ve tatil isteğinizi belirler gibi ilişkiler konusunda gerçekten ne istediğinizi belirlemek kalıyor. Neden mi diyorum, siz belirlemezseniz dopamin ve serotonin güzel şeyler yapıyorum derken kafanızı karıştırabilir. Her şeyi beyninize bırakmayın, o tek başına ultra zeki değil. Bu yaz onunla birlikte planlar yapmaya ve ortak akılla hareket etmeye ne dersiniz?
Güneş kalbinizi en güzel sıcaklığıyla öpsün ve aşkı kondursun dileğiyle…
Betül Yergök
İnstagram: @betulyergok
Youtube: @mentalizasyon