Ömür içinde ve günün içinde bile en ufaktan en önemlisine kadar hepimiz bir şeyleri oldurma çabası gösteriyoruz ve hayal ettiğimiz “ben hali”ne varmaya çalışıyoruz.
Zengin olmak, başarılı olmak, sevilen ya da değerli biri olmak genel olan “olma çabalarımız” ve bunun gibi iş ve özel hayatta bir şeyleri oldurma çabamız çokça.
En başta “olma çabası”nı kıymetli bulurum, ilk hali için. İyidir, insanı kendine baktıran ve insana gelişim ve değişim için motivasyon veren tetikleyicidir ama o haliyle sürdürebilsek keşke tabi.
Ancak “olma çabası” dediğimiz şeyi de “oldurma çabası” denen savaşı da iyi ayarlamak gerek. Bir kere bastırdığın hiçbir yerden verim alamazsın. Bir toprağa tohum attığını düşün, bu toprağı doğru zamanlamalarla sularsın ve filiz mevsimini bekler biçersin. Ektiğin toprağı fazla sularsan ya da gidip toprağın üstüne basarak tepinirsen verim alamazsın. Hayatta böyle, ekmeyi, sulamayı ve beklemeyi bileceksin! Doğru araçları, mevsimi, şartları bileceksin. Su arkının yolunu değiştirmen gerekir değiştirirsin, yağmur bastırır gidip yol açar su birikiminden arındırırsın. Eğer hayal ettiğin kişi olmak istiyorsan ya da hayatında bir şeyi veya birini oldurmak istiyorsan da aynı yoldan gideceksin.
Kendine bakacak ve neler yapman gerektiğini bilecek, onları keyifle severek yapacaksın. Hayıflanmayacak, isyan etmeyecek, sabırsızlanmayacaksın. Sonrasında da kendine, bir başkasına ya da hayatın zamanına baskı uygulamayacaksın, tepinmeyeceksin kendi üzerinde yani.
Başarılı mı olmak istiyorsun, kendini heder edip köle olduktan sonra “benden faydalandılar, deli gibi çalıştırdılar” demek istemiyorsan, doğru oranda çalışıp sadece işini iyi yapacaksın. Bir adamı ya da kadını hayatında var etmek isteyip ısrarcı olduktan sonra “hakkımı yedi, değersiz ve kullanılmış hissediyorum” demek istemiyorsan sevecek ve ulaşmak için gerektiği kadar emeği sarf edip arzunun olması için beklemeyi bileceksin. Popüler olmak mı istiyorsun, yöntemleri deneyecek ve zamanın cevabını bekleyeceksin; bir paylaşımla viral olmak şanstır, olmayınca şanssızım demekse akılsızlık!
Olma çabası bir şey ya da biri olma çabamızdır, bu bir yol yani; öyleymiş gibi davranmayacaksın mesela. Öyle sanmayacak ve öyle sanılmasını ummayacaksın, olma çabasının insanlar tarafından hemen anlaşılan en aleni davranış olduğunu da hiç unutmayacaksın. Olmaya çalışacaksın yani, “oldum” ya da “olmuş gibi görünüyorum” olmaz hikayede, patlarsın bir süre sonra dışarıda ya da kendi içinde.
Kendinden emin olmanın ötesinde “ne istediğinden” emin olacaksın. Olma ve oldurma çabandaki “gaye”yi aklında tutacaksın bir kere, bu gaye senin elindeki meşale. Bundan emin olursan öyle davranabilir ve güçlü adımlar atabilirsin. Örneğin bir adamı ya da kadını hayatında istiyorsan, türlü oyunlarla zaman öldürmek ve karşı tarafa sapık gibi görünmek yerine duygularını ve beklentilerini söyleyeceksin belki de. Dimdik durup kütür kütür isteklerini masaya koyabileceksin. Hem baskın olmayacak hem tohumu öldürmeyecek hem karşı tarafa oldurma çabanı belli etmeyeceksin böylece. İnsanlar anlıyor arkadaşlar, oyunlara gerek yok en istekli ve güçlü halinizi giyinin üzerinize.
Gayen ne ise onu hep elinde tutacak ve göreceksin, bazen de onu sorgulayacaksın. “Bunu ne açıdan istiyorum, şartlar şuan ne” diyeceksin. İlişki istiyorsun mesela ve birini zorluyorsun, bir baksan o kişide kabul edemeyeceğin mutsuz davranış modeli var veya aslında istemiyorsun ve bunu görebileceksin. Bir iş yapmaya ve oldurmaya çalışıyorsun ama aslında o sen değilsin, onu yaparsan mutlu olmayacağını bakarsan da görebilirsin. Arzuna bakarsan hala altı açık mı sıcak mı yakın mı bileceksin. Egonu, öyle görünme hatalarını, baskılarını veya düzeltmek için fırsatlarını görebileceksin.
Olma ve oldurma çabası bir yol ve yola gayedir, yolu da gayeni de seveceksin.
Betül Yergök
İnstagram: @betulyergok
Youtube: @mentalizasyon