İstek üzerine kaçıngan bağlanma konusunu yazıyorum. İstek geldi ama en iyi bildiğim yerden geldi. Bu yüzden çok iyi tarif edebilirim ve sadece tarifle kalmaz ne düşünmeniz ve ne yapmanız gerektiğini de der, kaçarım.
Yakın zamanda en ilginç dozunu yaşayan bir flörtüm olmuştu. İki yıl içinde sanırım en az 5 kez istemediğim halde üstün bir çabayla tekrar beni görüşmeye ikna edip, görüşürken her seferinde kaçıp gitmişti:) En sonunda yakalamıştım kaçıngan bağlanan bu arkadaşımızın travmasını. Boşanması onda “ilişkiler başarısızdır” yönünde bir algı oluşturmuştu. Ardından anne ve babasının ilişkisinde de birbirinden memnuniyetsizlikler olduğunu hatırladım. Hem aile modelinde hem de kendi ilişkilerinde, bağların mutluluk vermediği yönünde inanışı vardı. Hem beni hayatında istiyor hem de gidip aylar sonra gelebilmeyi umuyordu. Umarım ben de bir daha ondan bahsetmem:) Şaka bir yana, haydi çok bilimsel takılmadan kısa başlıklarla anlatalım:
Kaçıngan Bağlanma neden ve nasıl oluşur?
Kaçıngan bağlanma, bağlanma türlerinden sayılır ve genel olarak çocuklukta gelişen, daha çok anne-baba ile olan ilişki üzerine oluştuğu belirtilir. Aslında hepimiz için sevgi dolu ya da resmi, temasla iletişim ya da konuşkan olmama gibi aile içi sevgi ve iletişimin şekli bizi de aynı şekle sokar. Ancak kaçıngan bağlanan kişiler için iletişimsiz, resmi ya da sevgisini hissettiremeyen ebeveyn figürü, anne-baba arası ilişkideki kopukluklar daha etkilidir.
Ancak sadece çocukluktan gelmez bu kaçınganlık durumu. Sevdiği birini kaybetmek, çok sevip reddedilmek, ayrılmak, boşanmak, ebeveynlerin boşanması gibi köklü bağ kopuşları da çocukluk dışı dönemlerde travmalara neden oluyor ve kaçıngan bağlanma sonucunu doğuruyor. Bu yüzden mutlaka sonradan da olsa ilişkilere ya da karşı cinse güvensizlik hissettiği, kaybetme korkusunun tetiklendiği bir durum yaşamıştır. Şimdilerde özgürlük düşkünlüğü, sorumluluktan kaçınma veya ıssız takılma durumları bir tercihtir, kaçıngan bağlanma ile karıştırmayın. Kaçıngan bağlanan ya da bu duygu durumda olmayanların tercih ettiği yalnızlık modelidir. Bir yaşam şeklidir ve bu yaşam şekli günümüzde ilişkisizliği tercih etmeye neden olur. Ancak dediğim gibi kaçıngan bağlanma ile karıştırmayın.
Kaçıngan Bağlanma bir hastalık mı?
Bu bir hastalık değil bir köklü davranış modelidir.
Kaçıngan Bağlananların en temel özellikleri?
Issız adam filmi bunu tam olarak anlatsa da kaçıngan bağlanan kadın/erkek, karşı cinsten bütünüyle kaçabilir ya da kaçmayabilir, flörtöz olabilir. Sadece kendinde ya da karşısındaki kişide bağlanma ya da duygu belirtisi hissettiği anda uzaklaşır. Güçlü, kendine güvenen veya değişken tavırlar sergileyen kişilere kaçıngan bağlanırlar. Yani bu tip kişilere çekilirler ama aynı zamanda da hep aynı sebepten de kaçarlar. Bu kişilerle ilişkinin başı ve sonu yoktur. İlişkinin adı da sonu da bir türlü konulmaz. Tekrar dönebilme ihtimaline kapıyı açık tutup gitmek ister ve kesin tekrar iletişim de kurar. Karşısındaki kişiden ilgi ve duygu görmek ister ve hatta bunun için uğraşır ama görünce de özgürlüğüne müdahale sayar ve gider. Genelde seyrek iletişimde olmayı seçer. Hatta bunu, bu yaşam şeklini korumak uğruna da bilinçli yapar (bu bilinçli durumuna dikkat verin). İletişimi ve ilişkiyi bitirmişse, aslında bağlanmaya başlamıştır ve bu yüzden kaçmıştır.
Kaçıngan Bağlananlara bağlananların başına gelenler?
Bu duygu durumda bulunan birine karşı bir şey hissettiyseniz mutlak surette yüzde yüzünüz vazgeçememişsinizdir. Duygu değil takıntı olmuştur en kötüsü. Çünkü size olmadık yere, bu durumu çözme hırsı vermiştir. Aynı zamanda aslında bağlandığını ya da duygusu olduğunu da gördüğünüz için “neden bu ilişki olmasın” diye oldurmaya çalışmışsınızdır. Ya onu çözmeye, anlamaya, ya onun kendi kendine size olan duygularını anlamasını sağlamaya ve kavuşmaya dair kürek çekmişsinizdir. Fırsatınız olsa belki onun bu algılarını değiştirebilirsiniz ama buna da fırsat vermez. Ve %95iniz bunu başaramamıştır. Kalan %5 ise denk gelmiştir diyelim:)
Ne yapmalı?
Bir gün duyarsınız evlenmiş ya da mutlu bir ilişkisi var. Nasıl sinirlenir nasıl üzülürsünüz, neden sizinle olmadı diye bile öfke duyarsınız. Halbuki durum öyle değildir. Kaçıngan bağlanan kişilerin “bir anlık boşluğuna geldi” bile denilebilecek kararları vardır. Aslında zaman zaman bu kararlara gelir giderler ve bu geçiş çok kısa sürer. Yani kendi duygu durumlarının farkındadırlar ve zaman zaman bundan çıkmak isterler. Bu düşünce geçişine ya da değişme arzusu anına denk gelirseniz ve onun kaçmasını tetiklemeyecek, güçlü durmayan ya da ciddi duygu vererek panik yaratmayan biri olursanız bir anda bir ilişki ya da evlilik bile başlayabilir.
Önemli olan böyle bir kişiye duygularınız varsa bu bir anlık boşluğu beklemek ya da az biraz ruh hastası gibi aynı modelde davranmaya çalışmak, yapabileceğiniz ya da başarabileceğiniz bir şey mi, buna karar vermeniz.
Zaman ve hayat %5 ihtimalin peşinde koşmaya kıyasla çok daha değerli. Ben çok kez gördüm hem kendimde hem çevremde. En az iki kez kaçan, ikiden de fazla kez kaçacaktır. Bu yüzden ya onun gibi kaçıngan takılmalı (başarabilirseniz) ya da gerçekten bu türlerden kaçmalısınız.
Acı bir gerçeği not ederek kaçıyorum huzurunuzdan: Kaçıngan bağlananlar “bilinçli” bir şekilde haftalarca iletişimsiz ve uzak durabilirler. Şahsen ben artık, bunu bilinçli ve kasten yapıp başarabilen birinin artık dönmesini bile istemem. Zaten bu durumun benle de ilgisi yoktur, hiç üstüme alınıp egoma zeval getirmem:) Şaka bir yana daha önce bir yazımda da demiştim, kaçmasını engelleyecek kadar sevgisi güçlü gelmemişse, iyi yolculuklar dilerim kaçıngan bağlanan her ıssız kişiye…
Böyle biri sadece “kesin bir kararla” dönerse senindir, yoksa zaten o kendinde bile değildir:) Bu yüzden “kaçıngan bağlanana bağlanmaktan kaçının”.
Betül Yergök
İnstagram: @betulyergok
Youtube: @mentalizasyon