Hep bir biçimde, bir konuda ya da bir ortamda kendimizi gösterme çabamız dürtüsel olarak devreye girer. Olmaz demeyin olur!
Gösteriş meraklılarını doğrudan es geçelim ama kendine en çok güvenen insanın bile kendini gösterme çabasına kapıldığını kabul edelim. Çünkü üstün insan modeli bile olsanız bu dünya mozaiğinde mozaiğin hangi parçası olduğunuzu belirtmek, fark ettirmek ya da ortaya koymak istersiniz. Bu rollerin gereğidir.
Sevdiğimizi ya da en ufak beğenimizi göstermek ve bazen de tam tersi hislerimizi belli etmediğimizi göstermek isteriz. Flörtün başında şaka yapıyorsa şakasına güldüğümüzü, esprili olduğumuzu; karşımızdaki insanı elit bulduysak elit olduğumuzu ya da sinemasever olduğumuzu, okuduğumuz kitabı veya en sevdiğimiz şarkıyı söylemek isteriz. Bazen karşımızdakiyle hiç de alakası olmaz yaptıklarımızın ve sadece onun ilgisini kazanmak için gösteriye başlarız. Çoğu zaman bu gösterme çabasından kaybederiz.
İlişkinin ilk zamanlarında ilgiyi, sahiplenmeyi, desteği, değeri verir, böyle biri olduğumuzu gösteririz. Çoğunlukla da karşımızdaki kişinin de bize aynısını göstermesini bekleriz. Cinsellikte marifetleri ya da tatminleri, fiziksel özellikleri ya da güzellikleri göstermek isteriz.
Şimdilerde ilişkilerde iki gösteri görüyorum, kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı. Erkeklerin bir kısmı yatağından çok kadın geçen, flörtöz ve çok istenen bir erkeği rol almaya meyilli. Diğer bir kesim ise ilişki istemeyen elit bir ıssız adam pozisyonuyla oturuyor masaya. Her iki örnekteki erkeklerin hepsi bunların prim yaptığından çok emin ve haklılar maalesef. Çünkü ulaşılmazı rol biçiyorlar. Kadınların bir kısmı bu erkek modellerine uyum sağlamak için genişlemiş kadın ruhunu yaratıyor, her şeye uyum sağlayabileceğini, ilişkisiz takılabileceğini iddia ediyor ve dahi zafer saydıkları adamların sevgisini değil bir gecesini kazanıyorlar. Diğer bir kesim kadın ise kendine uygun bir eş ya da sevgili bulmak için olduğundan farklı bir mazbut yapı ediniyor. Eğlenmeyi sevdiğini saklıyor, daha hanım hanımcık fotoğraflarla yansıtıyor kendisini. Bu her iki cinsin ikili örnekleri dışında kalan erkek ve kadınlar da işte normal doğru düzgün insanlar diyelim:) İyiler azınlıkta kalmış gibi oldu evet ama öyle. İşin kötü tarafı bu tespite bakınca her iki erkek modeli kazançlı çıkıyorken bu rollerden, her iki kadın modeli de kayıpla çıkıyor ve kadınlar kaybettikçe bu roldeki erkeklerin sayısı artıyor.
Filtrelerimiz bile bizi daha güzel kadın ve erkekler olarak gösterme gayesinde. Beğenilen ve görünen olmak istiyoruz her ortamda, ilgi peşindeyiz yani. Kimi egodan yapıyor, kimi olgunlaşmamaktan ve kimi var olma çabasından. İkili duygu dünyasında da karşımızdakinin bizi alkışlayıp sarılmasını ve aşık olmasını beklediğimizden gösteriye girişiyoruz maalesef.
Acı olan gerçeği söylüyorum, göstermeye ve göstermemeye çalıştığımız her ne varsa çoğu insan içeriği değil doğrudan bu çabayı görüyor. Yani herkes aslında bu rolleri anlıyor, farkında. Kandırdığımızı sandığımız insanlar bize uyum sağlamışsa anlamış ama uyum sağlamak işine geldiği için belli etmemiştir. Benim hayatta en çok utanacağım şeylerden biridir bu, ya sizin için? Açıkçası ben bir rol yaptığımda anlaşılması halinde utanırım, bu yüzden rol yapmamayı tercih ederim ve olduğumdan farklı gösterme çabasına girişemem. Ha bir de “olduğum halimi de göstermem, o da fazla geliyor; bırakalım biri gelsin ve sora sora beni bulsun ruhumda” derim.
Göster’i bitti aşkın, bu farkındalığı görebildiyseniz beni alkışlayın. Ne de olsa bunu da ben size gösterdim:)
Betül Yergök
İnstagram: @betulyergok