Bence günümüzde yüzdesel çoğunlukta herkeste kısmi belirtileri olan bir kişilik, davranış, duygu-durum bozukluğu bu. Histeri ile karıştırmayın benzerlikleri olsa da çok farklı konular.
Histrionik kişiler herkes tarafından ilgilenilen kişi ve ilgi odağı olmaları gerektiğini düşünürler. Bu yüzden de öncelikli beklenti “ilgi görmek”tir, eylemler buna göre, sorunlar da bundan sebeptir.
Boşa demiyoruz “insanın asıl sınavı kendisidir” diye, gerçekten kendi kendimizi zehirleyerek hayatı da bir o kadar zorlaştırıyoruz işte. Zor olan böyle yaşamak, kolay olan ise biraz kendimize bakıp yanlış edindiğimiz duygu ve davranma biçimlerinden vazgeçmek.
Birinin ya da kendinizin histrionik belirtiler gösterip göstermediği şu ana detaylardan anlaşılabilir (DSM V Tanı +):
1- Histrionik kişiler ilgi odağı olmayı çok önemser ve olmadığında aşırı rahatsızlık duyar.
2- Başkalarıyla etkileşimleri ilgi çekmeye yöneliktir, tahrik edici, ayartıcı ya da önemli olduğunu ima eder biçimdedir.
3- Aniden değişen yüzeysel duygular gösterir ve genelde insan ilişkileri yüzeyseldir, ortama göre davranıp menfaat gözetir.
4-Dış görüntüsüne fazla önem verir, bu yönden de kişilerin dış görünüşüne bakışını izler, yorumlar.
5-Ayrıntıdan yoksun konuşur, kendi odaklandığı kısmı öne çıkarır ve bu kısımlarda genelde kendisinin ilgi odağı olmasına yönelik kısımlardır. Ya öyle olduğunu göstermek ya da oldurmak için belirli kısmı öne çıkarır, diğer detayları algılamaz ve unutur, önemsemez.
6-Yapmacık davranır, duygularını abartılı yaşar. Olayları abartarak ilgiyi artırmak veya kendi kendine ilgi odağı olduğunu hissetmek üzerinedir.
7- Manipülatif olsalar da aynı zamanda çok kolay etki altına girerler. Manipülasyona da bir o kadar müsaittir.
8- İlişkilerin olduğundan yakın olması gerektiğini düşünür ama kendisi asla o derece yakınlık hissettirmez, bu sadece karşıdan beklentidir.
Psikanalitik literatürde ebeveyn tutumları, iletişim ve aile ortamı üzerine kaynak nedenler bulunur. Yaşamın ileriki dönemlerinde de duygulardan kurtulmak ya da kendini ifade edebilmek için farklı bir davranış modeli bilemediğinden davranış ve duyguları abartmak üzerine güdülenmiştir.
Detaylı düşünme yönleri olmadıklarından ve kendilerince duygusal davrandıklarından dikotomik düşünme denilen bilişsel açıyla çarpıtmaya meyillidirler. Kendilerince yarattıkları genellemeler, kendilerini değersiz hissettiklerinden kendilerine yönelen tüm davranışları değersizlik kılıfına sokmalar, ani reaksiyonlar, alan terk etmeler, asla kabul etmeme ya da hızlıca kabul etmeler davranışları arasında gözlemlenir.
Kadınlarda borderline kişilik, erkeklerde narsist kişilik olarak yansıması görülebilir.
Bu tür insanları ikili ilişkilerde düzeltmek epey bir zaman ve sabır ister. İlgi gösterseniz de yeterli hissettiremeyebilirsiniz ve sürekli onun cımbızladığı konuları açıklamak zorunda kalırsınız. Hem kadın-erkek ilişkilerinde hem arkadaşlık ilişkilerinde oldukça zordurlar, genelde uzun soluklu gitmez tüm ilişkiler. Yine de kolay etki altına girebildikleri için çoğu kişilik sarmallarına göre bu model kolaylaşabilir. Bu kişiye aslında böyle biri olduğunu ve bunu çözmesi gerektiğini söylesek hemen ikna olabilirler ama gel de söyle söyleyebilirsen :)
Eğer sizde varsa da şuan okurken “evet, biraz olabilir” dediyseniz çok şanslısınız, çünkü bilmek ve bunu diyebilmek yeter bile:) Bu bir hastalık değil, büyürken edindiğimiz bir iletişim biçimi diyebiliriz ve değiştirebiliriz. Nasıl mı, hepsini oku ve bunların ne kadar gereksiz olduğunu düşünerek başla.
Betül Yergök
İnstagram: @betulyergok
Youtube: @mentalizasyon