Geçen gün yine bir düşünce ruhuma işledi: “-rağmen” iyi olmak
Bazı kelimelerin insanlarda değişim yarattığına inanırım, sayfalarca anlatılan düşüncelerden bile güçlü biçimde. Danışmanlıklarımda da aynı şeyi yaptığımı söylerler, ki bunu bilinçli olarak yaparım, işleme ve kodlama tekniğidir çünkü.
Hayatımda da çokça kelime ya da betimleme aynı etkiyi yaratmıştır. Bir zaman önce bir dizide “kaldırabilirim” sözünden çok etkilenmiştim mesela. Güç veren ve her şeyi göğüste yumuşatarak almayı sağlayan bir söz bence. Tabiî ki hoş olmayan olayları sindirilebilmek için bir kapıdır bu söz benim için.
Son bir yılda yaşadığım hikayenin üzerine olanlara rağmen iyi oluşuma dikkat çekmişti sihri veren kişi. Cümle içindeki “rağmen” kelimesine tutulmuştum ben de tam o an. “Rağmen” kelimesi zihnimde oldukça güçlü titreşmeye başladı ardından.
Hayatın içinde her şeyin olduğunu ve olacağını bilerek yaşamak insanı güçlü kılıyor. Olumlu düşüneceğiz diye olumsuza kapalı olmak zorluklar karşısında doğrudan mağlubiyet verebiliyor. İyi ve kötü her şeyin olasılıklara dahil olduğunu bilmek olumsuzu da çekmek ve kabul etmek değildir, bu tamamen hayatı benimseyebilmek ve uyumlanabilmektir. Aksine kaçtığımız ve sevmediğimiz otlar burnumuzda biter, bu yüzden olumsuzluklardan deli divane kaçmanın da bunu yaratacağına inanırım. İşte tam bu nedenle her olasılığı kabul etmeyi doğru sayarım.
Peki ya “rağmen”? Düşünsene bir çok hikayemiz var bir şeylere rağmen yola devam edip yenilerini yazmaya kalkıştığımız. Değişen farklarımız ise “rağmen” durumunda ne kadar pasif ve aktif hızda ilerlediğimiz. Hayatın her olasılığına rağmen iyi olacağına inanmak mesela! İyi olacağına inanmana rağmen olumsuzluklarla karşılaştığında da kaldırabilmen ve hayatı severek onun verdiğini aşmayı seçmen. Mesela olumsuzluklara rağmen gülebilmen hayat şaka yapmışçasına ve kaldıramayacağını düşündüğün halde başarabilmen. Çok istediğin halde hayrına değil belli ki ve bu yüzden isteğinin olmamasına üzülmen ama bir zaman sonra hayra yorabilmen. Sevmene rağmen sevilmemen ya da sevilmeyi istediğin halde sevilmene rağmen aynı duyguyla bir diğerine karşılık verememen. Hepsi hayata dair ve her durumda birbirimizden farklı hallerde devam ediyoruz yaşamaya.
Benim sihrim de son zamanlarda herkesin söylediği gibi bunca dramatik gelişmelere rağmen mutlu olmam ve hayata sıkı tutunmamdı. Dedim ki evet, olay bu, “rağmen” mutlu ve hayat sevdalısı olmak!
Düşünsene birine çok aşıksın, normalde sevmediğin özellikler taşımasına rağmen. İşte hayat da öyle, sevmediğin özellikler, istemediğin olaylar, tasvip ya da tahammül edemediğin insanlara rağmen bir aşk yaşam.
Her şeyiyle sevince her şeyi kolaylaşıyor. Hayatın verdiklerini göğsünde yumuşatmak da filmin içinde ağlatan yerleri unutuverip mutlu sonla umutlanabilmek de kalbini kırsa da kırıkları toplayıp yine hayata koşup onu dudağından öpmek de ve olmayanlara rağmen bir gün olacak diye inanabilmek de en güzeli değil mi?
Bu bir kandırmaca değil, bu bir kaçmak değil ve bunu yapabilmek kolay da değil. Bu hayatın tam ortasından çekilmeyip ve dahi kalbinden geçenlerden çekinmeyip “rağmen” denemek ve yaşıyorum demektir.
Her şeye rağmen sen de inanabilir misin kalbinin yaşama sevdasına?
Betül Yergök
İnstagram: @betulyergok
Youtube: @mentalizasyon
Podcast : “Betül Yergök ile SEN”